Mustafa Kemal Atatürk;
‘’Bütün Dünya tarihinde, sizin İnönü Meydan Savaşları’nda yüklendiğiniz görev kadar ağır bir görev yüklenmiş komutanlar pek azdır. Ulusumuzun bağımsızlığı ve varlığı, çok üstün yönetiminiz altında şerefle görevlerini yapan komutan ve silah arkadaşlarımızın duyarlılığına ve yurtseverliğine büyük güvenle dayanıyoruz. Siz orada yalnız düşmanı değil, milletin makûs talihini de yendiniz..."
Değerli okuyucularım.
Bu haftaki yazımızda; yukarıda da ifade edildiği şekliyle, her zaman gururla dile getirdiğimiz ve Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın da ifadeleriyle tarihin sayfalarına altın harflerle yazılan destanın bulduğu topraklar olan ilimiz ilçesi Bozüyük hakkında hasbihal edeceğiz.
Yazımızda; Tarih sahnesinde birçok uygarlığın egemen olduğu, tarihi kervan yolları üzerinde bulunan ve orduların zaman zaman konakladığı Manişar, İçköy, Aktaydı ve Arıklar köylerinin kesiştiği yerdeki bir yerleşim yerinden söz ediyoruz.
Yerleşim anlamında tarihe olan yolculuğu hakkında sözlerimize devam etmek gerekirse eğer Bozüyük, ilkçağlardan bu yana zengin bir tarihe sahip olan Bozüyük, ilk olarak Hititlerin egemenliği ile başlıyor.
M.Ö. 1200 yıllarından sonra Frigler ve sırasıyla Kimmerler, Lidyalılar, Persler, Makedonyalılar, Bitinya Krallığı, Roma İmparatorluğu, Bizans İmparatorluğu Türklerden önce hakimiyet sağlayan uygarlıklar olmuştur. M.S. 395 yılında Bizans İmparatorluğunun hakimiyetine giren Bozüyük’ün eski ismi Lamunia olarak bilinmektedir.
OSMANLI’DA BÖZÜYÜK
Anadolu’nun Türklere açılan kapısı 1071 Malazgirt Savaşı’na kadar Abbasiler ve Emeviler bir süre egemenlik sağlamıştır. Malazgirt Savaşından sonra Anadolu’nun Türk egemenliğine girmesi ile Bozüyük, Selçuklu hakimiyetine girip Sultanönü uç beyliğinin bir Kariye’si (köy) konumuna gelmiştir. Uzun yıllar boyunca Sultanönü sancağına bağlı olan Bozüyük, 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşından sonra Balkanlardan Anadolu’ya Göç eden Türklerin büyük bir bölümü Bozüyük’e yerleşmiş ve bunun sonucunda nüfusun artmasıyla bucak ve belediyeler kurulmuştur.
Bozüyük, Sultanönü Sançağı’nın Hüdavendigar Sancağı sınırında yer alan İnönü nahiyesine bağlı bir kaza merkezi durumundaydı. Nahiye durumunda bulunan Bozüyük’ün diğer ismi Kara Dona olarak bilinmektedir. Kara Dona adı rivayetlerde; Bozüyük’te yaşamış, orada ölmüş ve mezarı Bozüyük’te Tekke Mahallesi’nde bulunan bir kişiye aittir. Kara Dona Horasan erenlerinden olup, Ertuğrul Gazi’nin haberciliğini yaptığı, esmer tenli olduğu için Kara Hamza, Kara Dona diye anıldığı, Ertuğrul Gazi’nin gaza arkadaşı ve sır ortağı olduğu, savaşlarda birçok yararlılık gösterdiği, İnönü Bey’inden aldığı haberi Ertuğrul Gazi’ye götürürken Kızıl Tepe’nin Kuzeybatısında Bizans askerleri ile çatışmaya girerek orada şehit düştüğü bilgileri bulunmaktadır.
19.yüzyılda Bozüyük, İnegöl ve Mihalgazi nahiyeleri ile beraber Ertuğrul Sancağı’nın Söğüt kazasına bağlanmış. Bozüyük nahiyesi, kazaya bağlı nahiyeler içerisinde en çok nüfusu olan ve merkez ve köy nüfusunun tamamı Müslüman olan bir yerleşim konumundaydı. 1924 yılında iller teşkilatının kurulması ile bucak olarak Bilecik’e bağladıktan sonra 1926 yılında Bilecik’in ilçesi olmuştur. İlçe adını 1890 yılında Ankara-İstanbul demiryolu hattının yapımı sırasında keşfedilen Bozüyük Höyüğünden almaktadır.
