Bozüyük siyasetinde son dönemde yaşanan gelişmelerin, ilçenin geldiği konumun açık ve net bir göstergesidir, “Padişahım sen çok yaşa “söylemi. Sen iyi de yapsan, kötü de yapsan sen çok yaşa, çünkü sen yaşayamazsan biz nasıl yaşayalım” anlayışı. Bu hikayeyi bilmeyen yoktur aranızda. Ancak sırf çıkar ve menfaatleri için bu millet tarafından seçilmişler karşısında el divan durarak hala Osmanlı’dan kalma “Padişahım Sen Çok Yaşa” düsturuyla yalakalık ve dalkavukluk yapanları gördükçe, hikayeyi anlatmaya gerek kalmıyor aslında. Daha düne kadar ilçe menfaatlerini savunarak bu konuda ahkam kesenler, şimdi ne oldu da bir anda mevcut yapı içerisinde kaybolup gittiler. Demek ki bir yerde ayaklar baş olunca her şey bozulmaya başlıyormuş. Kaşın üzerinde kara değil gül biter anlayışı ile ilçenin geldiği konum ortadadır. Hala tüm yapılanları ve yaşananları şuursuzca tasdik ederek ilçenin günden güne kan kaybetmesine zemin hazırlayanlar da bu vebalin altında bir gün mutlaka yok olup gideceklerdir.
Sanayinin can çekiştiği, tarımın bitirildiği bir ortamda ilçeye tek canlılık katabilecek üniversite konusunda hala bir arpa boyu dahi yol alınamamıştır. Verilen sözler yerine getirilmemiş, yer sorunu bile henüz aşılamamış ve koskoca bir yıl daha heba olup gitmiştir. Aylar öncesinden üniversiteye tahsis edileceği duyurulmasına rağmen, eğitime kapatılan 75.Yıl İlköğretim Okulunun hala tahsisinin yapılamaması siyasilerin kocaman bir ayıbıdır.. İlk etap da en azından alt yapının oluşturulacağı ve öğrenci sayısının arttırılacağı ümidiyle nefes almayı planlayan ilçe esnafı yine hüsrana uğramıştır. Hükümetin genel yatırım politikalarıyla ilçeye kazanım sağlandığını savunanlar, yerel de Bozüyük’ü layıkıyla temsil edemedikleri gibi ilçeye bir kazanım sağlayamamışlardır. Bozüyük, İlimizden bile büyük bir ilçe olmasıza rağmen yıllarca boş yere yapılan kısır çekişmeler ve yanlış politikalar sonrasında ilin en büyük köyü konumuna dönüştürülmüştür. İş söze geldiğinde “Tabela nüfusumuz 57.000 olmasına rağmen, gündüz hizmet ettiğimiz nüfus 75.000’dir diyenler” acaba otogarı dahi olmayan bir ilçe de bu insanlara ne şekilde hizmet götürmektedirler.
İlçenin tutunacak tek dalı olan Üniversitenin biran evvel ilçeye kazandırılması ve BORSAB’ın tam anlamıyla faaliyete geçirilmesi için artık söylemlerin uygulamaya yansıması gerekmektedir. Ortalık süt-liman, her şey dört dörtlük gibi göstermeye çalışan veziri azamların artık gerçekle yüzleşme zamanları gelmişte geçmektedir. Birilerinin mertçe çıkıp artık kralın çıplak olduğunu ifade etmesi zorunludur. Aksi halde “Padişahım sen çok yaşa” anlayışının bu ilçeye hiçbir şey katmadığını gören bu millet, yapılanları unutmadığı gibi yeri ve zamanı geldiğinde gereğini çekinmeden yerine getirecektir.
SAYGILARIMLA…