Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, geçtiğimiz gün partisinin il ve ilçelerde ki seçim bürosu açılışlarını ve tamamlanmış tesislerin toplu açılışını yapmak üzere ilimize geldi. Kendisi geçtiğimiz Temmuz ayında da ilimize gelmiş ve kendisine çevre ile ilgili sıkıntılar iletilerek bu konulara çözüm bulunması yönünde talep de bulunulmuştu. Özellikle mevcut vahşi çöplüklerle ilgili olarak doğanın nasıl katledildiği konusunda ki haberlerimizi bizzat kendisine teslim etmiştim. Bu konuda ki sorum üzerine de “Katı atık bertaraf tesisi ile ilgili olarak en kısa sürede yönetmelik değişikliğine gidileceği yönünde” bilgi vermişti. Çevre konusunda gündeme gelen diğer haberlerle ilgili de basına kapalı koordinasyon toplantısında bilgi aldığı ve talimatlar verdiği belirtilmişti. Bizde Bakan’ın talimat verdiğini düşünerek önümüzde ki günlerde bazı değişikliklerin olabileceği ümidine kapıldık ama maalesef yanılmışız. Bakan’ın o gün kü ziyaretinin ardından 9 ay geçmesine rağmen vahşi çöplükler konusunda bir gelişme yaşanmadı. Demek ki Bakan beyin verdiği talimatlar da gerekli şartlar oluşturulmasına rağmen havada kaldı. Bakan bey Kızıltepe sırtlarında helikopter sefası sürüp doğanın o muhteşem manzarasını seyrederken 2 kilometre uzunluğunda ki doğayı katleden vahşi yapılaşmayı da görmüştür umarım. Bal ormanı açılışı sırasında yaptığı bu kısa yolculuk yazılanların ve söylenenlerin vahametini biraz daha net anlatmıştır kendisine. Bu manzarayı gördükten sonra da hâla bir gelişme yaşanmaz ise vay halimize…
Özellikle Bozüyük başta olmak üzere belediyelerce oluşturulan vahşi çöplükler sayesinde doğa katledilmeye devam ediyor. Sayın Bakanın bal ormanı oluşturuyoruz diye müjde verdiği Kızıltepe sırtlarından, sızan dere suları çöplerden aldıkları zehirli maddelerle karasuya karışıyor. Karasu kenarında ki köy ve belde halkları başta olmak üzere binlerce insan bu sularla tarlasında mahsul yetiştiriyor. Yetişen bu mahsul de masum vatandaşımın sofrasında ki yerlerini alıyor. Bu manzara karşısında başta senin çevre müdürün olmak üzere mülki amirlerin ve belediyelerin de gereğini yapmak yerine yan gelip yatıyor. Bu çevre felaketi, doğanın hunharca katledilişi, insanların dolaylı yollarla zehirlenişi de bilindiği halde seyrediliyor, sayın BAKAN.
Aman haaa. sen sakın huzursun olma, vicdanın rahat olsun sayın BAKAN..
SAYGILARIMLA...