Taş, Ahmet Selöz’ün “15 Temmuz darbe girişimi ve kamuda başlayan FETÖ/PDY tasfiye süreciyle ilgi en büyük sıkıntılar maalesef Bilecik Şeyh Edebali Üniversitemizde oldu” iddialara cevaben “Ahmet bey üniversiteye yüklenmiş sanki bu tür haberler üniversiteden sızdırılmış gibi. Halbuki ilgisi yok. Şöyle ilgisi yok. Bu olaylar soruşturma komisyonunda devam ederken savcılık bizden soruşturma komisyonundaki evrakları istedi resmi olarak. Resmi olarak istendiği için biz bu evrakları başsavcıya vermek zorundayız ve verdik. Orada savcılık tarafından emniyet üzerinden iddianameler oluşturuldu. İddianameler burada soruşturmada ifade veren kişilerin sözlerinden bunlar oluşturuldu. Bunlar oluşturulunca tabi ki sanıkların avukatları tarafından gün yüzüne çıktı bunlar. Yani onlar ele geçirdiler bunları. Ele geçirince herkes tanıkların ifadelerinden haberdar olmuş oldu. Yoksa bizim üniversitemizde soruşturulan şeyin sızdırılması söz konusu değil. Neden değil çünkü bunlar kaç ay öncesinden bizde oldu bitti. Bunlar mesela 3-4 ay önce bu tür olaylar var mıydı, yoktu. Bunlar savcılığa gittikten sonra gün yüzüne çıktı. Savcılık emniyet aracılığıyla başka platformda aslında bunlar açığa çıktı bir bakıma. İnsanların oradan haberi oldu. Üniversitenin sızdırması falan kesinlikle böyle bir şey yok yani. Zaten şuan FETÖ soruşturması devam ediyor. Henüz tamamlanmış değil. Bylock listeleriyle ilgili yeni gelişmeler oldu. Biz onlarla ilgili gerekli yerlerden haber bekliyoruz. Bununla ilgilide işlemlerimizi yapacağız” dedi.
“Üniversitemizde yaşanan bir takım olaylar var”
Rektör Taş, Ahmet Sölez’ün üniversitede son derece gergin bir ortam bulunduğu ve iç hesaplaşmalar yaşandığı iddialarıyla ilgili olarak, "Üniversitemizde yaşanan bir takım olaylar var. Bizi ilgilendirmeyen bir takım şahsi olaylar. Bu tür olaylarda bir dahlimiz veya bir şeyimiz olamaz yani. Kişilerin ifadeleri az önce dediğim gibi savcılık vasıtasıyla emniyet vasıtasıyla ortaya çıkınca iddianamelerden dolayı ifade verenlerin üzerine bazı şeylerle gittiler. Ben bu konularla ilgili uyarılarımı mesela Emniyet Müdürüyle falan da paylaştım. Bu olaylar yaşanmadan önce. Buna benzer duyumlar alıyoruz. Bu tür olaylar yaşanıyor. Bunların tedbir amaçlı önüne geçmek lazım şeklinde ben Emniyet Müdürlüğüne bu şeyleri paylaştım bize gelen bilgileri. Maalesef tatsız bir olay oldu ve bunun da önüne geçilemedi. Biz arkadaşımızın arkasındayız. Yani arkasındayız derken yalnız bırakılması falan kesinlikle öyle bir durum söz konusu değil. Vali beye de direk durumu aktardım bizzat. Emniyet Müdürümüzle paylaştım durumu bizzat. Arkadaşımızı gittik ziyaret ettik yakinen ilgilendik kendisiyle. Ben darp edenlerin savcılık kararıyla gözaltına alındıklarını duydum. Ahmet Selöz açıklamasında üniversite bir bakıma çanak tutmuştur. Üniversite darp edilen arkadaşı mağdur etmiştir gibi hiç alakası yok. Biz bizzat arkadaşımızla görüşüyoruz. Yanındayız, yakınındayız yani. Bizzat gittim evinde ziyaret ettim ben arkadaşımızı. FETÖ soruşturması kapsamında üniversitemizde kurulan komisyondaki hocalarımızın o zaman söylenmemesi demagoji olmasın diyeydi. Hocalarımız belli iki tane rektör yardımcımız Prof. Dr. Dursun Hazer, Prof. Dr. Nurgül Özbay, Prof. Dr. Cüneyt Koyuncu, Prof. Dr. Erdal Karakaş, Prof. Dr. Bülent Yılmaz. Onlar titiz bir şekilde çalışmalarını yürüttüler, yürütüyorlar da. Tekrar söylemek istiyorum. Bu ifadelerin rektörlükten sızması asla söz konusu değil” dedi.
