Bilecik Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası (SMMMO) Başkanı Ertuğrul Açıkgöz, 1-7 Mart Muhasebeciler Haftası dolayısıyla açıklamalarda bulundu.
Mali müşavirlik mesleğinin ülke ekonomisine yön veren ve ülke kalkınmasının vazgeçilmez unsurlarından birisi olduğuna dikkat çeken Ertuğrul Açıkgöz, meslek mensuplarının artan iş yükü ve stres karşısında zor durumda olduklarını bildirdi.
Ertuğrul Açıkgöz, her çıkan kanunun uygulayıcısı olarak sorumluluğun mali müşavirler üzerine bırakılmasını kabul etmediklerini belirterek,"İçinde bulunduğumuz koşullar, mesleki sorunlarımızı ve meslek yasamızı tekrar tartışmamız gerektiğini bir kez daha düşündürmüştür. Hiçbir zaman haksız taleplerde bulunmadık, haklı isteklerimizi alana kadar mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz" ifadelerini kullandı.
SMMMO Başkanı Ertuğrul Açıkgöz, yaptığı yazılı açıklamada, şunları kaydetti:
"Öncelikle İDLİP’de şehit düşen Mehmetçiklerimize Allahtan rahmet, yaralı askerlerimize acil şifalar dilerim. Milletimizin başı sağ olsun. 30 yıllıdır Taksim Anıtında Muhasebe haftamızı kutluyoruz. Bu yıl diğerlerinden farklı millet olarak acımız büyük, ülkemizin üzerinde dolaşan kara bulutlar var 2020 yılının başından buyana bir yandan deprem felaketleri, bir yandan terör saldırıları, bir yandan dünyayı saran virüs tehdidi ve Suriye’de yaşanan felaket, tek dileğimiz bundan sonra bu felaketlerin tekrar yaşanmaması, çocukların güldüğü, anaların ağlamadığı, aydınlık günlere merhaba demek olacaktır.
Mali Müşavirlik Mesleğinin toplumun tüm kesimlerine tanıtılması, ülke ekonomisine ve iş dünyasına sunduğu değer ve faydaya ilişkin farkındalığın arttırılması amacıyla 1-7 Mart Muhasebe haftası olarak kutlanmaktadır.
1989 bu yana geçen 30 yıl içerisinde mali müşavirlik mesleği, kurumsallaşma sürecini tamamlayarak, ülkenin ekonomik kalkınmasına yön veren önemli meslek kuruluşlarından biri haline gelmiş, idare ile mükellef arasında köprü görevi üstlenerek, devletin kayıt dışı ekonomi ile mücadelesinde en büyük destekçisi olmuş ve ülkemizin iktisadi hayatının vaz geçilmez kurumu haline gelmiştir.
Mali müşavirler gelişen teknolojiyle her koşulda kendini yenileyen, değişime ve dönüşüme çok çabuk adapte olabilen, ekonomiye katkı sunan vicdanı hür kişilerdir.
Bu bilinçle görevlerini yerine getiren mali müşavirler geçen 30 yıl içerisinde yasadan ve kanunlardan kaynaklı birçok sorumluluk üstlenmiş, güçlüklerle ayakta durmaya, ailelerini geçindirmeye çalışmış, her geçen gün artan iş yükü karşısında iş yetiştirme stresi ile sağlık sorunlarını öteleyerek çalışmaya mahkum olmuştur.
Ülke ekonomisi üzerindeki haklı gururumuzla her yıl 1-7 Mart tarihinde muhasebe haftamızı kutlamaktayız. Bu kutlamalarda bizler, Odalarımız, TÜRMOB ve mesleki derneklerimiz yaptıkları açıklamalarla mesleğin sorunlarını, yasadan kaynaklı sorumluluklarımızı, artan iş yükümüzü, her çıkan kanunun uygulayıcısı olarak sorumluluğun mali müşavirler üzerine bırakılmasını kabul etmediğimizi dile getiriyoruz.
İçinde bulunduğumuz koşullar, mesleki sorunlarımızı ve meslek yasamızı tekrar tartışmamız gerektiğini bir kez daha düşündürmüştür.
İş Dünyasına, Ülke ekonomisine yön veren bizler Üst birliğimiz TÜRMOB, Odalarımız ve mesleki derneklerimiz hiçbir zaman haksız taleplerde bulunmadık. Her talebimizi çözüm odaklı önerilerle gerekli bakanlıklara, TÜRMOB aracılığı ile ilettik. Haklı isteklerimizi alana kadar mücadelemizden asla vaz geçmeyeceğiz.
Tekrar, tekrar yazmak söylemek gerekirse;
-Birçok kanun her yıl değişirken, 1989 yılında çıkan 3568 sayılı yasa 30 yıl içerisinde seçme, seçilme hakkı haricinde hiçbir değişime uğramamıştır. Güncelliğini yitirmiştir. Anti demokratik maddeler dahil, müteselsil sorumluluklarımızın yeniden belirlenerek değişmesini istiyoruz. TÜRMOB, Odalarımız ve mesleki derneklerimizin görüşü alınarak hazırlanacak güncel bir meslek yasası istiyoruz.
