SU HAYATTIR, HAYATIMIZI BOŞA HARCAMAYALIM!..

FERRUH ERDOĞAN

Su, çevremizde görünen veya görünmeyen şekilde daima bulunan gizemli bir doğal kaynaktır. Su, bütün canlı varlıklarda yüksek oranlarda bulunan temel yapı taşıdır. Örneğin: İnsan vücudunun % 65’i, kanın % 80-90’ı, kaslarımızın % 75’i, bitkilere ait taze ağırlığın % 60-85’i sudan oluşmaktadır.

ŞU ANDA DÜNYA NÜFUSUNUN ÜÇTE BİRİNİN SU VE İÇME SUYU KITLIĞI YAŞADIĞINI BİLİYOR MUYDUNUZ?

Türkiye su zengini bir ülke değildir. Yenilebilir su kaynaklarımız hemen hemen sabittir. Dünyada ve ülkemizde su tüketimi ve ihtiyacı hızla artmaktadır. Yılda kişi başına düşen kullanılabilir su miktarı 10.000 m3 ’den büyük olan ülkeler ‘’su zengini” 3000-10.000 m3 arasında olan ülkeler “kendi ihtiyacını karşılayabilen” 1000-3000 m3 arasında olan ülkeler “su sıkıntısı bulunan ”, 1000 m3 ‘den az olan ülkeler ise ‘’su fakiri” olarak kabul edilir. DSİ Genel Müdürlüğü verilerine göre, Türkiye’nin tüketilebilir yer üstü ve yer altı su potansiyeli yılda ortalama 112 milyar m3 olup, Türkiye kişi başına düşen ortalama 1600 m3 su ile ‘’su kıtlığı çeken” bir ülkedir.

Dünyamız, küresel ısınmanın etkisiyle giderek küresel çapta bir çevre kriziyle karşı karşıyadır. Tüm insanlık yaşanabilir bir çevreden hızla uzaklaşmakta ve yaşama alanları hızla daralmaktadır. Ülkemiz de bu tehlikeli durumun etkisine girmiş durumdadır.

İklim değişiklikleri, göl ve akarsuların buharlaşarak azalması, yağış rejimlerinin bozulmasıyla birlikte su kaynaklarından yararlanma imkânları azalmakta, insanlığın geleceği tehdit altına girmektedir.

Diğer taraftan su kaynakları azalır ve mevcut kaynaklar sağlıksız hale gelirken; diğer taraftan dünya nüfusu hızla artmaktadır. En önemli yaşam kaynağı olan su, bu vahim değişikliklerle birlikte stratejik önem kazandı. Tarımsal sulamanın artması, sanayide kullanılan suyun gitgide daha fazla kirlenmesi ve şehirleşmenin hızlanması suyun önemini daha bir açığa çıkardı.

Diğer taraftan, dünyadaki küresel ticarî dalga önüne gelen herşeyi ticarileştirirken, içme suyu olarak kullanılan suyu da ticarileştirmek için büyük tröstlerle harekete geçmiş durumdadır. Çok uluslu şirketler suyu ticarileştirme girişimleriyle insanlığın geleceğini tehdit etmektedirler.

Türkiye artan nüfusu ve küresel iklim değişikleri de göz önüne alındığında su kaynakları giderek yetersiz hale gelen bir ülke olmaktadır. Eğer tedbir alınmazsa gelecek yıllarda şiddetle su yoksulluğu yaşamamız kaçınılmaz olacaktır.

Biz diyoruz ki: Su temel bir insan hakkıdır, asla ticarileştirilmemelidir! Buna insanlık olarak müsaade edemeyiz, etmemeliyiz!

* Suyu savunmak insanı, hayatı, uygarlığı savunmaktır!

* Suyu korumak, ülkemizi, yeryüzünü, yaşamı korumaktır!

* Suya yönelen tüm tehditler suya erişim hakkının gaspıdır, insanlığın geleceğine yönelmiş tehditlerdir!

* Suyu olmayan toplumların geleceği yoktur.

* Suyunu çokuluslu şirketlere teslim eden ülkelerin geleceği karartılmıştır.

* Su; kültürün, canlılığın, zenginliğin kaynağıdır.

* Dünyamızın geleceği için su petrolden daha önemli hale gelmiştir.

* Suyun olmadığı yerde enerji, ekonomi, sağlık, güvenlik yoktur!

