NEREDE?

ALİ ERDAL

Nerede lâpa lâpa yağan, üzerine basınca kütürdeyen kar?.. Nerde her şeyi olgunlaştıran yazın sıcağı?.. Nerde ilkbaharın ılıklığı, neşesi, çiçekleri?.. Nerde sonbaharın hüzün timsali sarı yaprakları?.. Mevsimler hercümerç oldu; iç içe girdi… Mevsimleri şaşırdık…

*

Kanser karşısında, (eydis) karşısında, grip karşısında; hattâ nezle karşısında insanlık aciz… Çaresi bulunan bir hastalığa karşı bin tanesi çıkıyor…

Sıhhatimizi kaybettik!..

*

En adi kadın erkek ilişkilerine bile “aşk” deniyor. Fahişeler, cemiyetin “yıldızı”… Şairin dediği gibi “tarihe karıştı eski sevdalar!”… Ve “aşk kasetleri” yönetiyor cemiyeti…

Aşkımızı kaybettik!..

*

Ne fedakârlık, ne vefa, ne merhamet, ne şefkat, ne şu ne bu… Tek ölçü, “senden gördüğüm menfaat kadar sana dostum” düşüncesi…

Ahlâkımızı kaybettik…

*

Göğün delindiği, kutupların ısınmaya başladığı ve dünyayı suların istilâ edeceği âfetlerin çoğaldığı, bakkaldan tuz almak kadar basit bir tarzda söylenebiliyor…

Dengemizi kaybettik…

*

En kötüsü cemiyete ne yazı, ne çizi, ne lâf kâr ediyor… Cemiyet yemiş narkozu… Futbol, fuhuş, kumar ve içkiden başka heyecan tanımıyor…

İdrakimizi kaybettik…

*

Nasrettin Hoca’nın karanlık bodrumda kaybettiği yüzüğünü aydınlık sokakta aradığı gibi insanlık da dikkatini uzaya, (ufolar)a, malayaniye çevirmiş…

Şuurumuzu kaybettik…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.