Bu yazıyı okuyanlar ya da okumadan başlığını görenler benim milli Eğitim Müdürüne yağcılık yaptığımı, yaranmak istediğimi düşünecekler. Herkes arzu ettiği gibi düşünebilir, yorum yapabilir. Bir bardağın yarısına kadar olan su için insanların bakışı, görüşü nasıl farklı ise bu yazıya bakış açıları da farklı olabilir. Olumlu bakanlar bardağın yarıya kadar su dolu olduğunu görürken, bazıları da bardağın yarısının boş olduğunu görürler. Yaklaşık 10 yıl önce emekli olmuş bir kişi olarak(sadece memuriyetten emekli) eğitime katkı sağlamak, bildiklerimi aktarmak, özellikle doğduğumuz, yaşadığımız ilimize katkı sağlamak gayesi ile fikirlerimizi düşüncelerimizi söylemek durumundayız.
Bugün itibari ile tam 14 aydır ilimizde (19.07.2016 tarihinde göreve başladı) görev yapan ve ilimiz eğitiminin tabiri caizse direksiyon başında olan İl Milli Eğitim Müdürümüz Fazilet Durmuş’un saat mevhumu gözetmeden eğitim adına yaptığı çalışmaları görmeyen kalmamıştır. Görev yaptığı sürece kendisini Bilecik’li olarak kabul eden ve Şeyh Edebalı’nın “İnsanı Yaşatki Devlet Yaşasın” felsefesi ile gece gündüz koşturan ve Bilecik sevdalısı bu kişiye hepimizin destek sağlaması ve başarılarının artarak devam etmesi temennisinde bulunmalıyız. Bazı insanlar başarısızlıktan nemalanmak isterler. Şunu asla unutmamalıyız başkasının başarısızlığından dolayı makam ve mevki sahibi olmak yerine, kendi gücünü, performansını, bilgi ve becerisini artırarak takdir toplamalı ve o göreve layık olduğunu ispatlamalıdır.
İlimiz genelinde yaklaşık 37.000 civarında öğrencinin bulunduğu ve aileleriyle birlikte hemen hemen il nüfusunun tamamının eğitimin içinde olduğu düşünülürse hepimizin çocuklarımız için, ilimiz için ve ülkemiz için, onların vatanına, milletine, bayrağına, değerlerine sahip birer fert olarak yetişmeleri için birlikte katkı sağlamamız ve üzerimize düşen görevleri yerine getirmemiz gerekir.
Fazilet Hanım bizim için, Bilecik için, eğitim için bir değerdir. Siyasi çekişmeleri, farklı düşünceleri, şahsi menfaatleri bir kenara bırakıp el birliği, güç birliği, fikir birliği yaparak mücadele etmemiz gerekir. Eğitim seferberliğinde ilçeler arası çekişme olmaz, okullar arası kıskançlıklar yaşanmaz, öğretmenler arası kavgalar görülmez. Eğitim seferberliğinde güzel olan davranışlar paylaşılır, başarılara gıpta ile bakılır, birimizin başarısı hepimizin başarısıdır düşüncesi ile hareket edilir.
Fazilet; Erdem demek, İnsan yaradılışındaki bütün iyi huylar, insanda iyilik etmeye ve fenalıktan çekinmeye olan devamlı ve değişmez istidat, güzel vasıf, kişiyi, ahlaklı ve iyi hareket etmeye yönelten manevi kuvvet anlamına gelir. İsmi ile müsemma bir kişiliğe sahip bir kişiye katkı sağlamak, başarıya ulaşması için gayret göstermek görevdir, vazifedir, tutkudur, erdemliktir.
Kuruluşun, kurtuluşun, dirilişin ve yükselişin şehir, Şeyh Edebalı’nın, Ertuğrul Gazi’nin, Osman Gazi’nin, Dursun Fakıh’ın, Kumral Abdal’ın, Gazi Mihal’in yaşadığı bu topraklarda doğmak, büyümek, yaşamak ne kadar ayrılacalık ise bu tıopraklarda görev yapmak o kadar şereflidir, gurur vericidir. Hele hele bu güzel topraklarda vazife yapanlara katkı sağlamak, gelişmesi için çaba sarf etmek o kadar kutsaldır.
2017-2018 eğitim-öğretim yılının başladığı şu günlerde ifade etmeye çalıştığım duyguları ve düşünceleri göz önünde bulundurarak, Bilecik eğitimi için gayret gösterelim, gayret gösterenlere yardımcı olalım. Eğitimde başarılı olunca insanı, eğitimle birlikte kalkınınca devleti yaşatmış oluruz. Kısacası İnsanı yaşatalım ki devlet yaşasın.