Değerli okuyucularım kuantum gibi biraz ağır bir yazı dizisinden sonra daha dinlendirici bir yazı yazmak uygun olacak. Ara sıra az bilinen, ilginç kitaplardan da bahsetmek istiyorum. Kitap aslın bir ömrün ifadesidir. X lira ödeyerek aldığınız kitap bilgiler manzumesinden çok yazarın yıllarının, emeklerinin, bilişsel birikiminin sonucudur. Yani X liraya bir bireyin yıllarının, ömrünün bir kısmını satın alırsınız.
İsterseniz bu girişten sonra ilginç bir kitap ile devam edelim. Bu hafta sizlere bir Alman yazarın kitabından özet bilgiler vermek istiyorum. Maximilian Philipp Albert Kemmerich, 1876 yılında Koblenz şehrinde dünyaya geldi. Yazarı bizi ilgilendiren bir yönü de bulunmaktadır. Babası Max Kemmerich (1851-1918) Prusya Mühendislik Birlikleri’nde subaylık ve Osmanlı Başkonsolosluğu’nda görev yapmıştır. Kemmerich ciddi bir eğitim sürecinden geçmiştir. Askerlik hizmeti hayatının önemli bir kısmını işgal eder. 1 Ekim 1895’te Kraliyet Bavyera Birinci Ağır Süvari Alayı’na bir yıllık gönüllü olarak katılır. Aynı zamanda 1897’ye kadar Münih’teki Ludwig-Maximilians Üniversitesi’nde hukuk okur. Temmuz 1897’de Kraliyet Bavyera Dördüncü Chevaulegers Alayı König’e tayin edilir. Kısa bir süre Augsburg’daki savaş okulunda eğitim aldıktan sonra 1898’de teğmen olur. Daha sonra izin alarak 1900-1902 yıllarında Leipzig Üniversitesi’nde tarih, felsefe, antropoloji ve ekonomi eğitimi görür ve doktor unvanını alır. 1908-1913 yıllarında Osmanlının Münih Fahri Başkonsolosluğu’nu yapar. 1913 yılında yüzbaşılığa terfi eder ve Birinci Dünya Savaşı’na katılır. Liyakat nişanlarıyla ödüllendirilir. 1 Şubat 1919 yılında ordudan ayrılır ve Münih’te serbest yazar olarak çalışmaya başlar. Alman sanat ve kültür tarihçisi, akademisyen ve yazar Max Kemmerich pek çok eser bırakmıştır. Yazarın dilimize çevrilen eseri “Kultur Kuriosa/Tarihte Garip Vakalar”dır. Eserin ilk tercümesi Türk edebiyatının değerli yazarlarından Sabahattin Ali tarafından 1936 yılında sonraki tercümesi de 1968 yılında Behçet Necatigil tarafından yapılmıştır. Kitap okuyucuya ilginç, hoş bilgiler aktarmaktadır. Kitap tarihi olayları 17 alt başlıkta ele almaktadır. Dilerseniz Harp ve Askerlik alt başlığından birkaç bilgi aktaralım.
Orta zamanda harp daima ücretli askerlerle yapılırdı ve bir harpten sonra bunları dağıtmak bir mesele olurdu. Hele ücretten alacakları kalmışsa hiç gitmezlerdi. Macarlar 1492 senesinde bunun kolaylığını bulmuşlardır: Ücretini alamamış sekiz bin askerden altı bin tanesini katlettirmişler ve kalanlarını canlarını kurtarmak için Avusturya'ya kaçmaya mecbur etmişlerdir. Halbuki buraya sığınanlar hayatlarını temin için haydutluk yapmaya mecbur kaldıklarından İmparator Üçüncü Friedrich'in takibine uğramışlar ve 1493'te imparator bunlardan aldığı bin yüz esiri astırmıştır.
Oliver Cromwell 1649'da İrlanda'nın başşehri olan Drogheda'ya hücum ile burasını zapt etmiş ve içinde bulunan iki bin muhafızı öldürtmüştür. Bilahare aynı şekilde bir kan dökümü Wexford'un zaptında yapılmıştır. 1652'de bu İrlanda muharebesi bittiği zaman memleket halkının yarısından çoğu yok olmuştu. Bu halk kısmen harplerde, kısmen açlıktan ve hastalıktan ölmüş, kısmen de köle olarak Hindistan'a gönderilmişti.
On beşinci asırda İtalyanlar pek nefis harp ederlerdi. Ücretli askerler harbi öyle bir ticaret haline sokmuşlar ve usüllendirmişlerdi ki, ekseriya iki taraf da telefat vermeden mağlup olurdu. Bütün İtalya'da meşhur olan Zogouara mağlubiyetinde bir kişi ölmüştü. Fakat bunun da ölümü silahla değil, attan bataklığa düşüp boğularak olmuştur. Molinella'da yarım gün devam eden şiddetli bir harpte bir kişi bile ölmemiştir. Leonardo da Vinci'nin bir tablosuna ve Rubens'in Süvariler Muharebesi adlı eserine mevzu olan Anghiori Muharebesi'nde bir kişi, o da atlar tarafından çiğnenerek telef olmuştur. Bu malumat Machiavelli'nin Floransa Hikayeleri adlı kitabından alınmıştır.
1198’te İngilizler on beş Fransız şövalyesi esir almışlardı. Kral Aslan Yürekli Rişar bunlardan on dördünün her iki gözünü çıkarttı, on beşincinin yalnız bir tek gözünü çıkartıp diğerlerini bununla birlikte Fransız karargahına yolladı. Fransa Kralı bu vahşete derhal on beş İngiliz şövalyesini kör ettirerek mukabele etti [karşılık verdi].
Doğal olarak bu konuda anlatılanlar birkaç paragrafla sınırlı değil. Orta çağda Avrupa ve diğer coğrafyalarda askerlik ile ilgili olaylara ait örnekler kitapta özet şekilde yer almaktadır. Kitapta yer alan Halife Ebubekir’in yedinci asırda ordularını Suriye'nin zaptına gönderirken verdiği talimat karşılaştırma açısından ilginçtir. Geçen asırlarda coğrafyalar ile medeniyetlerin ne kadar değiştiklerini buralardan görebiliriz. İlerleyen haftalarda diğer alt başlıklardan da örnekler verebiliriz. Ancak ilgi duyan okuyucularımız meraklarını kitaptan giderebilirler. Şimdilik hoşça kalın.