Bilecik ilimizin dertleri, merkezle bitmiyor. Geçen ki yazımızdan sonra bazı arkadaşlar, sâdece Bilecik merkez ve Bozüyük’ün derdi yok, birazda diğer ilçelerle ilgilenin diye, haklı serzenişlerde bulunmuşlar. Dilimiz döndükçe, ilçelerimizin dertlerine de değinmek isteriz. Bilecik, Mîsâk-ı Milli sınırlarımızda olup, şuan siyâsi haritamız dışında kalan ülkemiz gibi, küçül(tül)müştür. Osmanlının son döneminde kurulan, merkez kazâsı Bilecik olan, Ertuğrul sancağı, Söğüt, İnegöl ve Yenişehir ilçelerinden oluşmaktaydı. Domaniç İnegöl’e, İznik Yenişehir’e bağlı nâhiyelerdi. Söğüt ise, İnönü (Bozüyük İnönü nâhiyesinin köyü), Mihalgazi (Sarıcakaya Mihalgazi nâhiyesinin köyü), İnhisar gibi nâhiyelerden oluşmaktaydı.*
Orta Sakarya Vâdisi, Bilecik’in Gölpazarı, İnhisar, Yenipazar, Söğüt ve Osmaneli ile Eskişehir’in Mihalgazi ve Sarıcakaya ilçelerinden oluşmaktadır. Sakarya nehri boyunca uzanan bu ilçeler mikroklima özellikleri nedeniyle örtüaltı tarımında ön plana çıkmaktadır.** Orta Sakarya Vâdisi, Yukarı ve Aşağı Orta Sakarya Vâdisi olarak ikiye ayırırsak, Osmaneli, Gölpazarı ve Yenipazar aşağıda, İnhisar, Söğüt, Mihalgazi ve Sarıcakaya yukarı kısımda kalır.
Osmaneli, İstanbul Antalya yolu üzerinde olması sebebiyle, gerek tarım gerekse sanâyi yönünden gelişmiş durumdadır. Gölpazarı, ana yollardan çok uzak olmamasına rağmen, ilçenin tarımla alakalı bilinç eksikliği ve yanlış politikalar yüzünden, tarım konusunda, olması gereken seviyeye gelememiştir. Son yıllarda İstanbul ve Adapazarı gibi yakın yerlerden hobi bahçesi için gelenlerle nispeten canlanmıştır. Dikenliboğaz geçidinin yapımından sonra, bu yıl yapımına başlanacak Vezirhan-Dikenliboğaz yol genişletmesi ve Gölpazarı-Taraklı yol güzergâhının ıslahıyla gelişimi hızlanacaktır.
Orta Sakarya Vâdisi’nin aşağı kısmındaki son ilçe olan Yenipazar, bu bölgenin en küçük ve geri kalmış yeridir. 2015 yılında başlayan ve hâlihazırda devam eden yeni yol çalışması sayesinde en azından ulaşım sıkıntısı ortadan kalkacaktır. Aynı zamanda son yıllarda yapılan tavuk çiftlikleri, hızla nüfus kaybeden bu şirin ilçemizin gelişimine katkı sağlamıştır. Hem tarım hem de hayvancılığa müsâit olan ilçede, hayvancılık ile alâkalı yapılan planlamaların, bir an önce hayata geçirilmesi gerekmektedir.
Bu yazımızın asıl konusu olan İnhisar, Kayı Beyi Ertuğrul Gâzi’nin otağını kurduğu, Osmanlı Cihan İmparatorluğunun köklerini saldığı Söğüt’ün de içinde olduğu, Geçitli köyünden başlayıp, Küre, Hamidâbat ’tan Çaltı’ya ve Alpagut, Karaoğlan, Mihalgazi’den Sarıcakaya’ya uzanan Orta Sakarya Vâdisi’nin yukarı kısmının merkezinde yer almaktadır.
(Ulusal bazı yayın organlarının internet haber sitelerinde, Bilecik ile alakalı haberler bu fotoğrafla veriliyor. Bu fotoğraf neresi, merkezde böyle bir yer yok diyordum. Şirin ilçemiz İnhisar’mış.)
İnhisar’ın ekonomisi, tarım ve meyveciliğe, özellikle nar üretimine dayalıdır. Son çeyrek asırda, tarım ve hayvancılık ile geçinen insanların azalmasıyla, tüm Türkiye’de hızla yok olan köyler gibi, İnhisar da eriyip bitmektedir. Coğrafi konumundan dolayı kapalı havza olan, İnhisar’ın da içinde olduğu bu bölge, Sakarya Nehri sâyesinde oldukça verimlidir. Ana yollardan uzak olduğundan egzoz gibi gazlardan, sanayi olmadığından, sanayi gazları ve atıklarından uzaktır. Hemen hemen her meyvenin yetiştiği, domates, salatalık, yeşil soğan, marul gibi pek çok sebzenin, gerek örtü altı, gerek açık üretimi yapılabilmektedir. Aynı zamanda, bölge ve İnhisar son yıllarda önemi artan ekolojik tarım için, merkez olabilecek konuma da sahiptir.
Bursa Eskişehir Bilecik Kalkınma Ajansı’nın (BEBKA), Orta Sakarya Vâdisi hakkında hazırladığı raporunda, konuyla alâkalı geniş bilgiler verilmiştir. Konuyla ilgilenenler, aynı zamanda BEBKA’nın bölgeye verdiği teşvikleri de içeren bu raporunu inceleyebilirler.**
Bölgenin, ulaşım, pazar, eğitim ve nüfus olmak üzere dört temel sorunu vardır.
