PROTOKOL SKANDALI HABERİNİN MUHABİRİNE ÖDÜL

ŞADİ ERDAL

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Yüksek Hızlı Tren açılışı için ilimize gelmesiyle bürokrasinin beceriksizliği bir daha ortaya çıktı. Biz bu beceriksizliğin farkındaydık.

Yıllardır birçok konuyu gündeme taşıdık. En son yaşanan protokol krizi basının zaman zaman gündeme getirdiklerinden istifade edilmediği gerçeğini ortaya çıkardı.

Bildiğiniz gibi Başbakan’ı karşılamak için giden Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr. Azmi Özcan ile ilimiz Başsavcısı Sayın Kamil Yaşar protokol kapısından içeri alınmadı. Bu protokol skandalını tesadüfen olay mahallinden geçmekte bulunan muhabirimiz Sinan Önce tespit etti. Program dönüşü haberini yazıp önümüze getirdi.

Böyle bir haberi hangi muhabir haber yaparda yayınlanmaz mı? Hatta muhabir tarafımdan 1 hafta izinle ödüllendirildi.

Bayram dönüşü Perşembe günü haberin sahibi ödül izni kullandığından diğer iki kıymetli muhabirimiz Ahmet Meşe ile Türker Çoban’ı Vali Bey’in konuyla ilgili görüşlerini almak için görevlendirdim.

Her iki muhabiri kabul eden Sayın Vali titrek ses tonu ve sinirden elleri titreyerek “Sizi açıklama yapmak için kabul etmedim. Yaptığınız habere tepkimi dile getirmek için kabul ettim. Haber yanlış bir haber. Bu haber beni küçültmez. Benim güvendiğim bürokratlar kimlermiş? Güvenip, güvenmediğim bürokratların isim listesi mi var elinizde, açıklayın. İtimadım sarsıldı. Protokol listesini biz hazırlamadık. Ak Parti hazırladı. Başsavcı ve Rektör Beyler ile görüştüm, onlar da üzgünler. Ben araştırdım. Sinan o anda olay mahallinde yokmuş. Sonradan birileri haber vermiş. Eşim bile zor içeri girebildi. Ne o öyle yorumlar. İşinize geleni yayınlıyorsunuz, gelmeyeni yayınlamıyorsunuz. Bizi ilgilendirmeyen bir konuyla bizi zor durumda bırakacağınızı mı zannediyorsunuz”

Sayın Vali ses kaydını kapattırdığı için muhabirlerimizin aklında kalanları sizlere aktardım.

1- Haberin yanlış olduğunu söyleyen Sayın Vali’den doğru haberin nasıl olduğunu açıklamasını istemek bizim hakkımız.

2- Kimseyi küçültmek için haber yapmıyoruz. Kamuda çalışan herkes nasıl maaşını almayı unutmuyorsa, görevini de yapmayı unutmamalı. Sayın Vali, güvendiği bürokratlar ifademize kızmış, güvenmediği bürokratlar mı dememiz gerekirdi?

3- “İtimadım sarsıldı” demiş, sarsılmanın karşılıklı olduğunu unutmamalı.

4- Sayın Vali “Protokol listesini biz hazırlamadık Ak Parti hazırladı diyerek çok sevdiği bürokratları korudu. İktidar partisini muhalefet partilerinin önüne atmış oldu.

5- Başsavcı ve Rektör beylerle görüştüğünü ve üzgün olduklarını söylüyor. Her iki bürokratımız protokol kapısından geri çevrildiklerine sevinmişlerde, haberden dolayı mı üzülmüşler? Güldürmeyin beni demekten kendimi alamıyorum.

6- Sayın Vali muhabirimizin orada olmadığını iddia ediyor. Farzedelim yoktu, bir şekilde haberi bir başkasından öğrendi yazdı değişen ne olurdu? Skandal etkisi az mı olurdu?

Köşe yazarımız Mehmet Erdal “Vali Bey kendi girdiğine şükretsin” demiş, dediği de doğru çıktı sayılır, eşinin bile zor girdiğini Sayın Vali itiraf ediyor.

Protokol krizinde topu Ak Partiye atan Sayın Vali’ye İl Başkanı Kurtulmuş’tan ve Milletvekili Poyraz’dan cevap gecikmedi. Kurtulmuş: “Siyasi protokolü partiler, bürokrasi protokolünü Valiler yapar. Bunu çocuğa sorsanız bilir. Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan olarak YHT açılışı için Bilecik’e geldi” dedi. Milletvekili Poyraz’da Başbakan’ın Bilecik’e geliş programının Devlet Protokolü olduğunu, siyasi olarak teşkilatın da misafir gibi katıldığını, Valilikte ilgili müdürlerin kendi hatalarını ört pas etmek için Vali Bey’e yanlış bilgi verip, yanlış yönlendirilmiş olabileceği ifadeleriyle protokol skandalını Valiliğin yaşattığını gözler önüne sermiş oldular.

Vali Nayir protokol krizine sebep olanlara kızacağı yerde, beceriksizliği meydana çıkaranlara kızıyor. Muhabirimiz bu olayı haber haline getirmeseydi, haber değeri kaybolduğunda bilgi sahibi olsaydık vay o muhabirin haline. Ama muhabir görevini tam yaptığı için izinle mükafatlandırıldı. Aynı davranışı görevini layıkıyla yerine getirmeyen bürokratlarına karşı Vali Bey’den de görmemiz gerekirdi.

Vali Bey'in muhabirlerimize karşı asabi davranışını ve konuşma üslubunu hoş karşılanacak bir tavır olarak görmüyorum. Vali’nin muhabirlerimiz karşısında memuruymuş gibi davranmasını esefle karşılıyorum. Sayın Vali basın bürosu müdürlerini basının üstünde bir müdürlük, yazılması gereken haberlerin süzgeçten geçmesi gerektiğini düşünüyorsa demokrasilerde her kuruluşun görevi ve sınırları çizildiğini hatırlatmak isterim. Aksi halde sansürcülük hortlatılmak mı isteniyor sorusu gündeme gelir.

Bir protokol krizi yaşanmıştır, Ak Parti işin gerçeğini açıkladı. Recep Tayyip Erdoğan Başbakan sıfatıyla geldi, Ak Parti Genel Başkanı sıfatıyla gelseydi, sorumlu Ak Parti olurdu. Parti toplantısı olsaydı, bürokratlar zaten davetli olmazdı. Valilik açıklama yapmalı ve sorumlular hakkında gerekenin yapılacağını açıklamalı. Yapmazsa ne olur, skandalı sırtlanmış olur.

Yarın evvelce yaşanmış bir protokol vakasını anlatacağım.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.