Çocuğunuz okulda sınıfının önündeki koridorda, arkadaşlarının gözü önünde, bir başka öğrencinin velisi tarafından hakaret edilerek yanaklarına tokat atıldığını duysanız ne yaparsınız! Maalesef böyle bir olay iddiasıyla Osmangazi İlköğretim okul yönetimi çocuk polisini çağırdı ve mağdur çocuk sağlık kontrolüne ve ardından ifadesi alınmak üzere emniyete götürüldü, ailesine de haber verilip çocuk burada ailesine teslim edildi.
Böyle bir olay karşısında bazıları şiddet uygulayan aileye misilleme yapmayı düşünebilir, bazıları okul yönetimine çıkışarak “Ben çocuğumu sana emanet ediyorum, ancak okulda benim çocuğum dövülüyor” diyerek bu olaydan okul yönetimini sorumlu tutabilir, bazıları da devletim büyüktür benim bir girişimde bulunmama gerek yok, kusuru olana cezasını devletim verir deyip olayları sükunetle karşılayabilir.
Bu olayda da mağdur öfkesini, acısını içine atıp en doğru olanı “Devletim büyüktür, benim bir girişimde bulunmama gerek yok, kusuru olana cezasını devletim verir” deyip bekledi.
Ardından çocuğa şiddet uyguladığı iddia edilen kişi mağdur aileyi bir iki gün sonra arayarak öfkesine yenik düştüğünü, hata yaptığını belirtip özür diliyor. Buluşup barışmak istediğini belirtiyor. Aile de özrünü kabul edip Osmangazi İlköğretim Okulu Müdürü’nün odasında buluşmak üzere saat kararlaştırıyorlar.
İnsanlar bir anlık öfkesine yenik düşüp istenmeyen hareketleri zaman zaman yapabiliyor. Bu hatasını anlayıp özür dilemek te büyük bir erdem. Özür dileyen aileyi de, bu durumu anlayışla karşılayan aileyi de tebrik ediyorum.
Aslında böyle bir ortamı oluşturması gereken okul müdürü olmalı. Mağdur aile karşı taraf ile belirledikleri saattin az öncesinde Osmangazi İlköğretim Okulu Müdürünün odasına gidiyor. Çocuğun babası hoş beşten sonra müdür beye bir velinin 3. kata kadar çıkıp çocuğuna şiddet uygulamasında okul idaresinin de kabahati olduğunu, en azından girişte veya katlarda nöbetçi öğretmen bulunması gerektiğini belirtiyor.
Bunun üzerine okul müdürü “Bakın siz de yukarı kadar çıktınız” diye çıkışıp suç bastırırcasına mağdur aileye bir de müdür fırçası ekleniyor. Mağdur aile bir de müdür den fırça yiyince okulu terk edip gidiyor. Tarafları anlaştırma gayreti içersinde olması gereken idareci pişmiş aşa su katıp maalesef böyle bir ortamı bertaraf etmesini de beceriyor.
Herşeye rağen mağdur aile hissiyatıyla tabiiki “Devletim büyüktür, kusuru olanlara cezasını verir” diye düşünüyor ancak bu durumdan hala Milli Eğitimin ve ilgili birimlerinin haberdar olmadığını düşünüyorum. Acaba sizin başınıza aynı şeyler gelse siz bu kadar anlayışlı olabilir misiniz? Hele de bir müdür okulunda olan biten olayı yatıştırmacı olacak iken olaya tuz, biber ekiyorsa! Bu nasıl idarecilik demez misiniz?