Cumhuriyet Halk Partisi Semih Şahin’i aday gösterdiğinde kamuoyuna nasıl reklam ettiğini biliyorsunuz, tekrarına gerek yok. Son rüşvet alındı iddiasından bir hafta sonra il, ilçe teşkilat başkanları, milletvekili, belediye başkanıyla beraber yapılan basın toplantısında gösterdikleri acizliği gördükçe “100 yıllık, devleti kuran partiyiz” diye övünenlerin bugün düştükleri acizliğe bakın” demekten kendimi alamadım.
İl Başkanı Metin Yaşar rüşvet aldığı iddiasıyla tutuklanan Selçuk Erdağı hakkında uzun zamandır rüşvet aldığı iddialarının kamuoyunda konuşulduğunu kabul ediyor, bir komisyon kurulduğunu hiçbir delile ulaşamadıklarını belirtiyor. Yaşar, “Biz örgüt olarak belediye başkanımıza gerekli ikazlarımızı yaptık. Sonuçta tasarruf Belediye Başkanımızda, örgüt bir şey yapamaz. Belediye Başkanımıza sorduğumuzda kendisinin böyle bir şey yapacak konumda olmadığını söyledi” diyerek sorumluluğu başkana attı.
Bazı basın mensubu arkadaşlar il ve ilçe teşkilatlarının Belediye Başkanına sahip çıktığı şeklinde yorumlarda bulundular. Ben aynı kanaatte değilim. İl Başkanının yukarıda naklettiğim açıklaması başkanın yanında yer almadıklarını bir türlü söz geçiremediklerinin itirafıdır. İl ve İlçe teşkilat başkanlarının konuşmaları, yüz ifadeleri bana göre “Biz kimseyi müdafaa etmiyoruz, önce kendimizi sonra partimizi bir kurtaralım. Başkan şimdi ayıklasın pirincin taşını” havasındaydılar.
Belediye Başkanı Semih Şahin, Emniyetin rüşvet iddiasıyla belediyeye yaptığı baskında gözaltına aldığı hadiseden sonra ilk açıklamasında “Kayı A.Ş. Yönetim Kurulu başkanı Selçuk Erdağı tarafımca görevden alınmıştır” diyerek gülünç duruma düştü. Siz bu görevinizi zamanında yapsaydınız, şimdi komik duruma düşmezdiniz. Sizin yapamadığınızı, il teşkilatınızın başaramadığını Emniyet uyumadığını göstererek yaptı.
25 yıldır milletvekilliği, bir dönem Bilecik Belediye Başkanlığı yapan Yaşar Tüzün rüşvet konusu üzerine yapılan basın toplantısında olayla ilgili tek bir konuşma yapmaması sadece duruşuyla “Ben Ankara’da duruyorum. Belediye Başkanı, il, ilçe teşkilatları ilde yaşıyorlar. Hesabı onlar versin, aman beni karıştırmayın” demek istedi diye düşünüyorum. Bu kurnazlığı Bilecik halkı yer mi?
Belediye Başkanı Şahin, Şelçuk Erdağı’nın belediyeyle ilgisinin olmadığını, Kayı şirketinin yönetim kurulu başkanı olduğunu söylüyor. Öyleyse Bilecik Belediyesi’nde ne diye odası bulunuyor?
Emniyet niye Kayı A.Ş.’yi basmıyor da Belediye binasını basıyor? Selçuk Erdağı belediye binasında kendi odası olduğu yerde derdest ediliyor. Belediyeyle ilgisi olmadığına göre (başkan öyle diyor) o zaman başkanın belediyeyle ilgisi olmayan birinin hem de gece vakti belediye binasına giren Selçuk Erdağı hakkında suç duyurusunda bulunması gerekmez mi?
İlçe Başkanı Berna Pamukçu konuşması ve duruşuyla genel merkezin kararını beklediklerini istedikleri karar gelmezse istifa edeceklerini anlatır şeklinde görüldü.
Selçuk Erdağı, CHP’ye bir bomba bıraktı gitti, hasar henüz tespit edilemedi. İstifalar hasarın büyük olacağı şeklinde.