TEMEL GIDA MADELERİ SAĞLIĞI TEHDİT EDİYOR MU?

FERRUH ERDOĞAN

Başta şunu belirteyim. 1995 yılından bu yana gıda yasaları dört defa değiştirildi!

Anonim HALK deyimi vardır kısa ve öz; Eti kokmaması için tuzlarız, TUZ kokarsa ne yaparız! Bugün için yürürlükte olan gıda yasası gereği tüm denetim kontrol baştan sona, tarladan-topraktan- araziden tencereye, sofraya, tabağa, çatala kaşığa kadar, son lokma ağıza alınıncaya kadar, TARIM ve KÖY İŞLERİ Bakanlığınındır. Bakanlıkta İL Müdürlüklerinin KONTROL şubeleri ile (İl Tarım Müdürlükleri) bu ağır sorumluluğu üzerinde taşımaktadır. Bu yük çok ağır, meşakkatli, tüm kesimlerin ki başta üretim birimleri olan fabrikalar, üretim yerleri ve temsilcilerinin, baskı gruplarının (memleketten-siyasilere- yönetimin üst kademeleri) dayatmasıyla denetim ve kontrol yapılamaz hale getirilmiştir.(Bu konu uzun bir yazı dizisidir)

Bu kadar önemli olan, insan sağlığı kadar önemli olan, insan sağlığı kadar önemli olan “Gıda Güvenliği”, insan sağlığına önem verilmediğinin de ötesinde “TEHLİKE” sınırlarının içindedir. Gıda güvenliğindeki sorunlar organize halde topluma dağıltılmakta, zaten demokratik anlamda örgütsüz olan toplum daha tehlikeli gıda üretim ve tüketim zinciri içine itilmektedir.

Başlıca tehlike -ki risk olmaktan ötededir. Temel gıda maddelerimiz olan UN-ŞEKER-TUZ(üç beyaz) üçlüsü eğer tehlikedeyse varın diğerlerini siz düşünün! Tohumla başlayan risk, daha tarlada tehlike sınırı içine girmektedir. Buğday, yağ bitkileri, ŞEKER- Karbonhidratlar daha tohum seçiminde – tedarikinde dayatılmakta ABD, İsrail, İtalya, Fransa ve Hollanda ülkelerinin tekel ve dağıtımında tüm dünya ülkelerine yayılmaktadır. Tohumculuk giderek TEKELLEŞMEKTEDİR!

AB ülkelerinin, AVRUPA GIDA GÜVENLİĞİ AJANSI,güdümü ve standardına uyma zorunluğu dahi, tohumluk üzerinde, ŞEKER hammadde ÜRÜNÜ seçme konusunda, 1600 ürünü SOYA-MISIR-MISIR şurubu- Şekeri ve FRUKTOZ (şeker bileşimlerinden birisi) seçiminde Gıda Güvenliği çerçevesini çizememektedir. En önemli sorun Genetiği ile oynanmış TRANSJENİK MISIR ve SOYA üretimi konusunda kesin bir koyamamaktadır. Nedeni hepimizin bildiği büyük kıta devletindeki, büyük NİŞASTA şekeri üreten kuruluşlardır. Uzantısı bizde de vardır! Soya ürünlerinin katılımı olmadan (küspesi, yağı ve yan ürünleri) Karma kanatlı hayvan yapı yapılamamakta, tüm dünyaya yayılmak istenen “SOYA”nın da GDO (genetiği ile oynanmış organizmalar – kısaca TRANSJENETİK tohumlar)lu tohumlar olduğu bilinmektedir. MISIR- SOYA ham maddesi işlenerek, tüm meşrubat ve tatlılar olmak üzere, 1600 işlenmiş gıda ürünü tüm satış noktalarında başta genç kuşaklar olmak üzere, insanlara sunulmaktadır.

Kısa kısa başlıklar halinde ele alırsak;

Avrupa Gıda Güvenliği Ajansı başta 27 AB ülkesi olmak üzere Soya, mısır, patates, bitkilerinin “GDO”lu transjenetik tohumların kullanılmasında mahsur – sakınca görmemektedir.

Buna rağmen, Yunanistan, Avusturya, Macaristan, Lüksemburg ve Almanya GDO'lu ürünlerin üretim ve tüketimini yasaklamıştır.

GDO'lu ürünler ABD, Arjantin, Brezilya, Hindistan, Kanada, Çin, Paraguay ve Güney Afrika yoğun biçimde üretmekte, bir çoğuda ihraç etmektedir. Ülkemizde ise mısır- nişasta- şurubu(şekeri) şeker adı altında bileşimleri kullanılmaktadır.

AB dışındaki Avrupa Ülkelerinde yasaklayanlar vardır.

Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) anlaşmalı ülkelerin GDO'lu ürün olması için ihracatçı ülkelerin baskısı ile bu ürünleri satın almaya zorlanmaktadır.

Almanya'nın, Bavyera eyaletinde yapılan iki bilimsel denemede raporlarında GDO'lu tohumların gelin böceği, kelebek gibi bazı böceklerin öldürdüğü belirtilmektedir.

Bu durum bioçeşitliliğe tehdit olduğu gibi (bitki nesillerinin yok olması) altı yüz çocuk maması ve 1600 civarında yiyecek ve içecekte katkı maddesi kullanılmaktadır. ( Mısır, Soya, Patetes v.b.)

Deney hayvanlarında yapılan denemelerde, yukarıdaki yiyeceklere katılan katkı maddeleri ile beslenen hayvanlarda 3-4 nesil sonra üreme yeteneklerini kaybettikleri tespit edilmiştir.

Sebze ve Meyve üretim havzalarında, (bizde Hatay'da) insan kadavralarından alınan doku örneklerinde, zirai ilaç kalıntısı olmayan örnek görülmemiştir. Örneklerin hepsinde önemli oranda etkili madde kalıntısı bulunmuştur. Çarpıcı örnekleri verebildim. Yerimiz bu kadar . Gelecek yazılarımda önemli- çarpıcı bilgiler vereceğim. 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.