ÖLÜMLER KARŞISINDA TAVRIMIZ NASIL OLMALIYDI

MUSTAFA KINIKOĞLU

Bedir zaferi sonrasından bir sahne...

Savaşın kazanılmasından sonra Efendimiz adeti olduğu üzere savaşın olduğu sahada üç gün konaklamıştı. Üçünçü gün sonunda Efendimiz devesinin getirilmesini emretti. Deve hazırlandı ama Efendimiz bir süre yola yaya devam etti. Ashab da “herhalde bir iş için gidiyor” diyerek kendisi ardından yürümeye başladı. Nihayet Efendimiz müşriklerden öldürülenlerin atıldığı kuyunun bir tarafına gitti ve isimlerini sayarak onlara:

“Ey filan oğlu filan… Ey filan oğlu filan… “ diye seslendi ve devam etti:

“Siz peygamberine en kötü davranan aşiret oldunuz. Beni yalanladınız ama başkaları beni doğruladılar. Siz beni yurdumdan çıkardınız, başkaları beni barındırdılar, siz benimle çarpıştınız, başkaları bana yardım ettiler. Rabbinizin size vaadettiği şeyi siz hak ve gerçek buldunuz mu, Ben Rabbimin bana vaadettiği şey hak ve gerçek buldum.”

Efendimiz’in müşrik ölülerine bu şekilde seslenmesi sonrasında Hz. Ömer “Ya Resûlullah, ölmüş, kokmuş hale gelmiş bir topluluğa mı sesleniyorsun, onlar sözlerini nasıl işitsinler?” deyince Efendimiz “Nefsim Kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki söylediklerimi siz onlardan daha iyi işitici değilsiniz. Fakat onlar cevap vermeye kadir değiller…”

Diğer sahne bir cenazeden…

Efendimiz ashabı ile bir aradayken oradan bir cenaze geçer. Efendimiz cenazeyi görünce ayağa kalkar. Bunu gören ashab Efendimiz’in bu hareketini belki de garipsediklerinden “Ya Resûlullah, bu bir yahudi kadının cenazesidir” derler. Efendimiz şöyle mukabelede bulunur “Bu da bir insan değil mi?”

Geçtiğimiz günlerde ülkemizin iki önemli ismi dünya hayatlarını tamamladılar. Birisi 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren, diğeri de ünlü komedi sanatçısı Zeki Alasya idi.

Memlekette olan en ufak olayın bile hallaç pamuğu yapıldığı sosyal medyada bu iki ölüm de çok konuşuldu. 80 ihtilali ve sonrasında yaşananlarla ilgili Evren’e kin kusanların çoğunluğu herhalde ihtilal sırasında henüz ya dünyada değillerdi ya da

emekliyorlardı. Aralarından kaç tanesi bu ihtilalin tarihini okumuş bilinçli sözler ediyor bilemiyorum. Elbette sözümüz ihtilal kabusunu ciğerine kadar yaşayıp da Evren’in artık hesap verecek olmasına sevinenlere değil, her konuyu çığırından çıkarıp tabiri caiz ise cılkını çıkaranlara… İhtilal ve sonrasında evlatlarını , eşlerini kaybedenler şimdi Allah’ın adaleti tecelliği edeceği için bir nebze rahatladılar.

Bir diğer cenaze Zeki Alaysa’nın idi… Zeki Alasya Metin Akpınar ile Cumhuriyet tarihinin önemli komedi sanatçılarındandı. Onun da bir konuşması gündeme getirilerek arkasıdan hayli sert sözler edenler oldu sosyal medyada. Halbuki işin aslını Salih Tuna birkaç gün sonra Yenişafak’taki köşesinde yazdı. Ama klavye kahramanları daha münker nekir gelmeden hesap defterini imzalamışlardı bile…

Yazının başında Efendimiz’in cenazelere olan tavrını aktardık. İlki canına kast eden müşriklere seslenişi…. Dikkat ediyor musunuz, Efendimiz’in kendisine silah çekmiş müşriklerin ölülerine seslenişinde kin, nefret içeren bir tek söz var mı? Aksine iman etseydiniz ne iyi olurdu demek istemiyor mu? Aynı durum ikinci sahnede de var. Yahudi cenazesine “O da insan değil mi?” direrek ayağa kalkan bir Peygamberimiz var. Bir yanda bu örnekler, bir yanda son günlerdeki ölümlere verilen tepkiler...

Büyükler öyle diyor, Efendimiz’in her hareketini örnek alarak hem dünyamızı hem ahiretimizi mamur edebiliriz. Dua edelim de Efendimiz’in himmeti ile O’nu örnek alabilelim.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.