Bundan üç hafta evvel 12 Ocak 2021 tarihli “Robert Koleji Eşittir Boğaziçi Üniversitesi” başlıklı yazımda bu okulun ne gayelerle kurulduğunu yazmıştım. Bana yorum atanlar içinde, “Bize ne Robert Kolejinden” diye başlayıp saydıranlar oldu. Robert Kolejinde ve Boğaziçi Üniversitesinde kümelenen öğretim görevlileri içinde nice milletin boğazını sıkmak için uğraşanlar olduğu malum. Rektör atamasına da karşı çıkmalarının sebebi “Bizim içimizden biri rektör atanmazsa Türk Milletini temsil eden biri geldiğinde bizleri ekarte eder...” endişesinden kaynaklanıyor.
Son hadise Boğaziçi Üniversitesine neşter vurulmakta geç bile kalındığını göstermekte. Rektör göreve başladı, tepki gösterenlerin cılız seslerini kimse duymaz olunca provokasyona başladılar.
Kabe resimli örtüyü yere serdiler üzerine de LGBT alametli bez parçalarını üstüne koydular. Polis LGBT kulübünü bastı, arama yaptı, kulübün bayrakları yanında PKK’nın eş anlamlı KONGRE-GEL ifadeli kitaplar, broşürler bulundu. Rektör ataması bahane edilerek ülkede kaos çıkartmak isteyenler, terör sevicilerini de bu işlere bulaştırıyorlar.
Müslüman halkımızın kutsalı kıblemiz Kabe’ye karşı hakaretamiz davranışlarla halkı sokağa dökmek ve anarşi meydana getirmek istiyorlar. Devletin zamanında müdahalesi, suçluları adalete teslim etmesi oyunlarını bozdu. Ne yazık ki Rektör atamasını bahane ederek nümayiş yapanları destekleyenler Kabe resimlerine yapılan saygısızlığa karşı sessizliğe büründüler.
Halkımıza tavsiyem 27 Mayıs İhtilalinden evvel 27-28 Nisan olaylarını, 1968’den 12 Eylül askeri darbesine kadar yaşanan talebe hareketlerini, terör olaylarını incelesinler, aynı olayların tekrar edilmek istendiğini anlayacaklardır. Ülkemiz bu hadiseler dolayısıyla çok geri bırakıldı. Geçen yazımda Robert Koleji mezunu Ferit Tek bu okul ile ilgili “Gerçekte buraya Türk giremez demek doğru değildir. Türk girer, fakat Türk çıkamaz.” Diyor. Biliyorsunuz Türk dendiğinde aynı zamanda Müslüman anlaşılır. Ferit Tek’in “Müslüman çıkamaz” demek isteğini kabul edelim.