Başbakan Ahmet Davutoğlu, plâket vermek yerine ağaç dikmeyi emreden bir genelge yayınladı. Bunu duyunca, –Bilecik’te pek çok kişi hatırlar– aklıma bir plâket verme olayı geldi. “Başarılı çalışmalarından dolayı” bir valiye, “plâket” verilmişti. Kim vermişti?.. Memurları!.. Dünya tersine dönmüş; memur, âmirini takdir ve taltif etmişti!.. O zaman, herkesin haddini bilmesi gerektiğini belirterek, “köle efendisini doğurdu” diye yazmıştım. Bu kadar suyu çıkmıştı, plâket vermenin… O günden bugüne ne hale geldi, siz karar verin… Vatan sathında değil, bir ildeki plâketleri toplayıp yığsanız, nasıl bir dağ meydana gelir bir düşünün! Bu dağın içinde hakkıyla verilenler, bir pazar çantası doldurur mu? Takdir ve teşekkür belgelerini söz konusu etmedik…
Başbakan emrediyor:
“Bundan sonra başta benim yaptığım ziyaretlerde olmak üzere hiçbir ziyarette yerel yönetimler, valilikler veya diğer kurumlar plâket hediye sunumunda bulunmayacaklar. Eğer hediye edilecekse, ağaç dikimi, fidan dikimi hediye olabilir, küçük bir belge ile bu fidanların o kişi adına o bölgede dikildiği söylenebilir, o kadarı yeter. Gelen devlet büyüğü, bakan, başbakan ve diğer yetkililer adına fidan dikilebilir ve onlar büyüdükçe de kendi hediyesini sürekli topluma kazandıran bir hatıra olarak yaşar.”
Enflâsyon paralarından daha fazla değer kaybetmiş ve yağdanlık kokan bir uygulamayı, faydalı bir şekle çeviriyor… İster şirin görünmek isteyin, ister samimi olun… Plâket vermek istediğiniz kişi için ağaç dikin… Sadece “yasak hemşerim!” deyip defteri kapatmıyor; verilmesi gereken hallerin de olabileceğini kabul ediyor, çözüm buluyor ve yol gösteriyor… Bu kararı alkışlamamak, hattâ ayakta alkışlamamak mümkün mü?.. Batı takdir ölçüsüne göre de söyleyelim ki, Batı’dan medet umanlar da anlasın… Bu karara, “şapka çıkarmamak” mümkün mü?
Şimdi muhalefet ne yapsın? Karar o kadar yerinde ki, bu işten para kazananlar bile, lâzım olan bir şey yasaklandı, diyemediler; gelirimizden olacağız diye sızlandılar. Şimdi muhalefet, aşağı tükürse, yeşil gayretkeşliği iflâs edecek ve bir daha “ağaç katliamı” yaygarası yapamayacak… Plâket vermeyi müdafaa da edemez… Yukarı tükürse, iktidarı takdir etmiş olacak… Yok, yok; iyi bir şey de yapsa, takdir etmek olmaz… Ağzıyla kuş tutsa da… Muhalefetliğin şanına yakışmaz!.. Muhalefetin görevi, hataları söylemek; hata yoksa bile, arayıp bulmak ve diline dolamak… Peki şöyle yapsalar, nasıl olur?.. Deseler ki… Nihayet iktidar, yeşilin kıymetini, bizim yaptığımız gösteriler sayesinde, anlamaya başladı ve kamuoyuna şirin görünmek istiyor. Bunun için, Davutoğlu adına yeni yapılan cumhurbaşkanlığı sarayının bahçesine, bin ağaç dikeceğiz; ve ona bunu ifade için bir belge vereceğiz!..
Şaka bir yana, muhalefetin ne yapacağını tahmin zor değil: Selâmet sükûttadır…