Bilecik Müftüsü Ahmet Dilek, Mevlid Kandili dolayısıyla yayımladığı mesajında, “Mevlid-i Nebi, Müslümanlar için bir tefekkür ve muhasebe iklimidir.” dedi.
14 Eylül Cumartesi gününü Pazara bağlayan gece, sevgili Peygamberimiz (S.A.V.)’in tüm insanlığı onurlandırarak dünyaya teşrifinin yıl dönümünü idrak edeceğimizi hatırlatan Müftü Dilek, “Rabbimiz onu bizlere, “şahit, müjdeleyici, uyarıcı” ve “dosdoğru yol üzere gönderilmiş bir elçi” olarak tanıtmaktadır. Kur’an-ı Kerim’e göre, Peygamber Efendimizi sevmek Allah’a itaatin ölçüsüdür ve o, Allah’a ve ahiret gününe kavuşmaya iman edenler ve Allah’ı çokça zikredenler için en güzel örnektir.” ifadesini kullandı.
Müftü Ahmet Dilek, Mevlid Kandili dolayısıyla yayımladığı mesajında, şunları kaydetti:
“Bizleri Mevlid-i Nebi haftasına ve Mevlit Kandiline ulaştıran Rabbimize hamd-ü senalar olsun. Yüce Kur’an’ı bizlere ulaştıran, insanlığı karanlıktan aydınlığa çıkaran, müjdeci ve uyarıcı olarak gönderilen Efendimiz Muhammed Mustafa’ya salâtü selam olsun.
Kur’an-ı Kerim’de “Size öyle bir peygamber gelmiştir ki, sıkıntıya uğramanız ona ağır gelir. O size çok düşkün, müminlere karşı çok şefkatli ve merhametlidir.” (Tevbe, 128) buyurulur.
Hz. Muhammed (sav), Yüce Allah’ın insanlığa gönderdiği son peygamber ve bütün insanlığın rehberidir. Ahlaki değerleri ve erdemleri kaybeden insanlık, onun gelişiyle tekrar hak, hukuk, merhamet, güzel ahlak gibi değerlerle buluşmuştur.
Rabbimiz onu bizlere, “şahit, müjdeleyici, uyarıcı” ve “dosdoğru yol üzere gönderilmiş bir elçi” olarak tanıtmaktadır. Kur’an-ı Kerim’e göre, Peygamber Efendimizi sevmek Allah’a itaatin ölçüsüdür ve o, Allah’a ve ahiret gününe kavuşmaya iman edenler ve Allah’ı çokça zikredenler için en güzel örnektir.
Bilinmelidir ki, Hz. Peygamber’in sünneti, Kur’an’ın hayata dönüşmüş şeklidir. Kur’an’dan sonra İslam’ın ikinci temel kaynağıdır. Dolayısıyla onu göz ardı ederek İslam’ın anlaşılması ve yaşanması mümkün değildir.
Peygamber Efendimizi hakkıyla tanımak; güzel ahlakı, kardeşliği, ahde vefayı, merhameti, dostluğu, cesareti, adaleti, erdemli davranışı, başkasının iyiliği için çalışmayı, Allah’a kulluğu, gerçek manada özgürlüğü anlamak demektir.
Mevlid-i Nebi, Müslümanlar için bir tefekkür ve muhasebe iklimidir. Sözler, fiiller, idealler ve sorumluluklar dairesinde bütün bir hayatın, rahmet Peygamberinin hayatı ve sünneti ekseninde muhasebeye tâbî tutulmasıdır. Gönüllerdeki peygamber aşkını, hayata Peygamber ahlakı, kulluk sorumluluğu ve ümmet bilinci olarak taşımaktır.
İnsanlığa, son peygamber olarak, tevhidi, adaleti, merhameti, vefayı kısaca Hakk’ın razı olacağı iman, ibadet ve güze ahlâkı öğreten Efendimizin (sav) dünyayı teşrifleri dolayısıyla yüreklerimizi heyecanlandıran “Mevlîd-i Nebî” gününün ve haftasının ülkemize, İslam Alemine ve tüm insanlığa hayırlar getirmesini Yüce Mevlâ’dan niyaz ediyorum.”