Hz.Eyyup Peygamber hastalanıp yataklara düşmüştü. Hanımı Rahîme hâtun der ki: “Senin için Allah’tan sıhhat ve âfiyet isterim.” Hz. Eyyup: “Ey Rahîme, Allah, bizlere nimetler verirken, biz ondan gelen belalara niçin sabretmeyelim” buyurdu. Hz.Eyyub’un bu sıkıntılı hâli yedi sene sürdü. Bir gün hanımı Rahîme hâtun dedi ki: “Allah’a dua etsen de bu dertleri senden alsa! Sen Allah’ın sevgili kulusun. Duanı reddetmez.” Eyyup: “Ya Rahîme, bizim sıhhat ve âfiyetle geçen günlerimiz ne kadardı?” Eşi: “Seksen sene” dedi. Eyyup: “Ey Rahîme, sıkıntılı günlerim, sıhhat içinde geçen günler kadar olmadıkça, Allah’a dua etmekten hayâ ederim.”
Hz. Ebu Bekir: “Bir şeyi gördüğüm zaman, onun önünde Allah’ı görürüm,” Hz. Ömer: “Bir şeyi gördüğüm zaman, onun arkasında Allah’ı görürüm,” Hz. Osman: “Bir şeyi gördüğüm zaman, onda Allah’ı görürüm,” Hz. Ali: “Bir şeyi gördüğüm zaman, Allah’ı görürüm” demiş.
Bir bayram arefesi Hz. Ömer, çocuğunun bayram isteği karşısında parası bulunmadığı için, devlet hazinesinden gelecek ayın ücretini peşin olarak almak üzere hazine memuruna bir pusula yazarak talepte bulundu.
Hazine memuru gönderilen pusulanın arkasına şunları yazar: “Halifemiz, almış olduğunuz borç parayı hak edinceye kadar borcunuzu kapatıncaya kadar bakalım yaşayacak mısınız?” Hz. Ömer cevabı okuyunca, sanki beli kırılır, ayaklarının bağı çözüler, sararır, solar, yutkunur, zoraki toparlanınca, hem isteğinden dolayı pişman olur ve hem de hazine memurunu takdir eder.
Bir gün ashap, Peygamberimiz s. den Hz. Ali’yi niçin çok sevdiğini sordu. Hz. Peygamber o anda mecliste bulunmayan Hz. Ali’yi çağırmaya adam gönderdi ve orada bulunanlara sordu: Birisine iyilik etseniz, o da size kötülük etse ne yapardınız? Cevap verdiler: Yine iyilik ederiz. Yine kötülük yapsa? Yine iyilik ederiz? Yine kötülük yapsa? Ashap cevap vermedi. Başlarını öne eğdiler. Bunun anlamı kötülüğe kötülükle mukabele etmesek bile iyilik yapmaya devam etmeyiz, demekti. Bu sırada Hz. Ali meclise geldi. Resulullah, Hz. Ali’ye sordu: Ya Ali, iyilik ettiğin biri sana kötülük etse ne yapardın? Cevap: İyilik ederdim. Yine kötülük yapsa? Yine iyilik yapardım. Hz. Peygamber s. soruyu tam yedi kere tekrarladı. Hz. Ali yedi defasında da yine iyilik ederdim diye cevap verdi. Ashap: Ya Resulallah, Ali’yi çok sevmenizin sebebini şimdi daha iyi anladık, dediler.
Bir defasında sahabeden biri, evine fareler dadandığını söyleyince, arkadaşları, kedi getirmesini tavsiye etmişler. Tavsiyeyi yapanlara hayretle bakan Resulullah s. in bu talebesi şu suali sordu: “Peki bu kedi, fareleri ne yapacak?” Onlarda: “Bir kısmını yakalayacak, gerisini de komşunun evine kaçıracak.” Parmaklarını ısıran sahabe şu karşılığı verdi: “Evindeki fareleri komşusunun evine kovalayan bir Müslüman olmaktan Allah’a sığınırım. Komşusunu rahatsız etmekten çekinmeyecek kadar Allah korkusundan gafil adam olduğumu kim söyledi size!”
Yahya Kemal Beyatlı, Madrid’de sefîr-i kebîr / Büyükelçi (1929-1932) iken, İspanyollar, Türkiye’nin nüfusunu sorarlar. “200 milyonuz” der. Gerçekteyse, henüz 15 milyonuzdur. Soranlar şaşırırlar. “Nasıl olur?” Büyük şair, üstün tarih idrakiyle cevap verir: “Biz Müslümanlar, ölülerimizle birlikte yaşarız…”