Kütahya’nın Domaniç ilçesi sınırları içerisinde çıkan yangının Bozüyük ilçe sınırlarına sıçradığını haberlerde okuduk. İlgililerin “ciğerlerimiz yanıyor” feryadını basından okudum.
Domaniç deyince Hayme anamızı ve Domaniç’in Ertuğrul Sancağına bağlı olduğunu bugün kaç kişi bilir. Selçuklu Sultanı Köy aşiretine Söğüt’ü yazlık Domaniç’i kışlak olarak verdiğini biliyoruz. Hayme anamız Domaniç’in Çarşamba köyünde. Sultan II. Abdülhamit’in yaptırdığı türbede yatıyor. Başucunda Fatiha okumak nasip oldu. Domaniç İnegöl’e bağlı bir nahiye iken İnegöl’de Ertuğrul sancağına bağlı idi. Her Bileciklinin ciğerlerini, İnegöl, Yenişehir, Pamukova, Mihalgazi, Sarıcakaya ve İnönü bizden kopartıldığından beri yanıyor.
Ayrıca ilimiz kara parçası olarak küçültüldüğü gibi devlet yardımlarından istifa edemeyen illerin ilk sırasında diyebiliriz.
Bir Yenişehir yolu 10 yılda ihale aşamasını tamamlayabildi. Yol çalışmasına başlandı iki kamyon bir kepçe ile 10 yılda belki tamamlanır gibi görünüyor. Hatırlanırsa Gölpazarı’nın Dikenli bayır denilen 7 km’lik yol düzeltmesi de 4 – 5 yıl sürmüştü. Yine Yenipazar’ın Gölpazarı arası yolunda başladığı 4 yıl oldu sanırım. Geç başlayan, başlayıp da bitmeyen yolların arızası nereden kaynaklanıyor? Neden bitirilmiyor?
Milletin sadece yangınlarda ciğerleri yanmıyor. Hemşerilerimizin, bitmeyen beceriksizlikler karşısında devamlı ciğerleri, yürekleri yanıyor. Halk tepkisini Anayasa referandumunda gösterdi. Ders çıkaran oldu mu acaba? Neden sanmıyorum; konuşması gerekenler mecbur kalmadıkça konuşmuyorlar. Konuşsalar halkın sorularıyla muhatap olacaklar. En iyisi susup varlıklarını unutturmak. Ama gün gelecek "biz yine sizi temsil etmek için yetki istemeye geldik" demeye gelecekler. O gün söylenecek tek söz; "size danışmanlık yapanlar nereliyse oraya gidin" demekten başka çare yok.