Dün, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre; Türkiye'de en yüksek sıcaklık değeri olan 49,5 derece ölçülen Eskişehir'in Sarıcakaya ilçesi adeta yanıyor. Çiftçiler serin saatlerde çalışırken, öğlen sıcaklıklarında ilçe sessizliğe bürünüyor.
Ülkemizi etkisi altına alan sıcak hava dalgasının etkisiyle dün Türkiye'de sıcaklık rekoru kırıldı. Eski rekor 20 Temmuz 2021 tarihinde 49,1 derece ile Şırnak'ın Cizre ilçesinde ölçülmüştü. Sıcaklık rekoru kırılan Sarıcakaya'da vatandaşlar zorlu bir hayat sürdürüyor. Vatandaşlar, günün en sıcak saatlerinde dışarı çıkmamayı tercih ederken, seralar başta olmak üzere tarım alanlarında çalışmak zorunda kalanlar büyük sıkıntı yaşıyor.
Sıcaklık rekorunu değerlendiren Sarıcakaya Belediye Başkanı Hüseyin Çam, ilçede iki gündür yoğun bir sıcaklık olduğunu anlattı. Çam, "İlçe halkımızın çalışmalarını doğrudan etkiliyor. Dün aşırı sıcak vardı burada. Haberlere de konu oldu buradaki sıcaklık. Burada tarım faaliyetleri yapılıyor. O faaliyetleri etkiledi. Bölgede yangınlar çıkarttı. Bir önceki gün akşamüstü başlayan sıkıntılı bir hava vardı. Yıldırım düştü, şimşekler çaktı. Çevrede bir olay çıkacağı belliydi. Dün akşam biz de yangın bölgesindeydik. Hem Bolu sınırımızda hem de Alpu sınırımızda yangın çıktı. Yangın nedeniyle ekipler dün akşam yoğun çalıştılar ve kontrol altına aldılar. Türkiye'de 15-20 gün önce de çok yoğun sıcaklık Sarıcakaya'da yaşanmıştı. Bu iklim değişikliğinin etkisi. Son zamanlarda ilçemizin iklimi de değişti. İlçemizin içinden üç tane Sakarya nehri geçiyor. Üç tane baraj var, göletler yapıldı. HES kanalı var. Gece ile gündüz arasındaki sıcaklık farkı artmaya başladı. Gündüz sıcaklık 50 dereceye kadar çıkıyor, gece 20 dereceye iniyor. Tarımda da bitkinin yetişmesini, verimini etkiliyor. Böyle bir sıkıntı oldu. Bu bence bir afet. Yangının çevredeki etkisi, ani hava değişiklikleri, ani dolu, ani sıcaklık gibi olaylar bizi etkiliyor. Bunu değiştiren de biziz. Daha çok üretmek, daha çok kazanmak için doğayı, tabiatı bozuyoruz. Bunları biraz kararında yapmak lazım. Doğaya zarar vermeden, düzeniyle, ağaçlarıyla komple korumamız lazım. Gelecekte de doğa bizi lazım" diye anlattı.
Çiftçiler öğlen saatlerinde faaliyetlerine ara veriyor
Başkan Çam, "Seracılık gelişmeye başlayınca buradaki insanlar artık açık alanda üretim yapamıyorlar. Seracılığı daha fazla yapmak gerekiyor. Çünkü üretmek için kapalı bir ortan gerekiyor. Ancak bu da sera gazını beraberinde getiriyor. İlaçlama, gübreleme, sulamada kullandığımız zaman sıcaktan dolayı oluşan bir gaz var. Bu da bu alanı etkiliyor. Bizim üreticilerimiz, daha çok sabah ezanından sonra çalışmaya başlıyorlar. Saat 11'e kadar çalışıyorlar. Sonra faaliyetlerine ara veriyorlar. Ardından saat 4-5'ten sonra hava serinleyince tekrar çalışmaya devam ediyorlar. Öğle saatlerinde kesinlikle arazilerde çalışmıyorlar. Isı serayı, sera da doğayı etkiliyor. Böyle bir döngü var. Tarımsal alanda oluşan bir rahatsızlık bilgisi bize gelmedi. Bizim insanlarımız oradaki çalışma düzenlerini koruyorlar. Şimdiye kadar bize ulaşan bir duyum yok" dedi.
Seranın içinde sıcaklık 60-65 derece oluyor
Mehmet Sevgi isimli çiftçi ise yaşadıkları sıkıntıları anlattı. Sevgi, "Havaların çok sıcak olmasından dolayı seralarda çalışırken biraz sıkıntı yaşıyoruz. Sabah saat 5 buçuk gibi çalışmaya başlıyoruz, 8 buçuk gibi bitiyor işimiz. O saatten sonra çalışmak mümkün değil. Dışarda hava sıcaklığı 49, 50 dereceye kadar çıkıyor. Seranın içinde sıcaklık 60-65 derece oluyor. Sıcaklık yüksek olduğu için çalışamıyoruz. Ürünlerimiz çoğu sıcak nedeniyle zarar gördü. Dün açık tarlada dahi çalışmak mümkün değildi. Çok sıcaktı. İnsanlar rahatsızlanıyor. Sıcağın altında çalışılmıyor, seralar daha sıcak oluyor. Ürünlerimiz bozuluyor. Açıktaki fasulyelerimizi güneş yaktı. Suyu geç verildiyse onun da zararı oldu. Ufak çaplı zararımız var. Allah'tan gelen bir şey yapacak bir şey yok. Buna benzer bir sıcaklık olmadı. Senelerdir böyle bir sıcaklık yoktu. Biz normalde seralarda saat 11-12'ye kadar çalışırdık. Geçen hafta çok sıcaktı" diye anlattı.