Vali Tahir Büyükakın, Bilecik Belediyesi tarafından düzenlenen “Uluslararası Marka Değerleriyle Bilecik Sempozyumu” kapanış töreninde, Bilecik’in adının Ertuğrul olarak değiştirilebileceği ve başkaca başlıklar adı altında tartışmaya açtığı konularla ilgili yazılı basın açıklamasında bulundu.
Tartışmaların Bilecik’in adının Ertuğrul olarak değiştirilmesi önerisi üzerine yoğunlaşmasının Bilecik Şehir Markası çalışmalarını sığ ve kısır bir zemine çektiğine vurgu yapan Vali Büyükakın, “Söz konusu üç önerinin “Şehirler Kuran Şehir Bilecik” başlığı altında uzun vadeli bir vizyon projesi olarak ele alınması gerektiğini düşünüyorum. Bu kapsamda, eğer bütün şehir modelinde pilot il seçilirsek şehrin adının Ertuğrul Gazi, merkez ilçenin adının Bilecik olması veya tersinin yapılması tartışılabilir. Şüphesiz başka öneriler de tartışılabilir. Tartışmaların maksadı isim değişikliği değildir. Sadece isim değiştirerek şehirlerin kaderinin değişmeyeceği apaçık bir gerçektir” dedi.
Vali Büyükakın, önerilerini yeniden anımsattığı açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Bilecik Şehir Markası” kapsamında ele aldığımız ve “tartışılması faydalı olacaktır” şeklindeki bazı önerilerimizin yerel ve ulusal kamuoyunda yankı bulmasını Bilecik adına bir kazanç olarak görmekteyim. Ancak konuya ilişkin tartışmanın sadece “Bilecik’in adının Ertuğrul olarak değiştirilmesi de tartışılabilir” önerisi üzerine yoğunlaşmasının Bilecik Şehir Markası çalışmalarını sığ ve kısır bir zemine çekeceğini düşünmekteyim.
Bu nedenle bazı hususların altının çizilmesinde yarar görüyorum. Günümüz dünyasında şehirlerin arasındaki rekabet, ulusların arasındaki rekabetin önüne geçmekte ve bu eğilim her geçen gün artmaktadır. Bu noktadan hareketle birçok şehir “şehir markası” çalışmaları yapmakta, şehrin tanınırlığını ön plana çıkarmak için büyük bütçeler harcamaktadır. Şehir markası oluşturma amacına yönelik olarak ilimizin marka değerleri veya markalaşma potansiyeli bulunan değerleri üzerine şimdiye kadar çok değerli çalışmalar yapılmıştır. Bilecik Belediyesi tarafından BEBKA desteği ile düzenlenen sempozyum da bu amaca yönelik güzel bir çalışma olmuştur.
Hizmetler sektörüne ilişkin olarak şimdiye kadar yapılan değerlendirmeler incelendiğinde “tarih ve doğa turizmi şehri” ile “üniversite ve öğrenci şehri” başlıkları altında yapılacak olan çalışmaların sektörün gelişimi açısından önemli bir potansiyel vadettiği ve şehrin geleceği için önemli bir fırsat olduğu dikkat çekmektedir. Şüphesiz Ertuğrul Gazi ilimiz ve ülkemiz açısından çok kıymetli bir değerdir. Ertuğrul Gazi’nin bundan 736 yıl önce topladığı toy da çok kıymetli bir değerdir. Bu noktada tartışılması önerilen birinci husus söz konusu toyun “insanı yaşat ki devlet yaşasın” anlayışı ile uluslararası ölçekte her yıl ilimizde toplanması ve ana temanın hep insanlığın huzuru olmasıdır. Bilecik’te her yıl uluslararası bir toy düzenlenmesi şehrimiz için başlı başına bir marka değeri fırsatı sunacaktır.
Şehir Markası açısından tartışılmasında yarar olduğunu düşündüğümüz diğer bir konu ise şehrin bir üniversite ve öğrenci şehri kimliğinin ön plana çıkarılmasıdır. Civar illerde yaşayan yaklaşık 15 milyon nüfus, hızlı tren imkânı ve şehrin huzur ve sükûnu bu açıdan çok önemli bir fırsattır. Güçlü bir üniversite şehri kimliği uluslararası toy açısından da son derece gerekli ve bir o kadar önemli bir kimliktir.
Dirilişin, kuruluşun ve kurtuluşun şehri olarak Bilecik aynı zamanda şehirlerin kuruluşuna beşiklik etmiş bir şehirdir. Bu açıdan Bilecik, yeni yerel yönetim modellerine ve yeni şehir mimarisi konseptine pilot uygulama şehri olarak da görülebilir. Daha açık bir ifadeyle, son dönemde sürdürülmekte olan “bütün şehir” tasarımı açısından da “yatay-dikey mimari” tartışmaları açısından da pilot uygulamalara elverişli bir şehirdir. Bu ise sempozyum kapanışında tartışılmasını önerdiğimiz sonuncu husustur.
Söz konusu üç önerinin “Şehirler Kuran Şehir Bilecik” başlığı altında uzun vadeli bir vizyon projesi olarak ele alınması gerektiğini düşünüyorum. Bu kapsamda, eğer bütün şehir modelinde pilot il seçilirsek şehrin adının Ertuğrul Gazi, merkez ilçenin adının Bilecik olması veya tersinin yapılması tartışılabilir. Şüphesiz başka öneriler de tartışılabilir. Tartışmaların maksadı isim değişikliği değildir. Sadece isim değiştirerek şehirlerin kaderinin değişmeyeceği apaçık bir gerçektir.
Dolayısıyla, konuya ilişkin tartışmaların sığ ve kısır bir isim değişikliği meselesinden çıkarılarak, “Bilecik Şehir Markası” yaratılması için yapılması gerekenler ekseninde sürdürülmesinin ilimiz için çok daha yararlı olacağını düşünmekteyim.
Hizmet etmekten gurur duyduğum Bilecikli hemşerilerime saygılarımla”