Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü Kadın Hizmetleri Müdürü Çağla Önder, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla gazetemize önemli açıklamalarda bulundu.
‘Kadına şiddete karşı sıfır tolerans’ sloganıyla gerçekleştirilen çalışmalar hakkında bilgiler veren Çağla Önder, şiddete maruz kalan kadınların yalnız olmadığına dikkat çekti. Kadına yönelik şiddetin türleri, şiddetin altında yatan temel etmenler ve şiddete uğrayan kadınların yapması gerekenler hakkında detaylı bir bilgilendirmede bulunan Önder, “Şiddete uğrayan kadınlarımız yalnız değil” dedi.
Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü Kadın Hizmetleri Müdürü Çağla Önder, gazetemize verdiği röportajda, şunları dile getirdi:
“Kadına yönelik şiddet; kadınlara fiziksel, duygusal, ekonomik ve cinsel zararlar veren toplumsal bir sorundur. Kadınların onurunu, haysiyetini, bedensel ve psikolojik bütünlüğünü, çocukları ve aileleri tahrip eder niteliktedir. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının bir temsilcisi olarak bizler bu şiddetin son bulması bir nebze de olsa azalması, artık daha fazla kadın cinayeti olmaması adına planlarımızı, çalışmalarımızı geliştiriyor ve güçlendiriyoruz.
Kadına Yönelik Şiddet Nedir? Türleri Nelerdir?
6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’da Kadına Yönelik Şiddet; Kadınlara, yalnızca kadın oldukları için uygulanan veya kadınları etkileyen cinsiyete dayalı bir ayrımcılık ile kadının insan hakları ihlaline yol açan ve Kanunda şiddet olarak tanımlanan her türlü tutum ve davranış kadına yönelik şiddet olarak tanımlanmıştır.
Şiddetin Türleri;
Fiziksel Şiddet; Dayak-dövme; tokat atma, tekmeleme, sarsma, Kadının yeti kaybına uğratılması, aç bırakma, uyutmama, soğukta bırakma, hapsetme, kadının öldürülmesi vb. durumlar
Psikolojik Şiddet; Tehdit etme, Kadına kendini kötü hissettirmek, özgüvenini zedeleyici söz söylemek ve davranışlarda bulunmak, aşağılamak, kadının kendi yaşamı üzerindeki kontrolünü yok etmek, çocuklarıyla veya ailesiyle görüşmesine izin vermemek vb.
Cinsel Şiddet; Sözle, elle sarkıntılık, dijital ortamda cinsel içerikli mesaj gönderme, cinsel ilişkiye zorlama, cinsel saldırı, fuhuşa zorlama, kadın ticareti, erken yaşta zorla evlendirme
Ekonomik Şiddet; Kadının çalışmasına engel olma, çalışıyorsa kazancına el koyma, kazancından sadece harçlık almak biçiminde yararlanmasına izin verme vb.
Şiddete Maruz Kalan Kadın Ne Yapmalı Nereye Başvurmalıdır?
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımıza bağlı her ilde bulunan; Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi Müdürlükleri, Kadın Konukevleri, İlimizde Bilecik ve Bozüyük olmak üzere iki adet Sosyal Hizmet Merkezi Müdürlüklerimiz bünyesinde bulunan şiddetle mücadele irtibat noktaları ile şiddet mağduru vatandaşlarımıza hizmet vermektedir. ŞÖNİM’lerimiz, kadın konukevlerimiz ve sosyal hizmet merkezlerimizin yanında acil çağrı merkezimiz olan Alo 183 sosyal destek hattımız ile şiddet gören bireylerin; hem anlık şiddet bildirimi yapabileceği hem de 7/24 danışma-yönlendirme desteği alabileceği bir hizmet olanağı sağlıyoruz. “0 501 183 0 183” iletişim numarasından 7 gün 24 saat WhatsApp uygulaması aracılığıyla vatandaşlara hizmet sunulmaya başlanmıştır. Şiddet mağdurlarımız ALO 183 ü aradığında 0 ‘ı tuşlayarak sıra beklemeden destek personeline direkt ulaşabilmektedir.
Emniyet Genel Müdürlüğüne bağlı; Aile içi ve Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Büro Amirlikleri, Jandarma Komutanlığı Kadın ve Çocuk Kısam Amirlikleri” ile Adalet Bakanlığı bünyesinde bulunan “Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Müdürlükleri de şiddeti önlemede etkin çalışma sağlamaktadır.
İçişleri Bakanlığı ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız işbirliği ile yalnızca kadın şiddet mağdurlarının kolluğa hızlı ve etkin erişiminin sağlanması amacıyla Kadın Destek (KADES) Uygulaması geliştirilerek 24 Mart 2018 tarihi itibariyle kadınların kullanıma açılmıştır. İhtiyaç tespiti halinde mağdurların Bakanlığımıza bağlı Merkezlerden hizmet almaları için yönlendirme yapılmaktadır.
