Bursa'da otomobilde tartıştığı sürücü koltuğundaki patronu Mustafa Ekşi'yi boğazından bıçaklayarak ölümüne sebep olan Halil Kağan Oğuz'un yargılanmasına başlandı. Oğuz'un, iddiaya göre cinayet sonrası 42 milyon lira değerinde çek, senet ve ziynet eşyalarını aldığı ve kıyafetlerini değiştirmek için Mudanya'da evine gittiği öğrenildi.
Olay, 5 Temmuz günü saat 17.00 sıralarında merkez Osmangazi ilçesi Santral Garaj Mahallesi'nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Ankara yolu istikametinde seyreden 16 KM 015 plakalı otomobilin sürücüsü Mustafa Ekşi (41) ile yanında bulunan çalışanı Halil Kağan Oğuz, alacak-verecek sebebiyle tartışmaya başladı. Tartışmanın büyümesiyle Mustafa Ekşi otomobili kent meydanı otoparkı önünde durdurdu. Oğuz, yanında taşıdığı bıçağı çıkararak patronu Mustafa Ekşi'nin boynuna ve koluna sapladı. Kanlar içerisinde otomobilden inen Ekşi, can havliyle önünde bulunan park halindeki otomobilden yardım isterken yere yığıldı. Çevredekilerin ihbarı üzerine olay yerine gelen 112 Acil Servis ekipleri, en yakın hastaneye ağır yaralı olarak Ekşi'yi kaldırsa da yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.
Mustafa Ekşi'nin yanında 9 ay muhasebeci olarak çalışan Halil Kağan Oğuz ise iddiaya göre otomobil içerisinde bulunan 42 milyon değerindeki 90 adet çek, 15 adet senet ve ziynet eşyalarını alarak kıyafetlerini değiştirmek için Mudanya'da sevgilisi ile beraber yaşadığı eve gitti. Sonrasında oto tamircisi olan arkadaşının yanına giderek, çeklerin bir kısmını ofisteki çekmeceye koyduğu öğrenildi. Oğuz, daha sonra polise giderek teslim oldu.
Yargılanmasına başlandı
Çıkarıldığı mahkemece tutuklanan ve hakkında "kasten adam öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen Oğuz'un yargılanmasına başlandı. Duruşmada tutuklu sanık Halil Kağan Oğuz, tarafların avukatları, maktul Mustafa Ekşi'nin eşi M. Ekşi ve yakınları hazır bulundu.
Mustafa Ekşi'yi öldürdüğünü kabul eden Oğuz mahkeme savunmasında, "Mustafa'nın kullandığı araca bindim ve kent meydanına durduk. Bana birinin geleceğini söyledi ama kimin geleceğini söylemedi. Arabanın içinde çekleri çıkartıp hesaplamaya başladı. Aldığımız çeklerin tahsilatında sıkıntı yaşıyorduk. Bana "biz bu araçları neden sattık" dedi ve tartışmaya başladık. Otomobilden inmemi söyledi. Daha sonra tekrar arabaya binmemi ve arka koltuğa oturmamı söyledi. Mustafa, "seni öldürürüm" diyerek bağırmaya başladı. Elini otomobilin gizli bölmede olduğunu bildiğim silahına yönlendirdi. Ben de otomobilin konsolunda bulunan bıçağı alarak öldürme kastı olmadan yaralamak amacıyla sağ omzuna sapladım. Kan geldiğini ve bıçağın boynuna saplandığını gördüm. Otomobilde kalmaması için Mustafa'ya ait çek, senet ve ziynet eşyalarını aldım. Telefonlarımızın markası aynıydı benim olduğunu zannederek onun telefonunu aldım. Kendi telefonumun cebimde olduğunu fark etmedim. Daha sonra birlikte yaşadığım sevgilimin Mudanya'da bulunan evine gitmek için taksiye bindim. Takside giderken Mustafa'nın telefonu olduğunu fark edince Acemler'de dışarıya attım. Evde kıyafetlerimi değiştirdikten sonra tekrar şehir merkezine geldim. Oto tamirhanesi bulunan arkadaşımın iş yerine gittim. Elimdeki çek ve senetleri arkadaşıma teslim ettikten sonra polise teslim oldum. Kayıp çekler hakkında bilgim yok suçlamaları kabul etmiyorum" ifadelerini kullandı.
Maktul Mustafa Ekşi'nin eşi M. Ekşi ise Halil Kağan Oğuz'un oto-yedek parça dükkanında çalışan işçi olduğunu, araçların alım-satım işlemlerini yaptığını ve eşi ile ortaklığı bulunmadığını söyledi. M. Ekşi mahkeme ifadesinde, "Çek ve senetler Oğuz'un söylediği gibi kendisinde değil, eşimde bulunurdu. Olayın olduğu gün biz evimizi taşıyorduk. Olay gününden 3 gün önce 1 milyon 45 bin liranın kayıp olduğunu ve önce bir bankaya gidip paranın benim hesabıma yatırılması yönünde talimat verdi daha sonra da bu talimatı iptal ederek kendi hesabında tuttu. Lüks marka aracımızı İstanbul'da tamir ettireceği ve parçanın dolar üzerinden getirileceğini söylemesi üzerine hesabına 500 bin lira para attık. Olay günü cinayeti işledikten sonra çeklerin ve senetlerin bir kısmını S.Ş. isimli arkadaşının tamir dükkanına bırakıyor ve "benden haber bekleyin çekleri ne yapacağınız konusunda gerekeni söyleyeceğim" dediğini öğrendik. Olaydan 1 saat sonra Halil Kağan Oğuz'un babasının, S.Ş.'nin iş yerine gidip çekleri sordurduğunu öğrendik. Fakat S.Ş. çekleri ertesi gün bulduğu için "Halil Kağan bize bir şey bırakmadı" diyerek babasını geri göndermiş. Halil Kağan Oğuz'un arkadaşı S.Ş., olaydan sonraki gün çekleri ofiste çekmecede bulup polise teslim ediyor. Polis ekipleri iş yerinde bulunan 22 tane çeki bulduğunda teslim etmek için beni çağırdığında, İstanbul'da olduğunu sandığımız lüks marka aracımızın iş yerinde olduğunu gördük. Halil Kağan Oğuz'un lüks marka aracımızı S.Ş.'nin iş yerinde sakladığını öğrendik. Mustafa çevredekilerden yardım istemek için indiğinde, Oğuz otomobildeki 42 milyon değerindeki çek, senet ve ziynet eşyalarını alarak kaçıyor. Eşim kendisine çok güvenirdi. Şuraya para atılacak, arabanın şu kadar ihtiyacı var diye bize kandırarak hem canımızdan hem malımızdan etti. Kendisinden sonuna kadar şikayetçiyim" dedi.
Mahkeme heyeti Halil Kağan Oğuz'un tutukluluk halinin devamına karar verirken, duruşmayı ileri tarihe erteledi.