M ü n a f ı k: İkiyüzlü, araya nifak sokan, fitne ve fesat çıkaran, karıştıran… Ahdini bozan, yalan söyleyen, güvenilmeyen, hıyanet eden… Görünüşte Müslüman olup hakikatte, kâfir ve düşman olan... Kur’an referanslı, münafıkların bazı temel özellikleri şöyledir:
* Mümin topluluğunun içinden çıkarlar. Münafıklar müminlerin olmadığı bir ortamda var olmazlar. Müminlerin olmadığı bir ortamda ancak Kuran'da müşrik ya da inkârcılar olarak adlandırılan kimselerden bahsedilebilir. Ancak bir toplum içinde bir mümin topluluğu varsa; bazı kişiler bu müminlerin arasına sızarak onların sahip oldukları bazı imkânlardan yararlanabilmek için iman etmedikleri halde etmiş gibi gözükebilirler. Böyle bir ikiyüzlülüğe yönelmelerinin tek nedeni iman etmiş gibi görünmelerinin onlar için bazı çıkarlar taşıyacağını düşünmeleridir. Münafıkların müminlerin arasında yaşamalarının temel sebepleri arasında mümin topluluğunu içten yıkmak onlara zarar vererek dağılmalarını sağlamaktır. Bir toplum içinde mümin topluluğu varsa, bu topluluğun içinde bir de münafık grubu olmasının Allah'ın bir kanunu olduğunu Kuran ayetlerinde görmekteyiz: Hz. Aişe ile ilgili ‘ifk/iftira’ hadisesi için buyurulur ki: “Doğrusu uydurulmuş bir yalanla gelenler sizin içinizden birlikte davranan bir topluluktur.” (Nur/11)
* İman etmedikleri halde iman etmiş gibi gözükürler. Münafıklığın net karakteristiğini şu ayet ne güzel terennüm ediyor: “İnsanlardan öyleleri vardır ki: 'Biz Allah'a ve ahiret gününe iman ettik' derler; oysa inanmış değillerdir. Sözde Allah'ı ve iman edenleri aldatırlar. Oysa onlar, yalnızca kendilerini aldatıyorlar ve şuurunda değiller. Kalplerinde hastalık vardır. Allah da hastalıklarını arttırmıştır. Yalan söylemekte olduklarından dolayı onlar için acı bir azap vardır.” (Bakara / 8-10)
* Dış görünüşleri aldatıcıdır. Münafık denince akla yüzüne bakar bakmaz sahtekârlığı anlaşılabilecek bir kişi gelmemelidir. Bu kişiler dış görünüş olarak samimi insanlardan farklı olmayabilirler. Allah ayetinde bu kişilerin cüsseli yapılarının olabileceğine konuşmalarının da süslü olabileceğine dikkat çekmektedir: “Sen onları gördüğün zaman cüsseli yapıları beğenini kazanmaktadır. Konuştukları zaman da onları dinlersin. Sanki onlar elbise giydirilmiş kof kütük gibidirler. Her gürültüyü kendileri aleyhinde sanırlar. Onlar düşmandırlar bu yüzden onlardan sakının. Allah onları kahretsin; nasıl olup da döndürülüyorlar. (Münafikun/4)
* Kur’an’ı anlamazlar. İşte eskimeyen ve eskimeyecek olan belge: “Sana Kitabı indiren O'dur. Onun bazı ayetleri muhkemdir ki, bunlar Kitab’ın esasıdır. Diğerleri de müteşâbihtir. Kalplerinde eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve onu tevil etmek için ondaki müteşâbih âyetlerin peşine düşerler. Hâlbuki onun tevilini ancak Allah bilir. İlimde derinleşenler ise: Biz ona inandık hepsi Rabbimizin katındandır, derler. ‘Bu inceliği’ ancak aklıselim sahipleri düşünüp anlar.” (Âl-i İmran / 7)
* Allah’ı çok az anarlar. Münafıkların en belirgin özelliği, Allah ile bağlantılarının olmayışıdır. Kalben Allah ile birlikte değildirler O'na yönelmez O'nu anmaz O'ndan bağışlanma dilemezler. Çok az andıklarında bile, bunu, Müslüman görünmek için gereken bir zorunluluktan dolayı yaparlar. Allah, Kitab-ı keriminde bu gerçeği şöyle bildirmektedir: “Şüphesiz münafıklar Allah’a oyun etmeye kalkışıyorlar, hâlbuki Allah onların oyunlarını başlarına çevirmektedir. Onlar namaza kalktıkları zaman üşenerek kalkarlar, insanlara gösteriş yaparlar, Allah'ı da pek az hatıra getirirler.” (Nisa/142)
Münafıkların, Allah'ı anmamalarının sebeplerini ve nedenlerini de şu ayetlerden öğreniyoruz: “Şeytan onları sarıp-kuşatmıştır; böylelikle onlara Allah'ın zikrini unutturmuştur. İşte onlar şeytanın fırkasıdır. Dikkat edin, şüphesiz şeytanın fırkası hüsrana uğrayanların ta kendileridir.” (Mücadele/19) “Münafık erkekler ve münafık kadınlar bazısı bazısındandır; kötülüğü emrederler iyilikten alıkoyarlar ellerini sımsıkı tutarlar. Onlar Allah'ı unuttular; O da onları unuttu. Şüphesiz, münafıklar fıska sapanlardır.” (Tevbe / 67)