10 Ağustos 2014; ilk defa cumhurbaşkanı halk tarafından seçildi… Sonuçlarını, rakamlara boğulmadan, kişileri harekete geçiren sebeplerin künhünü görme gayretiyle değerlendirmeye çalışalım…
CHP ve MHP tabanı başta olmak üzere seçmen; “YETKİLİ KURULLARI” dışında her kapıyı çalan iki genel başkanın, şapkadan tavşan çıkarmasını sevmedi… “Ekmek için Ekmeleddin” basitliğiyle sürülen aday için sandığa, “tıpış tıpış” gitmedi. Âdetâ, ayakları geri geri giderek sandığa oyunu attı.
Seçmen, adını doğru olarak söyleyemediği –belki de “geçinmeye gönlü olmadığı için” söylemediği– adayı kucaklamadı… Karşılarına 14 parti rozeti takarak çıkan, Ak Parti´den de oy alacağını söyleyen, parti dışındaki çevrelere, hattâ memleket dışındaki plânlamalara göz kırpan (bu hesaba göre % 60 oy alacağı vehmindeki) adayı; bir kahraman gibi değil, bütün madalyalarını takarak törene katılan ve herkese şirin göründüğünü sanan bir kabile reisi gibi gördü. Mitingler bunun için yapılamadı. Mızrak çuvala sığmadı… 14 parti rozeti, iki partinin oy toplamına bile ulaşamadı… Nerede kaldı partilerin dışındaki çevrelerin oyları… Demek ki CHP ve MHP tabanı; “emriniz olur şefim” ve “büyüklerimiz, daha iyi bilir” demedi… Kerhen, partilerinin namusunu kısmen kurtaracak bir miktar oy verdi.
Herkesi yenen pehlivanı yenmesi için tantanayla getirilen “Türkiye´nin adayı”; bırakın Türkiye´de kazanmayı, memleketinde bile kaybetti… Yozgat, âdetâ Türkiye´nin bu yönden sözcüsü oldu; rakibe en çok oy veren illerle yarıştı. Rakibe % 60 oy verirken, İhsanoğlu´nu % 32´de bırakarak, bir daha cemiyet meydanına çıkamaz hale getirdi. Tebessümle, “muhtar bile seçilemeyecek” hale getirdi.
Seçilirse bu zamana kadar takip ettiği çizgide kalacağını, başladığı mücadelelere devam edeceğini, yetkilerini en geniş şekilde kullanacağını açık açık söyleyene ve başkanlığın daha iyi olduğunu ifade edene millet; sen hiç olmazsa bir şeyler yapmak istiyorsun, hevesini kırmayayım, dedi. Başkanlık sistemi talebini; haydi yiğidim gazan mübarek olsun diye sırtını sıvazlayarak değilse de, düşündüklerini gerçekleştirmen için sana bir kredi daha şeklinde gülümseyerek karşıladı. Rakiplerinin, güç belâ kazandın, başabaş bir seçim oldu tesellilerini de kursaklarında bırakarak…
Bu seçim, galipler kadar, mağlûpları bakımından da önemli. Falanı seçmeyin yoksa şöyle şöyle olur felâket tellâllığına millet, gülüp geçti.
Seçimden önceki yazımda, CHP ve MHP seçmeninin işinin zor olduğuna işaret ettikten sonra şöyle demiştim: “Ama asıl Kılıçdaroğlu ve Bahçeli´nin işi zor… Kendi memleketinde bile yeterli oyu alamayan adayın getireceği faturanın hesabı, zor verilir… Türkiye´nin adayı diye öne sürülenin yükleyeceği fatura, Türkiye kadar olur!..” Göreceğiz Allah nasip ederse…
Her seçimin asıl galibi millet; her seçimde, bazılarının süngüsünü düşürerek, bazılarına imkân vererek, Kanunî´den beri tıkanan ruh kökünün yolunu açıyor. Hayırlı olsun!