Şemsi Bayraktar’dan “Fiyat artışları” açıklaması

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, “Ramazan ortası üretici market fiyatları” ve “Geçen yıl ve bu yıl Ramazan ortası fiyatlarındaki değişim ve yıllık fiyat artışları” konulu açıklamada bulundu.

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, “Ramazan ortası üretici market fiyatları” ve “Geçen yıl ve bu yıl Ramazan ortası fiyatlarındaki değişim ve yıllık fiyat artışları” konulu açıklamada bulundu.

Şemsi Bayraktar, Ramazan ortasında markette 40 ürünün 29’unda fiyat artışı, 10’unda fiyat azalışı görüldüğünü ve sadece bir üründe fiyat değişimi olmadığını bildirdi.

Bayraktar, açıklamasında, şunları kaydetti:

“Bu yıl Ramazan ayı ortasında üretici ile market arasındaki fiyat farkı en fazla yüzde 494 buçuk ile elmada görüldü. Elma 5,9 kat, kabak 4,6 kat, limon 4,5 kat, maydanoz 4,3 kat fazlaya tüketiciye satıldı.

Ramazan ortasında markette 40 ürünün 29’unda fiyat artışı, 10’unda fiyat azalışı görülürken sadece bir üründe fiyat değişimi olmadı.

Ramazanın başından bugüne kadar olan süreçte markette fiyatı en fazla artan ürün yüzde 40 ile beyaz lahana oldu. Beyaz lahanadaki fiyat artışını yüzde 31 ile pırasa, yüzde 30 ile maydanoz takip etti.

Bu yıl ve geçen yıl Ramazan ortası fiyatlar karşılaştırıldığında markette 40 ürünün 40’ında da fiyat artışı oldu. Marketlerdeki fiyat artışları yüzde 15 ile yüzde 454 arasında değişen oranlarda gerçekleşti. Geçen yıl ile bu yılın Ramazan ortası fiyatlarına bakıldığında en fazla fiyat artışı markette yüzde 454 ile patlıcanda görüldü.  Patlıcandaki fiyat artışını yüzde 297 ile beyaz lahana, yüzde 253 ile patates takip etti.

Ramazan ortasında üreticide 32 ürününün 15’inde fiyat artışı olurken, 6’sında fiyat düşüşü görüldü. 11 üründe ise fiyat değişimi yaşanmadı.

Genel olarak üretici fiyatlarındaki artışların nedeni gübre, mazot, yem, elektrik, ilaç ve tohum fiyatlarındaki aşırı yükselmedir. Girdi fiyat endeksi ile tüketici fiyat endeksleri arasında üretici aleyhine ciddi bir açıklık bulunmaktadır. Üretici maliyetlerini düşürmeden, fiyatlarda ucuzluk olması mümkün değildir. Üreticiye verilecek destek, tüketiciye verilecek destek olur.

Üretici her yıl fiyata göre ekim yapıyor, fazla üretim yapınca fiyatlar düşüyor ve ürün elde kalıyor. Gelecek sene bu ürünü ekmiyor, fiyatlar yükseliyor. Fırsatçılara ve stokçulara gün doğuyor. Ürün kısa bir zamanda kara borsaya düşüyor. Bu kısır döngü üreticiyi de tüketiciyi de memnun etmiyor. Başta soğan ve patates olmak üzere birçok üründe her sene bu sorun yaşanıyor. Bu durum sürdürülemez. İhtiyaca göre üretim planlaması yapıldığında istikrarlı gelire kavuşan çiftçi üretimden vazgeçmez, tüketicide fahiş fiyatlardan kurtulmuş olur.

Türkiye ekonomik krizlerini halkın ucuz ve yeterli gıdaya erişebilmesiyle atlatabilmiştir.  Bugün yaşadığımız bu krizin etkilerini azaltabilmenin yolu raflarda ucuzluk sağlamaktır. Raflarda ucuzluk sağlamanın yolu üretimi artırmaktır. Üretimi artırmanın yolu üretici maliyetlerini düşürmektir. Eskiden olduğu gibi ucuz ithalat kalmadığına, paranız olsa da ürün bulmanız zorlaştığına göre üreticiyi destekleyip tarlada kalmasını sağlamaktan başka yolu yoktur.

Türkiye’de herkes kur arttı, kur düştü bunu konuşuyor. Üretimi kimse konuşmuyor. Gıda üretimini artıramazsak, yaşadığımız krizler nasıl aşılacak kimse bunu konuşmuyor. Bu ülke üretime odaklanmalı, imkânlarını üretim için seferber etmelidir. Buradan çıkış için başka bir yol yoktur.

Sabit fiyat uygulaması çok dikkat edilmesi gereken, pratikte kolay olmayan bir uygulamadır. KDV indirimlerinin fiyatlara yansımadığını gördük. Yapılan zamlarla indirimler tüketiciye yansıtılmadı. 20 temel gıdaya sabit fiyat uygulaması iyi denetlenmezse KDV indiriminin sonuçlarına benzer şekilde fiyat artışlarıyla karşılaşabiliriz. Stokçuluk artabilir. Tüketiciye bir faydası olmayacağı gibi zarar eden devlet hazinesi olacaktır.

Ayrıca dikkat edilmesi gereken diğer bir konu, tüketici fiyatlarının sabitlenmesi, ilgili ürünlerin üretici fiyatlarını da dolaylı bir yoldan baskılayabilir. Üretici sürekli artan gübre mazot yem elektrik gibi maliyetleri satış fiyatına yansıtamazsa zarar eder, üretimi bırakabilir. Bu durumu gözden kaçırmamalıdır. 

Tüketici fiyatlarındaki artışı durdurmak ve fiyatları indirmek istiyorsak;

Sürekli artan mazot gübre yem elektrik zirai ilaç fiyatları mutlaka düşürülmelidir.

Üretim ve dış ticaret planlaması ciddiyetle ele alınmalı ve uygulanmalıdır.

Hal yasası ile zincir marketlere tanınan üreticiden doğrudan ürün alma yetkisi daha sıkı denetlenmelidir.

Denetimler yasak savma kabilinden olmamalı, sonuç alınacak şekilde düzenlenmelidir.

Çünkü zincir marketler mevcut uygulamada üreticiden doğrudan aldıkları ürünleri kendi içlerinde kurdukları aracı firmalar vasıtasıyla el değiştirme yapmakta her el değiştirmede kar eklemektedirler.

Gündemde olan hal kanunu ve perakendeci kanunu gibi konuyla doğrudan ilgili yasalarda hem üretici hem de tüketici lehine olacak gerekli değişiklikler konuyla ilgili tüm paydaşlar tarafından tartışılarak şeffaf ve objektif bir şekilde yapılmalıdır.

Kooperatif ve üretici birlikleri işlevsel hale getirilmelidir.

Tüketici örgütleri güçlendirilmeli, piyasayı kontrol edebilecek duruma getirilebilmelidir.

Tarım ürünlerinin nakliyesinde daha az maliyetli olan deniz ve tren taşımacılığı etkin hale getirilmeli ve sübvansiyon uygulanmalıdır.

Gelişmiş ülkelerdeki tarım ürünleri nakliyesi buna en iyi örnektir.

Hasatta, yükleme ve nakliye esnasında oluşan ürün kayıplarını azaltacak tedbirler alınmalıdır.”