Muzaffer Tekelioğlu - KÖŞE YAZISI
Milli eğitimde başarılı olmanın yolları vardır. Öncelikle fiziki ortam, araç gereç, kendini yetiştirmiş öğretmen, öğrenmeye hazır öğrenci, olumlu bir çevre, eğitime katkı sağlayacak veli sevk ve idare edecek yöneten kişi.
Devletimizin katkıları ve eğitime gönül vermiş kişi ve kuruluşlarla fiziki ortamları hazırlayabilir, araç ve gereçleri temin edebiliriz. Öğretmenlerimizi çeşitli seminerlerle yetiştirebilir, motive edebiliriz. Öğrencilerimizi öğrenmeye hazır hale getirebiliriz. İnsanlarımıza eğitimin önemini kavratıp olumlu bir çevre oluşturabiliriz. Bazılarınızın fısıldadığını duyar gibi oluyorum. Fiziki ortam hazırlamak öyle kolay değil. Araç gereç ve malzeme temini hemen oluvermez. Hele hele kendini yetiştirmiş, öğretmenlik mesleğininim kutsallığına inanmış öğretmen yetiştirmek o kadar basit değil. Bu zamanda güvenilir bir çevre oluşturmak çok zor. Sanal medyanın ön plana çıktığı, internet illetinin yaygınlaştığı bir dönemde eğitime hazır öğrenci bulmak mümkün değil. Ben de bu kaygılarınıza katılıyorum. Aslında eğitimde başarılı olmanın tüm yolları önemli Ayrı ayrı değerlendirilecek ve çözüm yolu aranacak hususlar…
Bu yazımda eğitime yön verecek, katkı sağlayacak, sevk ve idare edecek yöneticiden bahsetmek istiyorum. Bu kişinin unvanı resmi kurum ve kuruluşlar başta olmak üzere milli eğitim teşkilatında görev alan kişilere müdür, özel kuruluşlarda, fabrikalarda ve sektörlerde görev yapan kişilere de yönetici, ya da lider deniliyor. İster yönetici densin, ister müdür densin isterse lider olarak adlandırılsın, önemli olan o kişinin o vasıflara uyup, uymaması…
Müdür ve Liderin vasıflarını belirten açıklamaları hepimiz görüyoruz ve okuyoruz. Müdür “çalışanı güder” Lider ise “çalışana yol gösterir” deniliyor. Sizce hangisi akla yatkın aynı sesleri duyar gibi oluyorum “çalışana yol gösterir” Müdür “otoriteye dayanır” Lider “iyi niyetlidir” diyorsunuz ki otorite başarıdan ziyade kırgınlıkları oluşturur. Ölçüleri aşmayacak şekilde “iyi niyetli “olmak hepimizin isteği, Müdür “korku aşılar” lider “şevk uyandırır” hiç tereddüt etmeden “şevk uyandırır” cümlesini dillendiriyoruz. Korkunun neticesi yanlışlığa davetiye çıkarır. Müdür “ben” der, lider ise “biz ”der. Ben enaniyet duygusudur. Her şeyi yoktan var eden, kudret sahibi Yüce Allah seslenirken çok yerde “biz” ifadesini kullanmıştır. Müdür “suçu başkalarına atar” lider “hataları düzeltir” Hz Mevlana “başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol” diyor. Suçu başkalarına atma yerine istemeden yapılan hataların düzeltilmesi herkes tarafından benimsenir. Müdür “insanları kullanır” lider “ insanları yetiştirir. Müdür” övgüleri kendine alır” lider ise çalışanlarını över” Müdür “emreder” lider “sorar” müdür “git” der. Lider ise “hadi gidelim” der.
Müdür ile liderin özelliklerini incelediğimizde ve karşılaştırdığımızda liderde bulunan, ya da lider için belirtilen özelliklere sahip yöneticilerin yanında çalışmak isteriz. Ülkenin yönetimine talip olan kişilerden lider de bulunan özelliklerin olmasını arzu ederiz. Bu konuda Milli Eğitim Müdürlüğümüze de görevler düştüğüne inanıyorum. Liderlik vasıflarına uygun müdürlerin çoğalmasını isteyeceklerdir. Seminerlerle bunu başarabiliriz.
Milli eğitimde görev yapan müdürlere seslenmek istiyorum. Her ne kadar unvanınız yasal çerçevede “müdür” olsa da sizlerde “müdür” de olan özellikler mi, yoksa “lider ”de olan özellikler mi mevcut. Lütfen öz değerlendirmenizi yapın. Kendinize bir zaman ayırın, sakin bir ortamda düşünün. Olması gereken hususları not edin ve yarından itibaren öyle olmaya çalışın. Liderde olan özellikleri taşıyan ve uygulayan müdürlerimize binlerce teşekkürler…