Gündemi hızla değişen bir memlekette, en zor iş, yazarlık olmalı… Bir zamanlar Macaristan´da enflâsyon o hale gelmiş ki, bir kahvenin, ısmarladığınız zamanki fiyatı; içip bitirdikten sonra ödeyeceğiniz ücretin aşağısında kalıyor… Bizde de ele alınan bir konu, toplum karşısına çıkarıldığında, başlangıçtaki sıcaklığını kaybediyor. Buna rağmen bazı konuları her an ele almak mümkün… Bunlardan biri de alfabe değişikliği ve bu yüzden okunamayan ve değeri bilinemeyen eserlerimiz… Son Millî Eğitim Şûrası´nda okullara “Osmanlıca” adı verilen bir dersin konmasına karar verilmesi sebebiyle yine gündemde…
Türkçe, Arapça, Almanca, Farsça der gibi, –doğru mu yanlış mı diye en ufak bir kaygı duymadan– rahatça “Osmanlıca” diyorlar… “Osmanlıca” diye bir dil yok ki!.. Bir zamanlar, Arapça ve Farsça kelimelerle doldurulmuş bir Türkçe vardı; ona da Osmanlı Türkçesi denebilir... Ne ders konsun diyenler, ne ders konmasın diye ahkâm kesenler, bu inceliğin farkında... Ama meseleyi doğru olarak görenler de yok değil. Şûra´da önergeyi veren Gürkan Avcı bunlardan biri: “Osmanlıca denilen aslında Türkçedir. Osmanlı Türkçesi demek daha doğrudur.”
Ne demişler, “galat-ı meşhur, lügat-ı fasihadan evlâdır”… Yaygın hale gelen yanlış, doğru sözden evlâdır… Meselâ “edebiyat”, aldığımız kaynakta çoğul olduğu halde, biz onu tekil olarak kullanıyoruz. “Osmanlıca” ifadesi de galat-ı meşhur görülüyor… Hindilerin gulu gulusu gibi, taraftar olan da, karşı çıkan da “Osmanlıca” diyor. “Edebiyat”ı; kaynağına uygun olarak kullanmamak, yani Türkçeleştirmek, şahsiyet alâmeti… Ama “Osmanlıca” demek, bilgi yanlışı; dil galatı değil… Yaygın olması, yanlış kullanmaya mazeret olamaz. Ancak düşüncesizliğin ve fikirsizliğin delili olur. Bunu, eski eserleri okuma faaliyetinin adı olarak, yanlış olduğunu bile bile kullananlar olduğu gibi, ayrı bir dil zannederek kullananlar bile var… İşte her bir ayrı bir politikacıya ait olan inciler:
“Osmanlıca öğretince uzaya mı çıkacaklar?”
“Osmanlıca ile ilgili şunu söyleyeyim: Bir dilin öğretilmesine asla karşı değiliz. Çocuklarımız okulda öğrenebildiği kadar çok dil öğrenmeli. Doğu dilleri, Batı dilleri, eski ve hattâ hiç kullanılmayan diller, çocuklar bunları öğrenebilir hiçbir sıkıntı yok.”
“Osmanlıca, Mustafa Kemal Atatürk´ün eğitim aldığı dildir.”
“Çocuğuma kesinlikle Osmanlıca ve Arapça öğrettirmem, gitsin sınıfta kalsın. O okulu da verecek hocaya dar ederim.”
“Doğru dürüst Türkçe öğretemiyorsunuz, Osmanlıca öğreteceksiniz öyle mi?”
“Osmanlıca lisede okunup geçecek bir ders değil.”
Yanlışı, doğru sananlar… Yanlışı, bile bile doğru gibi kullananlar… Doğruyu da, yanlışı da bilmedikleri, ayrı bir dil sandıkları için yanlış kullananlar… Hepsi “Osmanlıca” azalırdı, tahmin edebiliyor musunuz?
Fikirsizliğimize güler misiniz, ağlar mısınız?