Geçen haftaki yazımın neşredildiği gün, Sakarya gazetesinde bir okuyucu mektubu yer aldı. Okuyucu benden de bahsettiği için ele aldığı hususta, ona ve onun şahsında kamuoyuna bilgi vermem gerektiğini düşündüm…
Okuyucu, “KIZAKTAKİ SİYASETÇİLER” başlıklı yazısında şöyle diyor:
“Geçtiğimiz günlerde Sakarya Gazetesi’ni elime aldığımda, sürmanşetten bir haber verilmiş ve dikkatimi çekti.
Konu: Ak Parti Bilecik Kadın Kolları’nın düzenlediği BAŞÖRTÜSÜ üzerine bir panel. Konuşmacılar: Ali ERDAL, Salih KAYA, Serkan AŞICI, İsmail YILMAZ ve Üniversiteden bir hoca…
Dikkatimi çeken konu yukarıdaki isimlerini yazdığım konuşmacılar… Bir anda kafamda şimşekler çaktı bu isimlerle ilgili…
İsterseniz isim isim açalım bu kişileri…
Ali Erdal, AKP’nin 2004 yerel seçimlerinde belediye meclisi 1. sırasında yer aldı. Meclise girdi. Belediye Başkan Vekilliğinin yanı sıra Kent Konseyi Başkanlığı da yaptı. Kendisini Belediye Başkanı Selim Yağcı’ya muhalif tavırlarla tanıdık sürekli. Sanırım şu an partide hiçbir görevi yok.”
Söz ettiği diğer kişileri değerlendirdikten sonra Kadın Kolları Başkanı Kevser Fidan’ın başarılı faaliyetlerine işaret ediyor ve bunların analizini Milletvekili’nin ve Ak Parti Teşkilâtının yapacağı kanaatini belirtip şu sonuca varıyor:
“Kızaktaki AKP’liler bir de daha aktif görevde olsalar demek ki Bilecik siyasetinin gündemini onlar belirleyecekler. Kim bilir AKP içinde olup kızakta kalan daha nice Ali Erdallar, Salih Kayalar, Serkan Aşıcılar, Aytaç Yılmazlar vardır”
Okuyucuya teşekkür ediyorum… İnançlarını, görüşlerini, fikirlerini bu şekilde kibar ve kendinden emin şekilde ifade eden kişileri her zaman takdir etmişimdir.
Demokrasilerde hakem de, karar mercii de kamuoyudur. Nasıl ki, bir iş yerinde çalışan, amirine bilgi vermek mecburiyetinde ise, bu onun görevi ise; herkes toplumla ilgili faaliyetleri hakkında kamuoyunu bilgilendirmek, hattâ kamuoyuna hesap vermek mecburiyetindedir. Bunların bir kısmını kanunlar, yönetmelikler ve yönergeler emreder; büyük çoğunluğunu ise kişilerin ahlâkı tespit eder. Bu sebeple, münasip bir zamanda ele almayı düşündüğüm, okuyucunun işaret ettiği hususta kamuoyuna bilgi vermek istiyorum…
Ramazan’dan birkaç ay evvel… Ak Parti İl Başkanı Ramazan Kurtulmuş’a dedim ki… “Toplantıları bana duyurmuyorsunuz. Basından öğreniyorum… Bir bakıyorum il divan toplantısı yapılmış… İsmimin üzerini çizdinizse bana haber verin ve bunu kamuoyuna da ilân edin! Tüzük gereği toplantıları duyurmanız gerekir. Katılır mıyım, katılmaz mıyım, ayrı mesele… Ama siz, parti tüzüğünün emrini yerine getirmelisiniz.” Başkan Kurtulmuş; çizmek diye bir şey olmadığını, olamayacağını söyledi ve “gözden kaçmıştır, ilgilenip bilgi vereceğim” dedi.
O günden sonra birkaç toplantı yapıldı ve Ramazanda iftar yemeği verildi… Ramazandan sonra da toplantılar oldu. Hepsini basından öğrendim.
Şu safhada hiçbir değerlendirme ve yorum yapmadan, sadece kuru bilgi olarak, değerli okuyucuya ve kamuoyuna arz ediyorum…