Şiddete uğrayan kadınlar veya şiddete ya da şiddet uygulanma tehlikesine tanık olan kişiler 7 gün 24 saat ücretsiz olarak Alo 155 ve 156 acil yardım hatlarını arayabilmektedir.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına Bağlı Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi Müdürlükleri ve Kadın Konukevleri Ne Gibi Hizmetler Vermektedir?
Öncelikle temel ilkemiz “Kadına Yönelik Şiddete Sıfır Tolerans”’tır. Bu doğrultuda ŞÖNİM; Bilecik İlinde 2017 yılında faaliyete başlamıştır. ŞÖNİM Şiddete uğramış ya da şiddete uğrama riski bulunan kişilerin başvurabileceği, Danışmanlık, rehberlik ve yönlendirme hizmetleriyle, ihtiyaç duydukları konularda güçlendirici ve destekleyici hizmetleri veren, İzleme çalışmalarını yedi gün yirmi dört saat esası ile yürüten merkezlerdir. Ülkemizde 81 İlde ŞÖNİM’de hizmet vermektedir.
Kadın Konukevleri; kadınların ve beraberindeki çocuklarının şiddetsiz bir ortamda, yaşadıkları travma ile başa çıkabilmeleri, güçlenmeleri ve yeniden sağlıklı ilişkiler sürdürebilmelerine destek olmak üzere mesleki çalışmalar yürütülmektedir. Mesleki çalışmalar ve değerlendirmelerle birlikte kadın ve çocuklara doğrudan ya da ilgili kuruluşlara yönlendirmek suretiyle barınma, psiko-sosyal destek, hukuki destek, tıbbi destek, ekonomik destek, mesleki destek, eğitim desteği, çocukları için kreş, rehberlik ve yönlendirme vb. alanlarda gizlilik, güçlenme ve güvenlik 3 temel ilke kapsamında hizmet sunulmaktadır.
Şiddet uygulayanlar sosyo-ekonomik düzeyi ve eğitim düzeyi düşük kişiler midir?
Şiddet uygulayan kişilerin sosyo-ekonomik düzeyi düşük kişiler olduğu söylenemez. Son verilere göre kadına şiddet uygulayan erkeklerin; % 38,7 si düzenli bir işte çalışmamakta, %32,7’si ise düzenli bir işte çalışmaktadır yine aynı şekilde şiddet uygulayan erkeklerin %19’u lisans ve lisansüstü eğitim almış kişilerdir. Kadına yönelik şiddet; eğitimsiz, sosyoekonomik düzeyi düşük ve işsiz kişiler arasında görülür algısı yanlıştır.
Şiddet uygulayanların çocukluğunda yaşadığı şiddet öyküsü var mıdır?
Şiddet sorununun can alıcı noktalarından bir diğeri, kuşaktan kuşağa aktarılma özelliğidir. Aile içinde şiddete maruz kalan çocukların çoğu, büyüdüklerinde şiddet uygulayan eşlere ya da ana babalara dönüşmeseler de, şiddet uygulayan yetişkinlerin büyük bölümünde çocuklukta aile içi şiddete maruz kalma öyküsü saptanmıştır. Kuşaktan kuşağa aktarılan, her zaman basitçe şiddetin kendisi değil, bu durumu çevreleyen duygusal atmosferdir. İçselleştirilen öfke, korku ve çökkünlük duyguları, kişinin tutum ve davranışlarını yaşam boyu etkileyebilmektedir.
Aile içerisindeki şiddet, öfke ve saldırganlık çocuklara nasıl yansır?
Aile içinde yaşanan öfke ve saldırganlık içeren davranışlara çocuklar ya kendileri doğrudan maruz kalmakta ya da aile içinde ortaya çıkan şiddete tanık olmaktadırlar. İngiltere’de aile içi şiddet konusunda hizmet veren dört merkezin yardımı ile yürütülen bir çalışmaya göre, aile içi şiddete tanık olan çocukların %52’si davranış sorunları geliştirmiş, %39’u okula uyum problemleri göstermiş, %25’i istismar edici davranışlar sergilemeye başlamış, %60’ı ise evde yaşanan şiddet olaylarından kendisinin sorumlu olduğunu belirtmiştir. Yine yapılan bir araştırmada; aile içi şiddete tanıklık eden küçük çocukların duygusal stres, uyku bozuklukları, yalnız kalma korkusu, gelişim düzeylerinin altında olgunluk, somatik yakınmalar, tuvalet eğitiminde ve dil gelişiminde gerileme gözlenmiştir. Aynı zamanda yeni doğanlar ve küçük çocukların strese karşı savunmasız olduğu ve bu yaşlarda maruz kalınan stresin beyin gelişimini etkilediği bilinmektedir.