Bilecik, Türkiye'nin zengin tarihi ve kültürel mirasının en önemli sembollerinden biridir. Şehir, köklü geçmişi, eski isimleri ve bu isimlerin ardındaki hikayelerle, Bilecik'e özgü çekici ve gizemli bir atmosferi vardır.
BİLECİK’İN ESKİ İSİMLERİ
Türkiye'deki sayılı önemli şehirlerden biri olan Bilecik, tarih boyunca birçok farklı isimle anılmıştır. ''Agrillion'', ''Belekoma'', ''Şirin Köy'', ''Bileydik'', ''Bilecik''. Bu sözcüklerin tümü Bilecik için tarih boyunca kullanılagelmiş isimlerdir.
Tarih ve medeniyet yönünden büyük bir zenginliğe sahip Bilecik, bu zenginlikten dolayıdır ki mekan olduğu tüm medeniyetlerde ayrı ayrı isimlerle anılmıştır.
Roma döneminde ise Bilecik’in ismi Belekoma olarak kayıtlara geçmiştir.
BİLECİK İSMİ NEREDEN GELİYOR?
Bilecik adının nereden geldiğiyle ilgili halk arasında da söylene gelen farklı hikâyelerde vardır. Şöyle ki; Anadolu’ya doğudan gelen bir topluluk Bilecik yöresinde kendilerine bir yerleşim yeri arar. Kentin kurulacağı yeri belirleyip temellerini kazarken ilginç bir olayla karşılaşırlar. Kullandıkları araçların bıraktıkları yerden başka bir yere taşınmış olduğunu görürler. Aynı olay birkaç kez tekrarlanınca topluluğun yaşlı üyelerinden biri araçların bulunduğu yeri göstererek, “Bileydik” kentin temellerini buraya atardık” der. Söylentiye göre bu ‘Bileydik’ sözcüğü zamanla değişerek, Bilecik olmuştur. Yöredeki yaşlıların anlattığı ikinci bir söylentiye göre de; Osman Bey, çevredeki kasabaların fethine çıkmadan önce yiğitlerine 'Kılıçlarını iyi bileylemelerini’ söylermiş. Böylece Osman Gazi’nin ‘Bileyleme’ sözü zamanla değişmiş ve Bilecik olmuştur. Bunlar tabi ki günümüze kadar gerçekliği kanıtlanmamış halk arasında geçen rivayetlerdir.