Kaygı bozuklukları çok fazla ilerlemeden hafif derecede iken bile psikoterapi ile tedavi edilmediğinde birçok sıkıntıya sebebiyet verebiliyor ve ne yazıkki kaygı sorunları hayatı çekilmez hale getiriyor.
‘’Ya bir şey olursa’’, ‘’Sanki bir şey olacak gibi’’, ‘’İçimde bir huzursuzluk ,bir sıkıntı var gibi’’ hissetmeler kaygı bozukluğunun kapıda olduğunun habercisidir.
Kaygı duygusu bedende kalp çarpıntısı, nefes almada zorluk, mide bulantısı, baş ağrısı, titreme, terleme, uykusuzluk gibi fiziksel belirtilerle birlikte kendini gösterir.
Daha çabuk mutsuz olurlar ve yaşam kaliteleri bozulur
Bazı kişilik özellikleri daha çok kaygıya meyillidir. Aşırı kırılgan, aşırı hassas, aşırı duyarlı kişiler gündelik yaşamlarında stresle zor başedebildikleri için yetersizlik çekerler. Durumla başedemedikleri için çabuk çöküntüye uğrarlar ve daha çabuk mutsuz olurlar. Hayatın bir çoğu alanında karar almaktan kaygılandıkları için sürekli erteleme davranışları vardır. Beklenmedik ve ani bir durumla karşılaştıklarında ise ne yapacaklarını bilemezler. Gün içinde çok fazla huzursuzluk duygusuyla gezinirler. Ertesi güne bile kaygıyla başlarlar. Bununla birlikte kaygı sorunu yaşayan kişilerin yaşam kaliteleri bozulmuş durumdadır.
Uzmandan yardım almak şart
Kaygı yaşayan insanlar kaygıyla başedemezler. Kişiler kaygı yaratan sorunlardan kaçtıkları için yaşam alanları sınırlanmış durumdadır. Kişi kaygı sorununun daha çok ilerlememesi , hatta ve hatta durumun başka psikolojik sorunlara yol açmaması için uzmandan destek alınması şarttır.
Kendine vereceğin en büyük armağan sağlığındır. Ruh sağlığını erteleme.