NE SİZLERİ UNUTTUK NE KAHPE EYLÜLLERİ!..

HALİL TÜRKER ÇOBAN

“Kardeş kavgası!” dediler, “Eşitlik getireceğiz.” dediler, “Karıştır-barıştır.” dediler ve bu vatanın öz evlatlarına idam sehpalarını reva gördüler. Ne yapmıştı Ruhi Kılıçkıran? Suçu neydi Dursun Önkuzu’nun? 

Askere, polise kurşun mu sıkmışlardı! Devlete, millete küfür mü etmişlerdi! Lenin’e, Stalin’e destanlar mı yazmışlardı! Atatürk resimlerini yakıp, Mao’nun resimlerini mi taşımışlardı! Üniversitenin duvarına “Muhammed’in piçleri giremez.” yazanlar ülkücüler miydi!

Değildi elbet, ama tarihler Eylül 1980'i gösteriyordu. Ülkücülerin yazdığı büyük destan ise; "Ne ABD, ne  komünist Rusya, Ne Kızıl Çin! Herşey Türk tarafından, Türk'e göre Türk için!.." 

Ama tırnakları sökülen, tabutluklarda işkenceler gören Türk Milliyetçileri oldu. İşkenceler gördük, asıldık, suçlandık. Yani sözün özü; Yıkıldık, yakıldık: 'devrim' dediler. Bozkurta it, ite 'yavrum' dediler. 

Ama gözü kara Türk Milliyetçileri hak, hakikat Allah yolundan dönmediler. Vatan, bayrak, Kur'an, Ezan için, yeri geldi cellatlarından helallik isteyerek dar ağacına gittiler. Mahkemeler bir can daha aldığını sandı. 13 Ağustos 1982 günü sabaha karşı Ankara Ulucanlar cezaevinin bahçesinde idam edilen Ali Bülent Orkan'ın, Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu'na yazdığı mektup onların ölümsüz olduğunu gösterdi.

Merhum Lider Muhsin Yazıcıoğlu’nun Kur’an’ında Yasin suresinin arasında sakladığı mektupta şu sözler nakış nakış işlendi; "Selamün aleyküm başkanım ben ALİ.. Çok sevinçliyim. Aldığım idam cezası 1 hafta ertelendi. Ben 1 hafta sonra öleceğim diye sevinmiyorum. Hatim indiriyordum yarım kalmıştı. Onu tamamlamaya fırsat kazandım ona sevindim.

Benden ve benim gibilerden Yasin-i Şerif’i esirgemeyin. Kaza oruçlarım vardı bitirdim sanıyorum aklım pek yerinde değil, belki Yasinleriniz bana şefaatçi olur."

Mustafa'lar ölür, Ali'ler ölür ama Allah davası ölmez! Zafer her zaman Allah'a inananlarındır. Bu kutlu yolda bir can değil binlerce can feda olsun. Unutmak tükenmektir, biz de unutmadık. 

Tesellisi var elbet bu tarifsiz acının, bekçisi o ağabeyler Tanrıdağ yamacının. Onlar Vey kıyısının Kür Şad'laşmış gülleri ne sizleri unuttuk, ne kahpe Eylülleri..

Uğruna 5000 şehidin canını verdiği bu davayı gönüllerinde taşıyanlara selam ve dua ile...

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.