Her zaman söylediğimi yine tekrarlıyayım. Elli yıldır tarımı bitirme politikaları uygulanıyor. Maalesef Ak Parti iktidarında da aynı politika devam etti. Semeresini de acı bir şekilde görmeye başladık. Et ithalatından kurtulamadık; fasulye, nohut, mercimekte ilavesi oldu.
Parçalanan araziler dert olduğu gibi, köylerdeki nüfus azaldı, işlenmeyen bir çok arazi dağ oldu. Anadolu’nun her yerinde bilinmedik eller arazi topluyor. Kimdir? Nicedir? bunlar araştırılmalı.
Bir gün tarımla uğraşmayan Faruk Çelik Tarım Bakanı oldu. Güzel sözler söyledi ama hiçbirini gerçekleştiremedi. Çiftçiye verilen destekten " alan da memnun değil, veren devlette memnun değil, bu sistemi değiştireceğiz" dedi. Aynı sözleri başbakan da söyledi ama iki senedir hiçbir şey olmadı. Başbakan 10 ay evvel "çiftçinin harcadığı mazotun yarısını devlet ödeyecek" demesine rağmen söylediğinden bugüne kadar uygulamaya geçilemedi.
Faruk Çelik'in 20 aylık bakanlığına son verildi. Yerine Urfalı Doktor Fakıbaba geldi. Tarımı biliyor mu bilmiyorum. "Hayvan ithal etmeyeceğiz, alanlardan çoğaltacağız, destekleri kolaylaştıracağız" dedi. Umarım öyle olur. Tarım öyle bir hal aldı ki, halk arasında bir işin sonuna gelindiğinde " tavşanı yüzdük burnuna geldik" denir. Tarımı bitirme politikasını uygulatan gizli eller işin sonuna geldiler emellerine muvaffak olmak üzereler. Silkinip kendimize gelmezsek bir gün bütün yediklerimizi ithal eder duruma geliriz.
Şöyle de olabilir; bugün Anadolu'da toprak toplayanlar üretmeye başlarlar, tekelleşirler. Milletin ağzından yediğini burnundan fitil fitil getirirler. Halkın elinden ucuz ucuz aldıkları topraklarda bir gün aynı halkı ırgat olarak çalışırken görürsek hiç şaşırmayalım.
Devlet uyanmalı tarımı ayağa kaldırmak için önce, masa başında yanlış kararlar vererek tarıma zarar veren bakanlıktaki ekibi temizlemeli. Tarım İl Müdürlüklerini arazide, çiftçiyi eğitici bir şekilde çalışır hale getirmeli. İl il tarım şuraları toplanmalı. Bizzat tarımla uğraşanlarla tarımın eksik ve gedikleri tespit edilmeli. Tarımı ve tarımda çalışanları ayağa kaldırmak için seferberlik ilan edilmeli. Zaten geç kalındı, biraz daha geç kalınırsa bu günleri arar hale geliriz.
Temel'in mezar taşına "hastayım dedum dedum inanmadinuz, ha şimdi ne oldi?" dediği duruma düşmek üzereyiz.
Yıllardır söylüyoruz dinleyen olmadı. Kurbanlık ithal eder durumdayız, et elli liraya dayandı hesap veren var mı?