-Sürekli değişen mevzuatlar karşısında ailesine zaman ayıramayan, dinlenemeyen, tatil yapamayan bizler, uygulanabilir bir MALİ TATİL istiyoruz. Mali tatil sürecinde beyan ve bildirim alınmayarak takip eden ayda iki dönem birleştirilerek beyan vermenin doğru olacağını düşünüyoruz.
-Kurumlar arası bilgi paylaşımının yetersizliği ile ilgili sorunların biran önce çözülerek, üzerimizdeki gereksiz iş yükünün kaldırılmasını istiyoruz.
-Uygulanmaya başladığından bugüne kadar hiçbir anlam ifade etmeyen, düzeltildiğinde dahi cezalarla karşı karşıya kalınan soruduğunda çapraz kontrol sistemi denilen, BA-BS Formları, E Uygulamaların yaygınlaşmasıyla önemini hepten yitirmiştir. E FATURA VE E ARŞİV Faturayla çapraz kontrol sistemi çalışmaya başlamış olup üzerimize yük olan BA-BS formlarının kaldırılmasını istiyoruz.
-Üzerimizde ağır yük olan %18 KDV nin Doktorlarda, Avukatlarda olduğu gibi %8’e düşürülmesini istiyoruz.
-Meslek mensupları tahsil etmedikleri gelirin KDV sini ödemekle yükümlü tutuluyorlar, Serbest meslek kazancının vergilendirilmesinde Gelir Vergisi ve KDV kanunu çelişkisinin son bulmasını istiyoruz.
-17 Şubatta yani yıllık beyanlardan 12 gün önce verilen son dönem geçici verginin kaldırılmasını istiyoruz. 12 Gün için beyanname vermek istemiyoruz.
-Mükellefi direk ilgilendiren ancak bizlerin üzerine yıkılan Geri kazanım katılım payı güncel adı GEKAP bildirimler istemiyoruz. Bir katkı payı alınacak ise ÖTV uygulamasında olduğu gibi üreticisinden, ithalatçısından kaynağında vergilendirilmesini istiyoruz. POŞET SAYMAK istemiyoruz.
-Geçen yılda buradan sorunlarımızı haykırdık. Bunlardan biride beyan süreleriydi. Gelinen noktada tahakkuk ve ödeme tarihi aynı oldu. Bir nebze rahatladık. Sesimizi duyan Gelir idaremizin başkan ve yöneticilerine teşekkür ederim.
-Yerine getirilmeye çalışılan, daha doğrusu adım atılan bir diğer talebimizde mücbir sebep hakkımızdı. Gelinen noktada Meslek mensubunun kendisi veya yakınının vefatı durumda 7 günlük mücbir sebep hali olarak bizlere verildi. Yeterli mi tabi ki değil, Buradan soruyorum SGK bildirim yapan bizler Değil miyiz neden SGK da mücbir sebep hali yok. Ölüm haricinde ağır hastalık ve doğum halinin de mücbir sebep sayılmasını istiyoruz. Topal bir uygulama istemiyoruz.
-Son Trend MUH-SGK Ocak ayından beri bir telaş 2 kurumun evlilikle birleşmesi, odalar, TÜRMOB ve mesleki dernekler haykırıyor. Bu evliliğin yürümesinin neden imkansız olduğunun altını çizerek anlatıyorlar. Şimdi diye bilirsiniz birleşmeyi sizler istediniz biz yaptık. Evet beyanların sadeleştirilmesini, aynı kuruma verilen beyanların yani KDV1 KDV2-MUHTASAR-DAMGA VERGİSİ beyanlarının teke düşürülmesini SGK ve İŞKUR tek bildirimle alınmasını biz istedik. Ya biz eksik anlattık, ya da siz eksik anladınız. Siz farklı kurumları bir araya getirerek yeni bir çocuk dünyaya getirmeye çalışıyorsunuz. Bu evlilikten çok doğmaz, doğarsa uzuvlarından biri eksik doğar. MUH-SGK birleştirmesinin kaldırılmasını talep ediyoruz.
Buradan Maliye Bakanıma, Sosyal Güvenlik Bakanıma
Gelir idaresinin yetkililerine sesleniyorum. Dayanma gücümüz kalmadı. Her yıl onlarca meslektaşımız iş yetiştirme stresinden hayatını kaybediyor. Masa başında ölmek istemiyoruz. 115.000 kişilik meslek örgütüne biz istedik siz yapacaksınız dayatmasından vazgeçmenizi, kamunun çözüm ortaklığını yapan bizlerden, meslek örgütlerinden görüş alarak siz isteyin bizler yapalım anlayışını bekliyoruz.
Görüldüğü gibi ülke ekonomisini zora sokacak HAKSIZ talebimiz yok. Bütün taleplerimizde haklı olduğumuzu biliyoruz.
Üzerimizde bulunan iş yükümüzü, sorunlarımızı her platformda dile getiriyoruz. Sonuç alana kadarda getirmeye devam edeceğiz.
Bütün bu olumsuzluklara karşı mesleğini büyük bir onur ve gururla yerine getiren meslektaşlarımın, 1-7 Mart muhasebe haftasını kutlar, hayatını kaybeden meslektaşlarımızı özlem ve rahmetle anarım. Ruhları şad olsun…"