Değerli okuyucularım;
Günlerdir Ahıdağı yolu ve Pazaryeri Adliyesinin kapatılması ile gündemi meşgul ediyoruz. Esasen bu konulara girmek istemiyordum ancak Sayın Milletvekili Fahrettin Poyraz, Cami açılışı için gittiği Vezirhan Beldesinde, şahsımı hedef alan açıklamalarda bulunduğu için konuyu tekrar gündeme getirdim, kusura bakmayın.
Pazaryeri adliyesinin kapatılması ile ilgili açıklamasında Sayın Poyraz, "İktidar kanadı sessiz kalmadı, iktidar kanadı uygulamayı yaptı. Türkiye’de sadece Pazaryeri’ne has değil. Pazaryeri gibi, Pazaryeri benzeri birçok ilçede eşit kriterler uygulanarak adliyeler kapatıldı" diyor.
Adalet Bakanlığının ilk açıklamasında olduğu gibi uygulama devam etseydi sorun yoktu. Bu uygulama Türkiye genelinde yapılıyor der, kaderimize razı olurduk. Kapanma kararından sonra, kapatılacağı açıklanan adliyelerden 44 tanesinin kapatılmaktan vazgeçilmiş olmasına ne diyeceksiniz. Ben şimdi sayın vekile soruyorum: Kapatılmasından vazgeçilen 44 adliyenin kriterlerinde 1 günde ne değişti, merkeze yakınlıkları mı uzadı, dosya sayılarında artış mı oldu? Yoksa, bu yörelerin Milletvekilleri daha güçlü çıkarak, verilen kararı geri mi aldırdılar, Pazaryeri kamu oyu bunu merak ediyor, bu konuda Sayın Vekilimden net açıklama istiyorum.
Şahsımla ilgili beyanınıza gelince; "Yerel seçimler yaklaşıyor. Dün A partisinde siyaset yapan arkadaşımız, sonra C partisinde siyaset yaptı. Yarın da M partisinde siyaset yapacak. Onun altyapısını hazırlamak için hadi bakalım bir sorun bulalım, bir miting yapalım. Ondan sonra o arkadaşı cilalayalım yok böyle bir şey" diyorsunuz.
Öncelikle ben, Belediye Başkanlığı makamını hiçbir zaman siyasî bir makam olarak görmedim. Sağ görüşlü olduğumu cümle âlem bilir. Anavatan Partisinden 1989 yılında girdiğim seçimden sonra 5 yıl Belediye Başkanı olarak ilçeme hizmet verdim. 2004 seçimlerinde yerel şartlar bunu gerektirdiği için de CHP den aday oldum ve 5 yıl daha görev yaptım. Doğma büyüme Pazaryerili ve 10 yıl Belediye Başkanlığı yapmış birinin, açıklamanızda belirttiğiniz gibi ayrıca cilâlanmaya da ihtiyacı yoktur. Böyle bir ifade ancak, senede 1-2 defa ilçeye gelen ve biryerlere aday olanlar için kullanılabilir. Şu anda hiçbir siyasi parti ile bağım olmadığı gibi aday olup olmamaya da henüz karar vermiş değilim.
Ahıdağı yolu konusunda, yolun yapımı ile ilgili olarak "bir zaman belirtmedik, Gölpazarı, Yenipazar yolları yapılmadan Ahıdağı yolunu yapmayı kimse bizden beklemesin. Ayrıca isterseniz ahı dağından geçen araç sayısını da verebilirim."diyorsunuz!
Sayın vekilim, biz araç çokluğundan bu yolun yapılmasını istemiyoruz. Pazaryeri"nin kalkınması için, limana ulaşmak için, Bursa ve İnegöl sanayiini Pazaryeri’ne çekmek için istiyoruz. Siz halâ neyin ne olduğunun bile farkında değilsiniz. Ayrıca kimse size bu yolları bırakın da Ahıdağı yolunu yapın demiyor. Gölpazarı ve Yenipazarlılar, 10 senedir bunu söylüyorlar, 10 yıldan beri neredesiniz? Öncelik sırasından bahsediyorsunuz, Yenipazarlılar şimdi mi hasta olmaya başladı, madem ki insan hayatı sizin için önemli bir kriter, neden ilk önceliği bu yola vermediniz? ikti darda olan, gücü elinde bulunduran için "hiçbir mazeret, başarının yerini tutamaz". Sayın vekilim, ben açık konuşmasını severim, sizin bu açıklamanız karşısında benim kanaatim şudur ki, benim ömrüm belki ahıdağı yolunun yapılmasını görmeyecek, sizin de siyasi ömrünüz buna yetmeyecektir.