Türkiye’de terör emme basma tulumbadan farksız. Emme basma tulumba bir taraftan suyu çekerken bir taraftan da suyu dışarıya verir. Yani akıtır.
Biz bir taraftan terörü bitirmek için mücadele ediyor can verirken, öbür yandan sanki adeta besliyoruz.
Terör yandaşı milletvekillerinin çalışmaları meydanda. Bunlara onca ödenen paralar, mecliste grup kurduklarından partilere bütçeden verilen paralar bunlara da veriliyor.
Bunların kazandığı belediyelerin verdiği kepçeler ile hendek kazdıkları belgelendi. Aynı belediyelere bütçeden para aktarılıyor.
HDP’li belediyeler bütçelerinin çoğunu yani %70’ler %80’leri personel gideri olarak gösteriliyor. Yatırıma ise %7-10 ayırıyor.
Bunları ben söylemiyorum. Bizzat Başbakan Davutoğlu açıkladı. Yatırım az, personel gideri çok. Peki bu kadar kalabalık personel ne için var? Devletin aktardığı paralar bir yerlere aktarılıyor olamaz mı?
Devlet elbette bunların farkında. Tedbir almaya çalışıyor. Ne yazık ki ağır işliyor. Yani bürokrasi burada da işleri yavaşlatıyor. Gevşeklik nice canları alıyor, hanelere ateş düşürmeye devam ediliyor. İşte bunun için terörle mücadeleyi emme basma tulumbaya benzettim. Kısaca kısas olmadıkça terörün hakkından gelmek zor. Vatanına ihanet edenler vatan evlatlarını şehit etmeye, Türkiye düşmanlarıyla iş birliğiyle hareket etmeye devam ediyorlar. Hainlere idam kanunu çıkartılmalı.
8 Nisan 1995 tarihli gazetemizin hadiselerin muhasebesi sahifemizde aşağıda ki satırları yazmışım.
Aradan 21 yıl geçmiş hala PKK problemi devam ediyor. Haini bize teslim ettiler ama asamadık. Suriye’den biz getirseydik asabilirdik.