Size neden yaklaşıyorlar!..
Bu gün sizlere farklı bir pencereden sesleneceğim. Çağımızın hastalığı haline gelen stres, huzursuzluk ve yokluklar içinde aradığımız “huzur” dan bahsetmek istiyorum.
Aile içi yaşanan olumsuzluklar, iş hayatında başarısızlık, sosyal, toplumsal ve ekonomik kaygılar, sevgi eksikliği, toplumdan dışlanmışlık veya değersiz olma hissi, toplum anlayışına uyum sağlayamama, hayattan aşırı beklentilerle yüklü kişilik ve daha pek çok neden, insanın huzursuz olmasının başlıca sebepleridir.
Karşılıksız tüketime özendirilen, olmayan parasını rahatlıkla harcayabilen, henüz yaşamadığı yıllarını borç yükü ile dolduranların huzurlu olması mümkün mü? Eksikliklerimiz var. Maddi eksikliklerimizin yanında manevi bir boşluk içindeyiz. İçimizdeki boşluğu doldurmayı maddede aradığımız sürece mutluluğu ve huzuru bulamıyoruz. Hep onu arar, peşinden koşarız. Umutsuzlukların sonrasında aradığımız huzur. Uzaklarda bildiğimiz, ulaşılmaz gibi gördüğümüz için bulamadığımız huzuru, kaybettiğimizi düşünmekten vazgeçersek, yanımızda buluruz. Ruhsal dengesini sağlamış, sevgiyi, iş hayatında başarıyı yakalamış, gelecek kaygısı olmayan insan huzurlu olur. Kendi içinde dengeyi kurabilmiş, sağlıklı, olaylara pozitif yaklaşan, Allah sevgisini içinde hisseden, insan sevgisi ile bütünleşen, maddiyatı ön plâna çıkarmadan az ile yetinen, yardımsever, şefkatli, ölümü hayat yolculuğunda son nokta görmeyen, insan varlığının sonsuz olduğuna inanan, herkesi eşit gören, güzel ahlâk ve vicdanı ile örnek insan, huzurlu insandır.
Huzuru farklı yerlerde ararız. Kimimiz ailede, kimimiz toplumda, kimimiz işimizde, kimimiz de rakı şişelerinde… “Bir tatlı huzur almaya geldik Kalamış’tan” diyen şarkılarımız da var.
“Küpün ve destinin suyu fanidir Can! Tükenir gider. Lâkin pınarın suyu daima taze ve bakidir. Bir taş parçası yüz testiyi kırar ama pınar suyu durmadan kaynar. Testiyi kır Can, küplerden vazgeç, tükenmeyen suya koş. Susuzluğunun suyu orda. Açlığının gıdası orda. Yokluğunun varlığı orda…” diyen Hazreti Mevlâna ne güzel ifade etmiş. Nereye gideceğini bilmeyenlerin, huzuru nerede araması gerektiğini bilmeyenlerin, aradığı huzuru bulması mümkün mü? Nasreddin Hocanın, karanlıkta kaybettiğini aydınlık yerde araması gibi…
İnsanlar vardır şerrinden emin olmak için yaklaşılan, Mevlâ sevdirmediği için sevilemeyen; İnsanlar vardır yanında huzur duyulan, Allah’ın sevdirdiği için sevilen. Cenab-ı Hak bizleri ikincilerden eylesin.