Bilmeyenler için tarım müdürlüklerinin görevlerinden bazılarını sıralayalım. İl ve ilçelerin kalkınması, çiftçilerin gelir ve hayat seviyelerinin yükseltilmesi için hizmet ve görev alanına giren konularda program ve projelerin hazırlanması için gerekli bilgileri toplamak. Program ve projelerin il ve ilçelere düşen kısımlarını uygulamak ve sonuçlarını değerlendirmek. Çiftçilerin eğitimi için yayım programları hazırlamak ve uygulanmasını sağlamak
İl ve ilçelerin tarım, hayvancılık ve su ürünleri ile ilgili her türlü tarım girdileri ve kredi ihtiyaçlarını tespit ederek İl Müdürlüğüne bildirmek, teminine yardımcı olmak dağıtımlarını yapmak. İl ve ilçelerde, bitki ve hayvan sağlığını korumak amacıyla, özel kanunların da gösterdiği şekilde hastalık ve zararlılarla mücadeleyi sağlamak. İl ve ilçelerde, tarımla ilgili istatistiklerini üst kuruluşlarca verilen formlara uygun olarak derlemek. İlçenin program ve projelere dayalı yıllık bütçe teklifini hazırlayarak zamanında İl Müdürlüğüne bildirmek. Özel kanunlarla verilen görevler ile Kaymakam ve İl Müdürlüğü tarafından verilen görevleri yapmak. Çiftçi eğitim şubesi, hayvan şubesi, destekleme şubesi, bitki koruma şubesi, koruma ve kontrol şubesinin çiftçiyi bilinçlendirip desteklemeye yönelik görevleri v.s…
Devlet bir taraftan artık günden güne yok olmaya yüz tutmuş tarım ve hayvancılığı yeniden canlandırabilmek için projeler üretmeye çalışıyor.
Diğer yandan her geçen gün çeşitli zor koşullar karşısında mücadele konusunda yalnız bırakılmış çiftçi yalnızlığa terk ediliyor. Ve bu koşullar karşısında bir gün pes ediyor.
Günlerdir yayın organları büyük bir umutla hasat sezonunu bekleyen çiftçiye, bu yıl tarla farelerinin verdiği zararlardan bahsediyor. Bu yıl tarla faresi, önümüzde ki yıl başka bir zararlı, diğer yıl daha bir başkası. Nedeni ise hemen hazır tabiat olayları, tabiat dengelerinin değişmesi. Hiç kimse kendisinde suç aramıyor, sebep sonuç ilişkisi içerisinde bir suçlu bulunuveriyor. Çiftçi vatandaşlar kendi imkanları ve atalarından öğrendikleri metotlarla zararlı hayvanlarla mücadele etmeye çalışılıyor. Çiftçi yeterince bilgilendirilmiyor, Tarla farelerinin verdiği zararlar karşısında çiftçi fazlasıyla mağdur, ancak bu konuda ne arayanı var ne soranı. Neden bu konuda bir zarar tespiti yapılmıyor? Mağdur olan çiftçilere en azından tohum desteği verilemez mi? Köylü vatandaşlar ne yapıyorlarsa kendi edindikleri bilgi ve tecrübeler doğrultusunda yapıyorlar. Ne elinden tutanı var ne de bir yol göstereni. Ha eğer takıldığınız bir konuda tarım müdürlüklerine giderek bilgi almak isterseniz varsa o anda vatandaşla ilgilenen biri bilgilendiriliyorsunuz. Yok gelsinler köylerde zaman zaman çeşitli konularda bizi bilgilendirsinler, seminer düzenlesinler derseniz o zaman yanılırsınız. Çiftçi tahıl ekiyor, çeşitli nedenlerle karşılığını alamıyor, çiftçi sebze ekmeye çalışıyor aynı, fidancılık yapayım diyor yine değişen bir şey yok. İlkel imkan ve bilgilerle ancak bu kadar sonuç alınabiliyor. Tarım müdürlüğü çalışanları da zaman bulup da bilgisayarlarından ve koltuklarından ayrılamıyorlar. Hal böyle olunca da yaptığı işte verdiği mücadele de emeğini alamayan çiftçi ekonomik koşulların da zoruyla tarımla uğraşmaktan vazgeçiyor. Bir taraftan devlet tarım ve hayvancılığı canlandırma çalışmaları yapacak, diğer yandan köylü sahipsiz bırakılacak. Bana kalırsa Devlet önce şu Tarım teşkilatı elemanlarını canlandırsın Bu ne tezat bir çelişkidir. Ya devlet yaptığı çalışmalarda samimi değil, ya da tarım müdürlükleri görev ve sorumluluklarını yerine getirmiyor. Eğer Devlet çalışmalarında samimi ise öncelikli olarak tarım müdürlüklerine görev ve sorumluluklarını hatırlatacak. Tarım çalışanları da aldıkları maaşın hakkını köylüleri bilinçlendirerek, yaptığı tarım çalışmalarında köylünün yanında olarak gösterecek. Yoksa ektim bayıra Mevlam kayıra zihniyeti ile ancak bu kadar yol alınıyor. Herkes görev ve sorumluluklarını bilmeli, bilmeyenlere hatırlatılmalı…..
SAYGILARIMLA…