SAYIN BAŞBAKANIM BACADA YANGIN VAR

ŞADİ ERDAL

Basın toplumun aynasıdır.Basını meslek edinen insanlar müneccim değil.Yazılan haberler, köşelerde yazılan yazıların tamamı ne muhabire ne de köşe yazarlarına aittir.Genelde kendilerine yazılan şikayetler dile getirilir.Onun için diyorum: “Basın toplumun aynasıdır” diye.

Ne yazık ki yetkililer ve siyasiler bunun farkında değil.İdaricilerin birçoğu halkın, sivil toplum kuruluşlarının ilgisizliğinden şikayet ederler.Örnek mi istiyorsunuz, kent konseyi toplantıları.Diyelim ki 100 kişi olması gereken toplantıya 10-15 kişi geliyor.Herhangi bir oda “şu gün şu saatte üyelerini bilgilendirmek için genel merkezimizden ekip konuşma yapacak” diyor kimse gitmiyor.

Neden gitmiyor?Çünkü o toplantıya gitse ne söylese orada kalıyor.Değişen bir şey olmuyor. Vatandaş bunun farkında. Siz vatandaşın sıkıntısında yanında olun. Masa başında aldığınız kararlarla halkı idare etmeye kalkmayın. Vatandaşın günlük yaşantısında karşılaştığı sıkıntıları tesbit edin, bakın vatandaş nasıl ilgi gösterir.

Sayın Başbakan Kaymakamlara “Bacası tütmeyen evin kapısını çalın, neden tütmüyor öğrenin çaresizliği giderin” diyor.Bacayı görmüyorlar ki dumanın olmadığını farketsinler.

Osmaneli’den Bozüyük’e kadar yapılan yolun yerleşim alanlarındaki vatandaşların sayısız şikayetleri basında yer aldı.Çare sıfır.Yetkilileri dinlerseniz bolca laf kalabalığı “Ben bunu getirdim, bunu getirdim.” netice alınamamıştır.

Hele şu Dodurga ve Kurtköy’de kuduz vakası dolayısıyla uygulanan karantina vakası.Şimdi ben bunu yazınca yine aklında ziyanı olanlar “vatandaşa kuduz hastalığı taşıyan et mi yedirelim” diyecekler.Ben üç aydır bu olayla ilgili kaçıncı yazımı yazdım.Karantina uygulanır,uygulayın da ama o yöredeki mağdur vatandaşa el uzatın.Çare üretin “madem mahallenizde kuduz vakası görüldü sizde ölmeye mahkumsunuz” muamelesi yapmayın.Valisi gitmez,kaymakamı gitmez,il genel meclis başkanı gitmez,milletvekili gitmez,muhalefeti gitmez.Yani iş inada bindi,iki arkadaş İstanbul’da Mısır Çarşısı’nın girişinde zincir vardı yoktu diye inatlaşmışlar.Her ikisi de Mısır Çarşısı’na giderler,bakarlar zincir var.Yok diyen zinciri tutar, “inat bu ya yine de yok”der.Yetkililerin vurdum duymazlığına bu bir örnek.

Bürokrasi, “kuduz vakası ile ilgili hastalıklara yardım yapmaya mevzuat müsait değil” diyorlar. Olabilir nadir vaka olduğundan mevzuat hazretlerinin içine girememiştir.Mevzuat bittiği yerde siyaset devreye girer.Bakana, Başbakana durumu anlatır.Nihayetinde mevzuatı hazırlayanda insanlar değil mi?Karantina uygulanan iki yerleşim yerinde 3.500 nüfus yaşıyor, 3 aydır yardım için bir arpa boyu yol alınmıyor Başbakan bacası tütmeyen evin hatırı sorulsun diyor. Sayın Başbakan tütmeyen bacayı bırakın, bacayı ateş sardı kimsenin umurunda değil.

Geçen ayki il genel meclisi toplantısında Bozüyük il genel meclisi üyeleri sayın Nail Dağlı ile Erol Dugan Dodurga ve Kurtköy’deki kuduz vakası dolayısıyla halkın sıkıntılarını görüşmek üzere meclise önerge verdiler.

