Merhaba. Hızlı bir sanal dünya turu ile karşınızdayım. Ağustos ayının bence en skandal haberi T.C. Kimlik numaralarımızı çalan bir şebekenin ortaya çıkarılmış olması. Bunu, numaralar verilirken kullanılan algoritmaları çözerek yaptıkları söylenirken, bence bunun pek önemi yok. Önemli olan ele geçirilebilir olması. Vergi numaraları ile Mernis numaralarının büyük oranının tutmaması gibi bu da ayrı bir e-devlet skandalı bence.
Çin’de yapılan bir araştırmaya göre internette günde 5 saatten fazla vakit geçiren kişilerde depresyon benzeri hastalıklar görülmeye başlanırken, 5 saatlik süre arttığında ise oluşan bağımlılık sonucu ailelerden kaçmaya varan belirtiler gözüküyormuş. Her şeyin fazlası zarar.
Mersin Tapu Sicil Müdürlüğü, vatandaşa işlemlerinde kolaylık olsun diye SMS uygulamalarını da devreye sokmak istemiş. Vatandaş işlemleri yapılırken beklemesin diye işlem adımlarında sms ile bilgilendiriliyormuş. Bu arada da vatandaş başka yerlerdeki işlerini halledebiliyormuş. Bence pek kullanım kolaylığı sağlamasa da geliştirilebilir ve taşınabilir cihazlarla iletişim açısından desteklenebilir.
Hava yolu şirketleri uçaklarda kablosuz internet sunmak ve sunanlar da geliştirmek için çalışmalar yapıyorlarmış. İnternetin hayatın içine ne kadar girdiği, gerekliliği ve bu teknolojiden kopmamak için yapılan çalışmalar da alkışı hak ediyor.
İnternet sitelerine verilecek “şifreli kimlik” bilgileri ile sitelerin sahte olup olmadıkları, zararlı yazılım yayıp yaymadıklarını tespit edecek sistem üzerine çalışmalar başlamış. Kul yapısı olduktan sonra bunun da bir çözümü olacağını düşünüyorum. Ama ne kadar güvenlik tedbiri o kadar iyidir. En güçlü kablosuz güvenlik protokollerinden WPA2’nin bile güvenlik açığı içerdiğinin ortaya çıkması da bu görüşümü destekliyor.
Bu arada cep telefonlara yüklenen uygulamaların rehber, resimler ve videolarınız gibi kişisel bilgilerinizi izin almaksızın kullanıp belli noktalara ilettiği ortaya çıktı. Ücretsiz Android yüklü telefonlarda %29’u bulan zararlı uygulamalar, iPhone uygulamalarında %33’e kadar çıkıyormuş. Basit bir duvar kâğıdı uygulamasında bile Çin’deki bilgisayarlara veri ileten kodlar bulunduğunu açıklayan mobil güvenlik üzerine uzman şirketin adı ise Lookout.
Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin bilgi sisteminin çökertildiği haberi ise aynı işi yapan en azından kamu nitelikli kurumların aynı, merkezi ve devlet güdümündeki programları kullanması gerektiği yönündeki düşünceme daha da sahip çıkmamı sağladı. Bazı şeyler özel şirketlere bırakılamaz.
Turkcell, 3G’nin 1. yaş kutlamaları sebebiyle 3G destekli telefonu olan ve 3G’ye ilk kez geçen bireysel abonelerine servislerini ücretsiz deneme imkânı sunuyor. Tadını alıp da bırakamazsak diye yapılan tanıtım bakalım işe yarayacak mı?
Saygılarımla.