Milletvekili Fahrettin Poyraz referandum sonuçlarını değerlendirdi. Referandumda alınan neticelere bakıldığında Ak Partinin oylarında artış görüldüğünü belirtiyor. Basının değerlendiriş tarzına çatıyor ve esas konuların görülmediğinden şikayet ediyor. Sayın vekilin basın toplantısındaki konuşmalarını okuduktan sonra daha çok bizim gazetedeki yazılara cevap verdiği kanaatine vardım. Benim bu hususta kısa ve öz bir yazım oldu. Yazı işleri Müdürümüz Mücahid Erdal’ın dört gün arka arkaya referandum değerlendirmesi çıktı.
Sayın vekil referandum sonucuna farklı bir açıdan baktığını, “kafaları karıştırmak” istediğini söylüyor.
Sayın Poyraz’ın açıklamalarıyla kimsenin kafası karışmadı. Ama Sayın Vekilin konuşmalarından sonra kafasının epey karışık olduğunu zannediyorum.
Boksör ringe çıkıyor rakibi tarafından dövülüyor. 1 dakikalık dinlenme vaktinde antrenörü “çok güzel dövüşüyorsun böyle devam edersen adamı nakavt edersin” der. Her dinlenme seansında antrenörü aynı konuşmayı sürdürür. Boksör “madem ben bu kadar iyi maç çıkartıyorum beni kim dövüyor” dediği gibi, madem Ak parti oyunu yükseltti neden Bilecik “hayır” cephesinde yer aldı?
Sayın Poyraz, “Her zaman 2+2=4 etmez” diyor. Bir olayı dün şöyle değerlendirmek gerekir diye tarif eder, ertesi günü ayrıbir tarif ile değerlendirirseniz elbette 2+2=4 etmez.
Ak Parti Genel merkezi ve Sayın Genel Başkanı Başbakan Erdoğan “Bu referandum Ak Parti iktidarının başarı grafiğinin oylaması değildir. Anayasa değişikliğinin millet tarafından kabul veya reddedilmesinin oylamasıdır. Türkiye’nin önünün açılmasının oylamasıdır. Yüksek oranda evet oyu çıksa da Ak parti oyunu yükseltmiştir gözüyle bakmayacağız. Hayırlar kazansa da Ak parti iktidarı oy kaybetmiştir, diye düşünmeyeceğiz. Aynı düşüncelerimiz muhalefet içinde geçerlidir diyorum…”demişti.
Sayın Poyraz, Sayın Tüzün ile yaptığı “hodri meydan” toplantısında, sayın Başbakan’ın yukarıdaki konuşmasının benzerini söylemişti.
Şimdi ne oldu da birden referandum sonuçları Ak Parti oyunu artırdı şeklinde yorumlanıyor? Dün söylediğinize göre hareket etmezseniz, genel başkanınızın tespit ettiği parti politikasını unutur 2+2=4 her zaman 4 etmez tezini ileri sürersiniz.
Sayın Poyraz Bilecik’te basının referandumu, derinlemesine ele almadığını, siyasilerin köylerinin sandıklarına kadar analiz yapılmasına kızıyor.
Siyasilerin memleketlerinde kaybetmeleri veya fark atamamalarını haber haline getirmek veya yazarın köşesinde değerlendirme yapması her yerde geçer akçedir. Hele bir vekil kendi ilçesinde belediye başkanlığını seçimle hiç kazanamıyorsa haber değeri taşımaz mı? Dört yüz seçmeni olan bir köyden milletvekili çıkıyor da neden 10-12 oy farkıyla evet kazanıyor analizi yapılmasın. “Parça bütünün habercisidir” diye boşuna söylenmemiş. Kandillinin analizi yapılırsa ilin tamamının muhasebesini yapmakta zorlanmayız. Nasıl ki Başbakan için “Başbakan 7 seçime gitti yedisini de kazandı….”derken nasıl hoşumuza gidiyorsa, “neden böyle haberler yapıyorsunuz?”diye sorgulanmıyorsa seçilmişlerin memleketlerinin sandıkları analiz edilince neden kızıyorlar anlamıyorum.
Sayın Poyraz basın toplantısında Yahudi hikayesi anlatıyor ve hikayeye atıf yaparak “Bundan sonrasını muhalefet düşünsün” diyor.
Bence bu hikaye iktidar milletvekili olmasına rağmen ilinde referandumu kazanamayan milletvekiline milletin "Bundan sonrasını sen düşün" ikazıdır.
Yarın; "Bilecik’te siyaset yapmak zor" hakikatten zor mu?