“Rektörlükte karışıklık var imajı mı oluşturuluyor”
Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Taş, yapılan açıklamalarla rektörlükte karışıklık var imajı oluşturulduğunu söyledi. Böyle bire şey olmadığını belirten Taş; sözlerine şöyle devam etti:
“Hatta ben size şunu temin ederek söyleyeyim. YÖK’te mesela bu tür ihraçlarla veya bu FETÖ soruşturmaları ilgili bizim üniversitemiz örnek üniversite olarak gösterilmiştir. Savcılık bir araştırmayla hiçbir alakası yok. Şöyle söyleyeyim burada yürütülen soruşturma savcılıktaki iddianamelerin özünü oluşturuyor aslında. Yani o iddianame dosyaları size de gelmiştir. Onları bir inceleyin bizim üniversitemiz dışında bir şeyin katkısı bile yok dosyada. YÖK tarafından bu işi titizlikle yürüttüğünüzü aldığınız kararların gerekçeli olduğu hiçbir mağduriyetin olmadığını bunları bize sık sık söylediler. Bu konuda gerçekten çok rahat söylüyorum. YÖK tarafından bazı dosyalarda iadeler oldu. Bizde hiç öyle bir şey olmadı mesela. Mesela arkadaşlar KHK ile ihraç edilen kişiler arasında geri dönüşü olan oldu mu? Biz son derece eminiz attığımız adımdan. Hiçbir sıkıntımız yok Allah’a şükür.”
“İnsanlar elmayla armuttu da karıştırıyorlar”
İHA muhabirinin “Bozüyük Meslek Yüksekokulu Müdürü olarak atanan Doç. Dr. Hüseyin Sadoğlu Eğitim Bir-Sen Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi temsilcisiydi. Sizin Eğitim Bir-Sen Şube Başkanı ile sorunlarınız varken neden bu atamayı yaptınız” sorusuna karşın cevap veren Rektör Taş, “İnsanlar elmayla armudu da karıştırıyorlar. Bozüyük Meslek Yüksekokulu müdürümüzün görevi sona ermişti. Süresi bitmişti biz de yeni bir müdür atadık. Hüseyin Sadoğlu hoca benim çalışmayı düşündüğüm, prensip olarak uygun gördüğüm bir arkadaş. Bu olaylarla ilgiliymiş gösterilmeye çalışılıyor. Hiç alakası yok oysa ki. Niye? Bozüyük Meslek Yüksek Okulu Müdürü’nün görev süresi bitmişti zaten. Bizim oraya bir müdür atamamız gerekiyor. Eski müdürle de devam edebilirsin, yeni bir müdür de atayabilirsin. Biz Hüseyin Sadoğlu hocamızı atadık. Memnunuz da ama Hüseyin Sadoğlu’yu atamamızın bu olaylarla ilişkilendirilmesi doğru değil hiç alakası yok yani. O temsilciliğinden istifa etti. İstifa etmese müdür olamıyordu zaten. Ahmet Bey’in başka kurumları eleştirdiği şeyleri de görüyorum okuyorum. Ahmet Bey’i tanıyanlar biraz onun yapısının eleştirel gözle baktığını olaylara hemen hemen birçok kurumu bu şekilde eleştirdiğini söylüyorlar. Ben onu kendi kişisel tercihi olarak görüyorum. Ahmet Bey’e her defasında cevap vermeyi açıkçası pek doğru bulmuyorum. Ahmet Bey’in tarzı o biraz. Hüseyin Sadoğlu’nun atanmasının hiçbir alakası yok bu olaylarla” dedi.