Osmanlının bir onbaşı ile idare ettiği topraklar bugün aç gözlü yahudi, onun destekçisi ABD ve Batı tarafından alev alev yanıyor.
11. Abdülhamit 33 senelik iktidarında ülkeyi sulh ve sükun içerisinde yönetti. Filistin’de bir yahudi devleti kurmak isteyen Siyonist Yahudileri huzurundan kovdu.
Bugün Filistinli kardeşlerimizin yaşadıklarını 100 yıl önce gördü. Kendisine “Kızıl Sultan” adını koyanlar, bugün de halen aynı tabiri kullanmaya devam edenler, Osmanlıyı parçalamaya sebep olanlar gibi Türkiye Cumhuriyeti’nin de parçalanmasına sebep olacaklar. Bunların bir kısmı hıyanetliği bilerek yapmakta, gafiller ise bilmeyerek destek olmakta.
1960’lı yıllarda Üstad Necip Fazıl Kısakürek, Nurettin Topçu, Necmettin Erbakan ve aynı ekolün fikir adamları, İsrail’in Ortadoğu’da çıbanbaşı olduğunu, kurduğu devletle o anki sınırlarıyla kalmayacağını, kendilerine vadedilmiş topraklar olarak gördükleri “Nil’den Fırat’a kadar” hedeflerine adım adım gideceklerini kitaplarında ve konferanslarında söylediler, yazdılar.
Bugün İsrail yanlısı olanlar, onların babaları ve dedeleri bu söylemleri yalanladılar. Korkakların İsrail’i öcü gibi göstermenin planları olduğunu, ufacık 3 milyonluk devletin ileri sürülen iddiaları başaramayacağını iddia ettiler.
Hatta İsrail Meclisi duvarında asılı olan “Nil’den Fırat’a kadar” haritasının varlığını görmezden geldiler.
İsrail devletinin kurulduğu 75 yıl oldu. Terörle kuruldu aynı sistemle devam ediyor. Vadedilen topraklar içinde Adana’dan Van’a kadar illerimizde var. ABD, Batı ülkeleri desteğiyle sınırımız Irak, Suriye’de isimleri devlet olarak söylense de devlet otoritesi kaldı mı? Dün “Vadedilmiş topraklar” hikaye, aslı yok diyenler bugün hala kimisi aymış değil, kimisi ihanetine devam ediyor.
Amerika sınırımıza İsrail’in hamisi devlet kurmaya çalışıyor. Arkasından “Nil’den Fırat’a kadar” toprakları içine katmak için savaş başlatacaklar. Türkiye niçin Suriye ve Irak topraklarında yuvalanan, yuvalandırılan teröristleri yok etmek için uğraşıyor. Meclisten tezkere istediğinde karşı çıkanlara niçin karşı oy kullandıklarını sormak gerekir. On, on beş, yirmi yıl sonra olacakları görmezsek çok eyvah deriz.