Vali Süleyman Elban, Öğrenme Şenliği'nin açılışında yaptığı konuşmada adeta ezber bozdu. Batılılar tarafından doğru bilinen birçok yanlışın milletimize empoze edildiğini belirten Vali Elban, öğrenmeden önce, öğrenme şeklinin öğrenilmesi gerektiğine dikkat çekti.
'YOK ÖYLE BİR ŞEY!'
Öğrenmenin nasıl olması gerektiğini Batılılar'ın bizden çok önce öğrendiğini ve bu durumu kendi lehlerine iyi kullandıklarını dile getiren Vali Elban,"Viyana kapılarına dayandık ve savaşı kaybettik. Kaybettiğimiz için durakladık, geriledik ondan sonrada dağıldık. Yok öyle bir şey. Yani bilimsel üstünlüğümüzü kaybettik, biz o tarihten itibaren hiçbir şeyi geliştirmedik, geliştirmediğimiz için onlar bizden aldıklarının üzerine koydular, geliştirdiler ve daha ileriye götürdüler. Bilimsel olarak her açıdan geri kaldık, onun için kaybettik" ifadelerini kullandı.
Bilecik Valiliği, Bilecik Belediyesi, Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü işbirliğinde 11-12 Ekim tarihleri arasında gerçekleştirilecek 'Bilecik Öğrenme Şenliği'nin açılışı yapıldı.
Öğrenme Şenliği, Bilecik Belediyesi önünden mehter takımı eşliğinde Cumhuriyet Meydanı'na yürüyüş ile başladı.
İl Milli Eğitim Müdürü Fazilet Durmuş'un ardından Milli Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü Yaygın ve Mesleki Eğitim Daire Başkanı Süleyman Akgül ve Belediye Başkanı Selim Yağcı'nın konuşmaları gerçekleşti.
Son olarak kürsüye gelen Vali Süleyman Elban çok önemli mesajlar verdi. Batılılar tarafından doğru bilinen birçok yanlışın milletimize empoze edildiğini belirten Vali Elban, öğrenmeden önce, öğrenme şeklinin öğrenilmesi gerektiğine dikkat çekti.
Vali Elban ezber bozan konuşmasında şunları aktardı:
"Her şeyden önce, öğrenmeden de önce nasıl öğreneceğimizi öğrenmemiz gerektiğini düşünüyorum. Bizim hem eğitim öğretim hayatımızdaki kalıplar hem öğrenmedeki kalıplarımız, düşünce ve felsefedeki kalıplarımızın hepsi batılı kavramlar.
Tarihteki devirlere baktığımızda orta çağ, yeni çağ, yakın çağ gibi kavramlar görüyoruz. Bunları kendi gerçekliğimizle kıyasladığımızda bir türlü anlam veremiyoruz. Orta çağ diye baktığımızda çok karanlık bir çağ. Kadınların insan olarak kabul edilmediği bir Avrupa çağı. Bir 100 yıl öncesine kadar lavabo, hamam alışkanlığının olmadığı bir Avrupa çağı. Ama bin yıl öncesine gidiyorsunuz bizim çağımızda her türlü medeniyet var. Çağ tanımlamasına bakarsanız karanlık çağ deniliyor. Çünkü batı kavramları ile tanımlanıyor. Batı ayrım ile tarihi ayrımladığımızda bizim için çok bir anlam ifade etmiyor. Bulanık bir dönem olarak geçiştiriyoruz kendi dönemimizi.
Öğrendiğimiz kavramları öğrenirken öğrenme şeklini de tam olarak oturtmamız gerekiyor. Bugünkü şenliğin anlamını yüz yıllar önce Batılılar çok sinsice kavramışlar ve bizim o güne kadar elde ettiğimiz kavramları öğrenmişler. Almışlar, götürmüşler ve geliştirmişler. Yine bize öğretildiğinin aksine Viyana kapılarına dayandık ve savaşı kaybettik. Kaybettiğimiz için durakladık, geriledik ondan sonrada dağıldık. Yok öyle bir şey. Yani bilimsel üstünlüğümüzü kaybettik, biz o tarihten itibaren hiçbir şeyi geliştirmedik, geliştirmediğimiz için onlar bizden aldıklarının üzerine koydular, geliştirdiler ve daha ileriye götürdüler. Bilimsel olarak her açıdan geri kaldık, onun için kaybettik. Yoksa savaş kaybettiğimiz için değil. Savaş bunun bir sonucu. Maalesef bunu da bize farklı öğrettiler.
Dolayısıyla bizim ilerlememiz, gelişebilmemiz daha medeni bir toplum olabilmemiz için doğru öğrenmemiz, öğrendiğimizi geliştirmemiz gerekiyor. Onun için bugünün anlamını bu şekilde yorumlayıp, milat olarak kabul edip artık bizim dünyadaki birçok ülkeyle boy ölçüşebilmemiz onların daha ilerisine geçebilmemiz için her açıdan tam anlamıyla doğru öğrenmemiz gerekiyor. Öğrendiğimizi de geliştirmemiz gerektiğinin farkında olmamız lazım" dedi.
Konuşmaların ardından askeri bando ve mehter takımı gösterileri sahne aldı. Daha sonra adliye önünde kurulan şenlik alanı gezildi.