Meclis, hayvancılıkla ilgili komisyonu her iki yörede inceleme yapmak üzere görevlendirdi. Komisyon incelemelerini yapmış, raporunu Mart ayındaki (bu ay) toplantısında okudu. Biz üç aydır yazıp çiziyoruz. Bürokratlar, siyasiler, muhalefet hiç ilgilenmedi ya. Bakın komisyon raporun da ne diyor; "Ülkemizde ender görülen vakalardan biri. 4-5 bölgede görülen bir vaka. Yabani hayvandan bulaşan bir hastalık. Kuduz vakası sigorta kapsamında da değil. Bölgenin 6 ay karantinada kalması da gerekiyor. Bu seferde vatandaşımız hayvanını kestiremediği için bankaya olan esnafa olan borçlarını ödeyemez duruma geliyor. Bölgenin birinciderecede geçimini sağladığı hayvancılık. Burada tarımsal faaliyetler biraz daha az. Dodurga’daki ve Kurtköy’deki arkadaşlarımızın sıkıntıları birbirine benziyor. Kurtköy’deki arkadaşımızın mağduriyeti Dodurga’dakine göre biraz daha az. Dodurga’daki arkadaşlarımızın Ahmet Aydın’ın ise biraz daha fazla. 10 tane ineği ölmüş. 63 hayvanı varmıştı. Hayvanların sütünü sağıyor ve 6 ay boyunca bu arkadaşımız sütü işleme şansı yok. Sağacaksın ve dökeceksin başka şansı yok. Bu hayvanların da bir bakım maaliyeti var. Bakmassan da olmaz. Bu arkadaşımız da bunun maaliyetine katlanamayacağım diyor. Kredi çekmiş almış zaten hayvanları."Komisyon Başkanı Sayın Hayati Kaba İl Genel Meclisine hitaben şu konuşmayı yapıyor; "Bu rapor dışında bu işin birde Ankara boyutu var. Sayın vekilimiz ile birlikte buradaki mağdur olan vatandaşlarımıza yardımcı olmak için çalışmalarımız Ankara boyutuyla devam ediyor. Ben komisyon başkanı olarak dün vekilimizle telefonla tekrar görüştüm. Sayın vekilimiz Ziraat Bankası genel müdürüyle görüştüğünü belirtti. Genel müdürün de bölgeye talimat verdiğini ifade etti. Bu bölgedeki mağdur olan vatandaşlarımızın mağduriyetini gidermek için Ziraat Bankasından kullanmış oldukları kredilerin ertelenmesi noktasında yapılması gereken alt yapı neyse bunun çalışmasını taslağını hazırlayın Ankara’ya gönderin diye bir çalışma başlatıldı. Biz hep beraber komisyon üyesi arkadaşlarımızla birlikte devletimizle hükümetimizle bakanımızla vekilimizle bu işin peşindeyiz. Burada vatandaşımızın mağduriyetini gidermek için çalışıyoruz. Bu konuda vekilimizin bütün mesaisini buna harcıyor. İnşallah vatandaşımızın mağduriyetini gidereceğiz.

Komisyon raporunda da bu kuduz vakasından en çok mağdur olan Dodurga’dan Ahmet Aydın vatandaşımız. Bu vatandaşımıza yem yardımı konusunda birşeyler yapabilirmiyiz diye raporda belirtmiştik. Ama Genel Sekreterimiz Halis Nalbant bu konuda hukuki yönden yapılacak birşey olmadığını söyledi. Biz komisyon üyesi arkadaşlarla birlikte bunun sosyal yardımlaşma boyutu kaymakamlıklar belediyeler ve diğer boyutlarla birlikte bundan sonrada devam edecek. Biz bu konunun da takipçisiyiz." dedi.

Gördüğünüz gibi Dodurga ve Kurtköy’deki vahim durum resmen tescillenmiş oldu.

Aradan üç ay geçmiş bütün yetkililer, siyasiler ve muhalefet tarafından “Altta kalanın canı çıksın” taktiği uygulanıyor.

İlimizde, kadrosu herhangi bir dairede olan memur geçici görevle başka bir yere atanıyor. Bu şekilde atamayla yolluk adı altında ikinci bir maaş alıyor.Bir il müdürü yardımcısı bütün ilin müdürü ve yardımcısıdır.Buna rağmen herhangi bir ilçeye, köye gitse yolluk alır.Bu şekilde bir inceleme yapılsa hergün yolluk almakla geçenler görülür.

Bilecik’te görevlendirme yoluyla para alanların miktarı kadar karantina bölgemizdeki vatandaşa yardım edilse yine yeter.

Sayın Başbakanım bacada yangın var, duruyor musunuz?

 

 TAŞI GEDİĞİNE

Tarım İl Müdürlüğü 15 Bin kg yonca tohumu dağılacakmış.

Demirköy’ün arazisinde yonca ekili tarlaya 12 metre yüksekliğinde hafriyat toprağı atılmasına müsaade ediyor.

Madem yonca bu kadar kıymetli buna neden müsaade ediliyor.

 

TAŞI GEDİĞİNE

Hep "Kadın Çiftçiler yarışıyor" bilgi yarışması yapılıyor.

Tarım İl Müdürlükleri hizmette yarışıyor, çalışması yapılsa ya!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.