Sakarya'da şehir içi yolcu taşımacılığı yapan minibüste 21 yaşındaki kızın ellerini bağlayıp cinsel saldırı teşebbüsünde bulunarak darp ettiği öne sürülen sanık hakim karşısına çıktı. Alınan ifadelerde suçunu itiraf eden ancak hakim karşısında suçlamaları kabul etmediğini belirten sanık, "Ben rızaen mağdurla seviştim, cinsel ilişki yaşamadım, sonrasında evine yakın bir yerde bıraktım, tehdit etmedim, ifadelerim polis tarafından zorla alınmıştır" dedi.
Olay, 28 Kasım 2022 tarihinde gece saatlerinde Erenler ilçesinde meydana geldi. İddiaya göre, üniversite okuduğu İstanbul'dan geldikten sonra aile evine gitmek isteyen 21 yaşındaki M.K. isimli genç kız, Adapazarı Gar Meydanı'ndan şehir içi yolcu taşımacılığı yapan minibüslere bindi. Genç kızın tek yolcu olarak bulunduğu minibüste sürücü S.Y., aracı Erenler ilçesi Yunus Emre Parkı mevkiinde durdurarak kapıları kilitledi. Genç kızı plastik kelepçeyle minibüsün demirlerine bağlayan saldırgan, genç kızın direnmesi üzerine darp etmişti. Kızın yaşadığı dehşeti ailesine anlatması üzerine durum polis ekiplerine bildirildi. Harekete geçen polis ekipleri olaydan şüpheli S.Y.'yi Adapazarı ilçesi Orta Garaj mevkiinde saklandığı adreste yakalayarak gözaltına aldı.
Çok sayıda suç kaydının bulunduğu ve cezaevinden yeni tahliye olduğu öğrenilen şüpheli gerçekleştirdiği suçu da itiraf etti. Adliyeye sevk edilen şüpheli; "nitelikli cinsel saldırıya teşebbüs', "cebir', "tehdit ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçlarından tutuklanarak cezaevine gönderildi. Şehir içi yolcu taşımacılığı yapan minibüste alıkoyduğu genç kıza cinsel saldırı girişiminde bulunduğu iddiasıyla tutuklanan şoför S.Y. hakkında dava açıldı. Olaya ilişkin hazırlanan ve kabul edilen iddianamede ise tutuklu S.Y. hakkında "cinsel saldırıya teşebbüs" suçundan 9 yıldan az olmamak şartıyla, "cebir kullanarak cinsel amaçla kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçundan 3 yıldan 10 yıl aya kadar ve "tehdit" suçundan da 9 aydan 2 yıla kadar hapis cezası istenildi.
Sanık ilk kez hakim karşısına çıktı
Olaya ilişkin açılan davanın duruşması bugün 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Davaya, sanık tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katılırken Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, müşteki ve Sakarya Barosu avukatları ile sanık avukatı salonda hazır bulundu. Kimlik tespiti ve celse arasında gelen belgelerin zapta geçirilmesinin ardından duruşma başladı. Konuya ilişkin davada kollukta alınan ifadelerde suçunu itiraf ettiği hususunda sorulan soruya binaen söz hakkı verilen sanık, duruşma sırasında suçlamaları kabul etmediğini söyledi.
"Ben rızaen mağdurla sadece seviştim, cinsel ilişki yaşamadım"
Tutuklu sanık S.Y., "Suçlamaları kabul etmiyorum. İfademde yazılan taciz olayları bana zorla söyletildi. Ben üzerime atılı suçu kabul etmiyorum. Ben mağdurun, elinden telefonunu almadım, mağdurun anal bölgesine cinsel organımı sokmaya çalışmadım, tehdit etmedim. Mağdur dolmuşa binmiştir, muhabbet oldu ama cinsel ilişki olmamıştır. Ben mağdura, "Cinsel ilişki yaşadın mı?" diye sormadım. Ben rızaen mağdurla sadece seviştim, cinsel ilişki yaşamadım, sonra evine yakın bir yerde bıraktım, tehdit etmedim. İfadelerim polis tarafından zorla alınmıştır. Minibüs içinde bulunan kamera vardır. Merkezi bir sisteme bağlı değildir fakat çalışıyordu" dedi.
Baro Başkanı söz hakkı istedi
Sorgu tutanağının okunması üzerine sanık, tutanağa ilişkin bir diyeceği olmadığını söyledi. Konuya ilişkin davada Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatları ve müşteki avukatları şikayetlerinin devam ettiğini ve davaya katılma taleplerini beyan etti. Sakarya Baro Başkanı İlknur Ebiz Yıldız ise Sakarya Barosu olarak davaya katılmak yönünde beyanlarını ileterek söz hakkı istedi.
"Bu rızaen değildir ve rızaen olsa bu durum raporlarda belirtilmesi gerekir"
Duruşmada söz hakkı verilen Sakarya Baro Başkanı İlknur Ebiz Yıldız, "Sanığın savunmasını kabul etmiyoruz. Mahkemede sanık şaşmıştır. Mağdur müvekkil İstanbul'da Psikoloji Bölümü'nde okumakta ve yurt masrafları fazla olduğu için her gün Sakarya'daki baba evine gelmektedir. Geç saatte dolmuşa binmesindeki husus budur. Sanıkla arasında tanışıklık yoktur. Olay sonrasında müvekkil şikayet etmiştir. Olayda sanığa yalvarmış ve direnmiştir, sanık mağdurun ellerini bağlamış ve fiilini yapmıştır. Bu rızaen değildir ve rızaen olsa bu durum raporlarda belirtilmesi gerekir. Sanık olaydan sonra kaçmış ve sonradan yakalanmıştır. Minibüsün ışıklarını kapatıp güzergah dışına çıkmıştır. Bu dolmuşlarda normal bir durum değildir. Mağdur psikolojik tedavi görmektedir" diye konuştu.
Duruşma 18 Mayıs'a ertelendi
Görüşünü açıklayan Cumhuriyet Savcısı, eksik huşuların giderilmesi ve sanığın tutukluluk halinin devamına karar verilmesi yönünde beyanını belirtti. Mahkeme heyeti ise müşteki ve Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatlarının davaya katılmalarına Sakarya Barosu'nun ise dava katılma talebinin reddine, sanığın tutukluluk halinin devamına, Ü.U.'nın mahkemede tanık olarak dinlenmesine, Sakarya İl Emniyet Müdürlüğü'ne müzekkere yazılarak minibüs içinde kameranın olup olamadığına varsa çalışıp çalışmadığına ilişkin olarak çalışma yapılması ve mahkemeye bildirilmesine karar vererek duruşmayı 18 Mayıs tarihine erteledi.