Yaklaşık bundan 1 ay evvel 13 Mayıs 2009 Çarşamba günü yine Hadiselerin Muhasebesi sütununda, “Şahitli ispatlı bürokrasi engeli” başlıklı yazım yer almıştı. Konu Kurtköy Barajı’nın arazi sulama kanallarının bir türlü başlamamasıyla ilgiliydi. Sayın Valimizin başkanlığında yapılan İl Koordinasyon Kurulu toplantılarında DSİ Eskişehir Bölge Müdürlüğü yetkililerinin birkaç sefer kanalların yapılması için ihaleye verileceği sözü vermesine rağmen verilmediğini, bu sebepten 6 bin dönüm arazinin 2009’da sulanamadığını, gecikmelerden dolayı, 2010 yılında da sulanamayacağını, iki yılda toplam 12 bin dönüm arazinin sulanmayışından çiftçinin ve milli servetin zararını kimler ödeyecek diye sormuştum.
Sayın Valimiz Musa Çolak haklı olarak gösterdiğim tepkiye tahminiminde üstünde ilgi gösterdi. Kendilerine buradan teşekkür ediyorum.
Yazımdan 15 gün sonra İl Koordinasyon Kurulu toplantısı yapıldı. DSİ Bölge Müdürü Remzi Ertek kurumunu temsilen toplantıya katılmışlar. Yukarıda bahsettiğim haberden dolayı gazetemize gelerek yazılı açıklama ile yetinmeyerek sözlü olarakta bilgi vermek üzere büromuza gelmişler.
Gelmişler diyorum çünkü il dışında olduğumdan görüşemedim. Gazetemiz Yazı İşleri Müdürü ve sayfa editörü ile konuşarak gecikmenin bölge müdürlüğünden değil sulama kanallarının nereden geçeceği projesini hazırlayan müteahhitten kaynaklandığını açıklamışlar. Yapılan yazılı açıklamayı aynen yayınlıyorum.
“Kurtköy Göleti ve Sulaması Projesi; (1992 - 1994) yılları arasında etüt edilmiş ve klasik sulama olarak planlanmıştır. Göllet inşaatı 2007 yılında tamamlanmıştır.
DSİ Genel Müdürlüğünün 2004 yılında Klasik kanal şebekelerinin borulu şebekeye dönüştürülmesi yönündeki kararı gereğince Kurtköy Sulamasının da bu bağlamda Planlama revizyonu gerekmiştir. Planlama revizyonunun tamamlanmasını müteakip ihaleye esas proje çalışmaları (29.12.2006) tarihinde ihale edilmiş ve sözleşmeye göre 19.08.2008’de bitirilmesi gerekirken projeler 21.11.2008’de bitirilebilmiştir. Projeyi yapan yüklenici firma 94 günlük gecikmeden dolayı 6.815,00 TL ceza ödemiştir. İHaleye esas metraj ve keşif içeren yeşil dosya ise 22.12.2008’de onaylanmış yılı içerisinde ihale yapmaya zaman kalmamıştır. Kurtköy göleti sulama inşaatı işi 2009 yılı yatırım programına teklif edilmiş ancak ihale için yeterli ödenek verilmemiştir. 16.03.2009 tarihinde işin aciliyeti belirtilerek 300.000 TL ödenek talep edilmiştir. Daha sonra Genel Müdürlüğümüz ilgili birimleri ile yapılan şifai görüşmede ödeneğin temin edileceği ifade edilmiştir.
DİS teknik ve yatırımcı kurum olup, yatırımlar kanunlar çerçevesinde planlanıp yapılmaktadır. Yukarıdaki bahsedilen aşamalar oluşmadan işin ihale edilmesi mümkün değildir. Söz konusu gazetenin iddia ettiği gibi Kurumumuz ne Valiliğimizi bir atlatma ne de proje için bürokrat engellemesi söz konusu olmayıp bilakis projenin ihale edilebilmesi için gerekli yazışmaları ve görüşmeleri yapmıştır. Kurtköy göleti Sulaması projeleri hazır olup gerekli ödenekte 1 Haziran itibariyle temin edilmiştir. Bu ay içerisinde ihale ilanına çıkılacaktır.
Bilgilerinize arz ederim.”
DSİ Bölge Müdürü Sayın Remzi bey ile yüz yüze görüşemediğimizden dolayı üzgünüm. Gazetemin yetkililerinden edindiğim bilgiye göre bölge müdürümüz yazıma çok üzülmüşler. Kendisinin ülke adına şevkle aşkla çalıştığını belirterek “Yazıyı okuyan biri beni iş engelleyici bürokrat olarak tanıyabilir. Ben öyle biri değilim. Ülkem için var gücümle çalışıyorum. Müteahhidin işi zamanında bitirmemesi ve bütçeden 2009 yılında bu barajın kanalları için para ayrılmaması bizi zor durumda bıraktı. Para ayrılmaması üzerine yaptığımız çalışmalar ile 300.000 TL ödenek temin edildi. Sizler temin edilen ödenek için çalışmalarımı, gayretlerimi görseydiniz umarım bu yazıyı yazmazdınız” demişler.
Sayın Bölge Müdürümüzü konuşarak tanımak isterdim. İnşaallah bir gün nasip olur. Bu yazım dolayısıyla müdürümüzü yakinen tanıyanlar kendilerinden olumlu ifadeler kullanarak gıyaben tanıttılar. Çalışmalarında başarılar dilerim.
Buradan şunu ifade etmek zorundayım. Basının görevi kamuoyu zararını, yapılmayan işlerin sebeplerini, haber niteliği taşıyan her hadiseyi gündeme getirmektir.
Kanalların ihaleye verilmemesine sebep olan müteahhide verilen ceza 6.815,00 TL bana çok az geldi. Belki mevzuat hazretleri bu kadarına müsaade etmiş olabilir. İki yıl içinde 12 bin dönüm arazinin sulanmasını engelleyen ve çiftçinin zararına sebep olanlara ayrıca ihale yasağı getirmeli ki bir daha aynı hayatı yapmamalı.
Bizim niyetimiz “Bağcı dövmek değil, üzüm yemek” olduğuna göre lafı daha fazla uzatmaya lüzum yok. Açıklamalardan öğrendiğimize göre üzümde yolda...
İlgilenen her yöneticiye tekrar teşekkür ediyorum.
NE DEMİŞ NE DEMİŞ
- Cahillerin oyu ile demokrasi olmaz.
Zeliha BERKSOY - Tiyatrocu
- Cennetmekan Osmanlı’da bunları adamdan saymamış!.. O zamanki kadı efendiler, tiyatrocunun, şarkıcının, kontocunun şahitliğini, “Çok çabuk yalan söyler, güvenilmez insanlardır” düşüncesiyle kabul etmemiş.
Sami ÖZEY - Gazeteci
- Her ucu bulaşıklı bir iptir mayın meselesi...
Acaba diyorum, her çocuğun üstüne nane sayın Kılıçdaroğlu’na havale edilse çare bulunmaz mı?
Abdurrahim KARAKOÇ / Şair - Yazar
TAŞI GEDİĞİNE
İlimizin teşvikten yararlanmaması ağır şekilde eleştiriliyor.
- İlimiz yararlanamadı ama Kandilli köyü yararlandı. İçme suyu getirildi.
TAŞI GEDİĞİNE
Teşvikten yararlanmıyoruz ya herkeste “Ne yapmalıyız?...” düşüncesi...
Kayseri teşvikten yararlanmıyor mu? Yararlanıyor.
- Bence bir tek çalışma yapsak yeterli. Cumhurbaşkanlığına ilimizden birini seçtirelim. Yeter.