Siyasette de, ticarette de bu böyledir. Yapılan bir eylemde hata var asi, elbet gün gelir karşına çıkar. Geçtiğimiz hafta Bilecik Belediyesi’nde yaşanan olaylarda bu görüşümüzün doğruluğunu teyit etmekte.
Partiler halkın karşısına çıkıp kendi adayının desteklenmesini talep ediyor. Kendilerinin ve ekibinin şehri daha iyi yöneteceğini iddia edip, bir de başka partinin bu işi başaramayacağını savunuyorlar. Seçilen partinin adayı, şehre yönetmek için mazbatayı alıyor. Seçim kazanıldı, hasret bitti, şimdi yönetme zamanı. Peki hal nasıl mı ilerliyor, kazanan parti için sancılı süreç başladı.
Kazanan başkan kendisini partinin de üstünde görüp, astığı astık, kestiği kestik, şehri emin olma yolunda değil de, derebeyliğe soyunuyor. Tanınmadık, bilinmedik üç beş danışman, şehri tanımayan, şehrin dinamiklerini bilmeyen, partiyi hiç takmayan insanlar, daha ilk haftadan belediye binasında belirmeye başlıyorlar. Bu Ak Parti döneminde de böyle oldu, CHP döneminde de böyle oldu. Ak Parti ilk döneminde bu hataları sonrası en güçlü dönemde ikinci seçimini kıl payı zor alabildi. CHP ise 20 yıl aradan sonra kazandığı belediyenin geldiğini son nokta malum. Hangi CHP’li şu anki belediye yönetimiyle övünüp, ‘her şey çok güzel oluyor’ diyebilir.
Ömrünü davasına adamış gariban partilim de partisinin arkasından koşsun dursun. Kahvede, parkta, sokakta, partisine oy toplayıp, İl, ilçe başkan ve yönetimleri köy köy gezip partisini canlı tutmaya çalışsın. Hasta ziyaretleri, düğünler, cenazeler, özel günler, partisini temsil etmek için ailesinden fedakarlık edip koştursun, elin oğlu gelip, seni hiç takmadan musluğun başında borusunu öttürsün.
CHP parti yönetimi bile belediye kazanıldığında il dışından danışman, hatta onların sekreterleri, hatta bir de sekreterlerinin altına birer araba çekileceğini biliyorlar mıydı? Bilmiyorlardı belki ama, Belediye Başkanı bu hamlelerini yaptığında da parti yönetimi veya milletvekili buna dur diyememenin cezasını çekiyorlar.
Parti içerisinde üç beş muhalefetin dışında CHP’de halkın serzenişine kulak tıkamanın getirdiği sonuçtur bu yaşanan olay. Halk içerisinde belediyenin müteahhitlerden rüşvet aldığı söylenmeye başladığında CHP yönetimi vurdum duymaz tavrını sergiledi. Gerekli tedbirleri almadı. Ortada net olarak alınan belge olmaya bilir, fakat insanlar kötü gidişatı hisseder. CHP Belediye Meclis Üyesi Ali Olcay’ın sezdiği gibi. Olcay, belki bu denli konuların vahim olduğunu biliyor veya bilmiyor, fakat gidişattaki aksaklıkları fark ediyordu ki, gerektiğinde partisiyle bile ters düşerek Belediyenin aldığı kararlara hayır oyu kullanıyordu. Parti yönetiminden üç beş kişi ‘devrilen bu çamları biz mi kaldıracağız’ diyerek ayrıldılar.
Yöneticilerin yaptığı hataları partililer çekiyor. Parti yöneticileri aday belirlemekle sorumlulukları bitmiyor, 5 yıl sonra o adayın devirdiği çamları kaldırmakla da sorumlu oluyorlar. Yapılan bir hata elbet bir gün karşınıza çıkıyor.
Ne doğrarsan aşına, o çıkıyor karşına.