KURTULUŞ MÜCADELESİNDE BÖZÜYÜK
1.Dünya savaşından sonra imzalanan Mondros Ateşkes Antlaşması ile İngilizler, Fransızlar, İtalyanlar demiryolu ağına sahip olan Anadolu şehirlerini işgale koyulmuş ve Bilecik’te bu işgallerden nasibini almıştır. Bozüyük 1. Dünya savaşından sonra Yunanlılar tarafından işgal edilmiştir. Bozüyük 1. İnönü savaşında ilk işgali 9 Ocak 1921 – 14 Mart 1921 tarihleri arasında ilk 65 gün işgal altında kalmış, 2. İnönü savaşında ikinci işgali 21 Mart – 1 Nisan 1921 tarihleri arasında 7 gün ve son olarak 3. İşgali 12 Temmuz 1921’de Yunan işgaline uğramıştır. 17 Nisan 1921’de Mutasarrıf Salih Bey’in Batı Cephesi Komutanlığı’na gönderdiği telgrafta Bozüyük’teki işgalin sonucunda 527 Hanenin, 604 Samanlık’ın, 190 Dükkanın, 16 Taşlı Değirmenin, 16 Kahvehanenin, 12 Han’ın ve 3 Camii, 1 Hamam, 4 Mektep ve son olarak Bozüyük Hükümet Konağı’nın yakıldığını ve bununla birlikte 6 Müslüman kadına tecavüz edildiği raporunu göndererek yıkımın, Yunan mezaliminin ne kadar acı ve ağır olduğunu açıkça açıkça ifade etmektedir.
Türk Milli Mücadele hareketinin başlaması ve Bozüyük Müdafaa-i Hukuk Cemiyetinin kurulmasıyla bir yandan ordunun silah, cephane, asker, erzak ihtiyaçlarını karşılamak bir yandan da can, mal, ırz ve namus güvenliğinin korunması için vatan sevgisi ve fedakarlılıkla vatan topraklarının savunma bilinci ortaya çıkmasıyla Bozüyük, 4 Eylül 1922’de düşman işgalinden kurtulmuştur.
İsmet Paşa’nın 1 Nisan tarihinde Metristepe’den Ankara’ya gönderdiği telgrafta Yunan Ordusunun yenilgisini bildirdi.
''Saat: 9.30, Metristepe’den görülen vaziyeti Gündüzbey’in kuzeyinde sabahtan beri direnen bir düşman müfrezesi birliklerimizin taarruzu ile dağınık halde geri çekiliyor ve yakın takip ediliyor. Hamidiye istikametinde temas ve faaliyet yok. Bozüyük yanıyor. Düşman, binlerce ölüsüyle doldurduğu savaş alanını silahlarımıza terketmiştir.''
Aşağıdaki son bölümde ise tarihimizde niceleri olduğu gibi Kurtuluş mücadelesi yıllarında da büyük kahramanlık ve çetin mücadeleler sırasında oluşmuş şehitlikler hakkında kısa bilgiler vererek, sizlere veda ediyoruz.
Bozüyük sınırları içerisinde 3 tane şehitlik bulunmaktadır.
METRİSTEPE ŞEHİTLİĞİ
Bozüyük-Eskişehir yolu üzerinde, Bozüyük’ten 10 km sonra yolun sağ tarafında kalan Metristepe Şehitliğinde 28 Mart 1921’de şehit olan Bekir Şahinoğlu ve Binbaşı Erzincanlı Karakullukçu oğlu Halis Bey’in ve Hüseyin Hüsnü ile adları bilinmeyen Mehmetçiklere ait 10 mezar bulunmaktadır.
İNTİKAMTEPE ŞEHİTLİĞİ
Bozüyük- Kütahya yolunun 10 Km’sindedir ve 63 şehidin makamı bulunmaktadır.
İNÖNÜ ŞEHİTLİĞİ
Bozüyük ile Akpınar köyü arasında İnönü Savaşlarının geçtiği cephe olarak bilinen şehitlikte 844 Mehmetçik'e ait mezar bulunmaktadır.
Bu cennet vatanı bizlere emanet eden Şanlı ecdadımızı rahmet ve minnet duygularıyla anıyor, bir dahaki yazımızda görüşmek dileğiyle hoşça kalın.