Gelinen noktada herkes soruyor: HDP neden aday çıkarmadı? Niçin Kılıçdaroğlu'nu destekleme kararı aldı? HDP'ye neler vaat edildi? Karşılığında hangi sözler verildi?
Aslında cevabı bilenen sorular bunlar. Ama kağıda yazılamaz, açıklanamaz, dillendirilemez.
HDP elbette Kılıçdaroğlu'nu karakaşına, kara gözüne bakarak desteklemiyor. Zaten böyle bir şey de yapamazlar. Kandil'deki terör baronları, fitil fitil getirir o eş başkanların burnundan. Sorarlar adama, "Biz yıllardır elde silah dağlarda boşa mı geziyoruz?" diye. Çözüm sürecinde "serok" dedikleri Abdullah Öcalan'a bile "Niye silah bırakıyoruz?" diye sordular. Hatta "O tutsaktır, verdiği sözün hükmü olmaz" gibi gerekçelerle ciddiye dahi almadılar.
Ayrıca, zaten onlar istedi bu işin böyle gelişmesini.
Duran Kalkan diye bir adam var orada. Söyledikleri ortada: Altılı Masa'ya hep ayar vermeye çalıştı. "AKP-MHP'yi yıkalım, daha fazla ömrü uzamasın" dedi.
Diğerleri gibi O da Altılı Masa'yı desteklediklerini açıkladı. "İttifak konusunu daha fazla geciktirmeyin" diye talimat bile verdi.
Niye? Çünkü, inlerinden kafalarını dışarı çıkaramıyorlardı. Birer birer yok oluyorlardı. Altılı Masa'yı kendileri için bir kurtuluş ümidi olarak görüyorlardı. Siyasi uzantıları olan HDP de onları kurtarmak için çırpınıp duruyorlardı. Bir can simidine ihtiyaç duyuyorlardı.
***HDP'ye "PKK'nın siyasi uzantısı" dediğimizde rahatsız olan, yüzünü gözünü oynatanlar var...
Ama gerçek bu! Üstelik kendileri de saklamıyorlar. Her yerde ve her ortamda "Biji Serok Apo" diye bağırıp, Kandil'e selam gönderiyorlar. Etle tırnak gibiler. PKK hendek kazıyor, içinden onlar çıkıyor.
PKK denilen kanlı örgüt, 1984'ün 15 Ağustos'unda, Eruh ve Şemdinli'ye gerçekleştirilen kanlı saldırı ile ortaya çıktı. Orada Onbaşı Süleyman Aydın'ı, katlettiler, ilk şehidimizi verdik.
Çapulcu sürüsünün başında da Mahsum Korkmaz vardı. Daha sonra PKK kamplarında adına terör akademisi kuruldu. HDP'li vekiller de tabelasının önüne geçip, boy boy fotoğraf verdiler.
HDP'liler o kadar ileri gittiler ki...
Belediyeleri vasıtası ile Diyarbakır Lice Yolaçtı Köyü'nde bir terörist mezarlığı inşa ettiler. Oraya da Türkiye'ye karşı savaş açıp, Suriye'deki kamplardan içeri girip şehir basan Mahsum Korkmaz'ın heykelini diktiler. Açılışına ise, HDP'li vekil Nursel Aydoğan ile DBP Eş Başkanları Emine Ayna ile Kamuran Yüksek katıldı.
HDP'liler, ülkemize savaş açan, Mehmetçik'e kurşun sıkan, on binlerce insanımızı katleden, Kürt vatandaşlarımıza kan kusturan PKK ile hep birlikte yürüdüler...
Şimdi de CHP ve Kılıçdaroğlu ile birlikte yol yürüme kararı aldılar.
Ne oldu, kafalarına taş mı düştü? Pişmanlık duyup, geri adım mı attılar?
Tabii ki değil. Onlarda milim gerileme yok, aynı yerde duruyorlar. Ama CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu onlara yaklaştı. İyi Parti ve Saadet gibi yapıları da destek için yanına aldı.
Normal midir bu sizce? Bu ülkenin birlik ve bütünlüğünü savunan geniş kitleler için kabul edilebilir ve hazmedilebilir bir durum mudur?
Tabii ki hiç normal değil. Hazmedilip edilemeyeceğini ise, seçim sonuçları ortaya çıktığında birlikte göreceğiz!
Emin PAZARCI / AKŞAM GAZETESİ