İnsan vücudunun üçte ikisi sudan oluşmaktadır. İstatistiklere göre her yetişkin kişi günde ortalama 2-3 litre suya ihtiyacı vardır. İnsanlar suyu sadece içecek yoluyla değil, yiyecekler (sebze ve meyveler %90`a varan bir oran su içermektedir) aracılığıyla da bünyelerine alırlar. Bir kişinin günlük kullandığı su miktarı göz önüne alındığında, bu küçük bir orandır. Almanya`da kişi başı günde ortalama 140 litre su kullanıyor. Bunun büyük bir kısmı tuvaletlerde (%32) ve banyoda (%30) kullanılıyor. Geri kalan kısmı ise %12 çamaşırlar, %6 bulaşıklar, %6 temizlik, %6 diş fırçalamak, el ve yüz yıkamak, %6 yemekler ve %2`si araba temizliği için kullanılıyor. Bunların yansıra kullanılan bu su miktarı ise ev islerinde kullanılan zararlı maddeler tarafından da o kadar kirletiliyorlar ki, atik su arıtma tesisleri suyu tekrar temizlemek için büyük çaba sarf ediyorlar. Su arıtma tesislerinin maddi giderleri son on yılda dörde katlandı. Bu ücrette herkes tarafından karşılanıyor.

Su doğada sonsuz ve sinirsiz olmadığından dolayı ve var olan tatlı su kaynaklarını korumamız için, evlerde rahatımızı bozmadan da birçok olanaklarla su tasarruf edebiliriz. Su tasarruf ederek hem çevremizi korumuş, hem de atik su temizliği için maddi giderimizi azaltmış oluruz.

Sosyal ve ekonomik faaliyetlerin sürmesi büyük ölçüde temiz ve yeterli su arzına sahip olmaya bağlıdır. Su kaynaklarının geliştirilmesi ekonomik üretkenlik ve sosyal refaha doğrudan katkı yapmaktadır. Öte yandan, nüfus ve ekonomik faaliyetler arttıkça birçok ülke hızla su sıkıntısı çeker duruma gelmekte ya da ekonomik gelişmeleri kısıtlanmaktadır. Sürdürülebilir kalkınma politikası doğrultusunda, su kaynaklarını tasarruflu kullanma bilinci yerel, bölgesel, ulusal ve uluslararası her düzeyde geliştirilmelidir. Su, hayatın kaynağı, dünyanın 3/4′ü; vücudumuzun % 80′i su. Kana kana içtiğimiz, duş yaptığımız, yağmur olup yağdığında sevdiğimiz ama sel olup aktığında korktuğumuz su. Su insan için çok önemli. Ama öte yandan da dünya nüfusunun artması, küresel ısınmaya bağlı iklim değişiklikleri, suyun yeryüzündeki dağılımı ve kullanım şekli, su ile ilgili ciddi sorunların ortaya çıkmasına yol açmaktadır.

20. yüzyılın ikinci yarısında dünya nüfusu iki kat artmıştır ve artmaya devam etmektedir. Bugün gezegenimizde yaşayan 6.5 milyar insanın %15’ i (854 milyon) yetersiz beslenme sorunuyla karşı karşıyadır. Artan nüfus, gelecek 50 yıl içerisinde gıda ihtiyacını iki katına çıkaracak ve bu gün itibariyle genelde yeterli sayılan gıda üretimi yetersiz hele gelecektir. Artan nüfusun içmesuyu ve gıda ihtiyacının karşılanması karşı karşıya kalınan en önemli sorunlardan biridir. Gıda üretiminin artırılması için su ise en önemli unsurlar arasında yeralır. Sorunun önemine istinaden bu yıl ki Dünya Su Günü teması ‘Su ve Gıda Güvenliği’ olarak belirlenmiştir. Birleşmiş Milletler(UN_Water) adına FAO eşgüdümünde 2012 Yılı Dünya Su Günü etkinlikleri düzenlenecek, su ve gıda arasındaki bağlantının önemine uluslar arası düzeyde dikkat çekilmeye çalışılacaktır. Su kaybı ve suyun yanlış kullanımı, aynı zaman da gıda kaybı demektir’ ana mesajı ile konuyu gündeme taşıyarak gıda üretiminin önemli girdilerinden biri olan suyun evsel, endüstriyel vb. bütün alanlardaki kullanımı konusunda insanlığı dikkatli davranmaya davet etmek gerekir.

KAYNAK : TEMA VAKFI

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.