Yunus Emre’yi, Üstad Necip Fazıl Kısakürek, “Türkçeyi en güzel kullanan, bu güne kadar ki en büyük şair” olarak tanıtır.
Yunus Emre’nin şiirlerini, “bunlar da neymiş” düşüncesiyle bir suyun kenarına oturan Molla Kasım okumadan, şiir yazılı yaprakları suya atmaya başlar. Atar, atar, elinde az bir şey kalınca nihayet merak ederek atmak üzere olduğu yapraktaki şiiri okur. Şiirde “Bir gün bir Molla Kasım gelir…..” halbuki Yunus Emre Molla Kasım’dan çok evvel ölmüştür. Molla Kasım yaptığı hatanın farkına varır ama şiirlerin çoğunu ele geçmeyecek şekilde suya atmıştır.
İşte bizim elimizdeki şu anda bulunan Yunus Emre’nin şiirleri Molla Kasım’ın hatasını anladıktan sonra suya atmadıkları.
Geçtiğimiz iki hafta, Tarım İl Müdürlüğünün 1. sınıf tarım arazilerine döktürdüğü hafriyatlara tepki göstermiştim. İstedim ki açıklama göndersinler, o yola gitmediler. Duyduğuma göre yeni yeni tarım arazilerine de hafriyat dökme izni veriyorlarmış. Molla Kasım örneğini bunun için yazdım. Tarım İl Müdürlüğündeki Molla Kasımcılar ne zaman uyanırsa gelecek nesile tarım yapabilecekleri arazi kalacak.
Dünyanın hiçbir yerinde “toprak ıslahı yaptırıyoruz” düşüncesiyle 8-10 metre yükseklikte, yerin 10-15 metre derinlikten çıkartılan toprağı döktürülmez.
Tarım İl Müdürlüğüne güvenerek, oturduğu masadan olay mahallerine gidip görme zahmetine katlanmayan ilin idarecisi de kınıyorum. Kardeşim siz nasıl tarım arazilerini ıslah ediyorsunuz öyle. O yaptığınıza ıslah denmez, katlettiğiniz tarım arazisine “höyük” yapıyorsunuz.
Geçen gün üniversiteden araştırmacı hocalarla karşılaştım. Gazetemizle ilgili konuştuk. Bilecik basınıyla ilgili tez hazırlamayı düşündüklerini, ilk çıktığı günden itibaren gazete ciltlerini incelemek üzere verirsek memnun olacaklarını söylediler. Anladığım kadarı ilde her çıkan gazetenin çıktığı günden itibaren, gündeme getirdiği haberler ve köşe yazılarıyla bir derde bir derde merhem olmuş mu? Veya gündeme getirilen konu ele alınmış ve sonuçta ne gibi faydası veya zararı veya zararı olmuş. Basının faydası veya zararı mı oluyor? Bunun analizini yapacaklarını öğrendim.
Yazdığınız haber veya köşe yazılarımızla tarihe not düşüyoruz. Elbette birileri bir gün bu yazılarımızın tahlilini yapacak, gerçeği yazacak. Pazaryeri ilçesi demir köye ait mutlak tarım arazisine döktürülen hafriyatın analizini de yapacak. Bakalım tarih kimi haklı çıkaracak. Ama ben “Molla kasımlardan bize bu kadarcık tarım arazisi kalmış” hükmünü vereceklerine inanıyorum.