Yukarıda bahsettiğimiz, tarımsal avantaj olan coğrafi şartlar, ulaşım için dezavantajdır. Kuzey ve güneyinde, doğu-batı istikametinde uzanan sıradağların arasında kalan bölgenin, ulaşım için en uygun güzergâh, Ankara-İstanbul güzergâhıdır. Bölgenin Bilecik dolayısıyla İstanbul ile ulaşım yolu olan, Çaltı-Söğüt-Bilecik yolu toplan 47 km bol virajlı ve dağlıktır. Geçen günlerde Bozüyük’te bir toplantıya katılan Ulaştırma Bakanı Ahmet Arslan, Bozüyük Söğüt yolunun 2017 yılında yapımına, Söğüt İnhisar yolunun ise proje çalışmalarına başlanacağının müjdesini vermiştir. Şayet yol, Söğüt-Çaltı güzergâhı yerine, İnhisardan Çaltı boğazına, oradan Hamîdâbat, Küre ve Geçitliden Deresakarya yoluna, oradan da Ören sapağının olduğu yerden, yeni otogar kavşağına bağlanırsa yaklaşık 10 km kısalmış olacak. Hem mesâfeden tasarruf, hem de yolun çok daha az virajlı ve engebeli olmasını sağlayacak bu güzergâh, sâdece İnhisar’a değil bölgedeki diğer yerlerin (Alpagut, Karaoğlan, Mihalgazi, Sarıcakaya) Bilecik ve İstanbul’a bağlantısı olacaktır. İnhisar Nallıhan güzergâhı da benzer şekilde yapılırsa, bölgenin Ankara’ya bağlantısı da rahatlayacaktır. Buda, bölgeye canlılık getirecektir.
Bölgenin ikinci önemli problemi, yeni pazar bulmadır. Yaş sebze ve meyve ihrâcatı denince aklımıza nedense hep Ege ve Akdeniz sahilleri gelmektedir. Yörenin ürünleri özellikle İstanbul gibi iç pazarda yer alırken, ihrâcatta yok denecek kadar azdır. Bu konuda devletin bölgeye gerekli yatırım ve teşvikler yapması gerekmektedir. Ayrıca, pazarı büyütmek için, pazara sunulan mal çeşidinin de artırılması gerekmektedir. Bu konuda bölgenin merkezi konumunda olan İnhisar’a meyve suyu, turşu, salça gibi imâlathâneler, ürünleri muhafaza etmek ve mevsimi dışında pazara sürmek için soğuk hava depoları yapılabilir.
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’mızın, gerek tarımda gerekse hayvancılıkta, âcilen millî seferberlik ilan edip, millî projeler üretmesi gerekmektedir. Fiili durumdan bihaber mühendislerin, o nazik ellerini toprağa “korkmadan” değdirmeleri ve çiftçilerin dertlerine dokunmaları gerekmektedir. Bu konuyu açmaya kalkarsak gazetemizin sayfaları yetmez. Ama son yıllarda bu konudaki eksiklikler sık sık kamuoyunun önüne gelmektedir.
Kısaca birkaç şey söylemek gerekirse, ziraatta yeni teknikler, örnek uygulamalar yapılmalı ve halkın bilinç seviyesi artırılmalıdır. Tarım kredi kooperatifleri çok daha aktif olmalı. Belli şartları yerine getiren çiftçileri (ekim alanı miktârı, üretim miktârı, ürün kalitesi gibi bazı kıstasları sağlayanları) sigortalı yapmak (halkın eğilimlerini gösteren, 80ler dizisindeki SSK vurgusu) gibi teşviklerle, tarım sektörünün cazibesi artırılmalıdır. Konya kadar bir toprağa sahip Hollanda’nın neredeyse tüm Avrupa’nın tarım ihtiyâcını karşılıyor olması, eski tarım ülkesi olan Türkiye’nin buğdayı dahi ithal etmesi ne acıdır. İki yıl önce yapılan buğday üretimi, Türkiye’nin ihtiyâcından fazla olmasına rağmen, üretilen buğdayın çoğu, ancak yem sanâyisinde kullanılabilecek kalitede olduğu için, ekmeklik buğday ithal ettik.
Bölgenin nüfus sorunu, ilk üç sorunun halledilmesiyle kendiliğinden çözülecektir. İşi hızlandırmak için, bir önceki İnhisar Kaymakamı’nın, Suriye’den gelen Türkmen Mültecilere vatandaşlık vererek, bölgeye yerleştirme projesini hayâta geçirilebilir.
Bir iki ay önce, öğrenci bulamamaktan dolayısıyla kapanma sürecine giren İnhisar Çok Programlı Lisesi’ni ziyaret etmiştim. Okul yönetiminden bir hocamız, ilçeye gelen Suriyeli dört ailenin, okul yaşındaki 7 çocuğunun, nasıl kıymetlendiğini ve hızlı bir Türkçe eğitimine alındığını anlatmıştı. İlçemizin nüfus derdini bu son cümle anlatıyor değil mi?
Son olarak, 1954 yılına kadar Söğüt’e bağlı olan, Mihalgâzi ve Sarıcakaya, Orta Sakarya Vâdisi’nin Bilecik sınırları dışında kalan yerleridir.*** Özellikle ulaşım sorununun çözülmesiyle Bilecik’e yaklaşacak olan bu yerlerin, tekrar ilimize bağlanmasını arzu etmek çok mu Bilecik milliyetçiliği olur?
*Hüdavendigar Eyaleti Sancakları
**BEBKA (Bursa Eskişehir Bilecik Kalkınma Ajansı) Orta Sakarya Vadisi Raporu
***Mihalgâzi Kaymakamlık Sitesi