Ak Parti’nin halkın desteğini almasının en etkin yollarından bir tanesine de sağlık alanında yaptığı yatırımlar oldu. 2002 öncesi sağlıkta yaşanan sıkıntıları çeken bilir. Doktor ve eczane kuyruklarından kurtulmanın yanında ülkemiz uluslararası bir sağlık üssü konumuna geldi.
Öncelikle kuyruk işkencesi sona erdi. SSK Hastanesi, Devlet Hastanesi, Üniversite Hastanesi gibi ayrımlar son buldu. Askeri hastaneler sivil vatandaşların kullanımına açıldı. Sosyal güvencesine bakılmaksızın istenilen hastaneden sağlık hizmeti alınabilmenin yolu açıldı. Aile hekimi hizmeti devreye girdi. KETEM sistemi ile kanser hastalıklarından erken teşhis oranları arttı. Bebek ölümleri %30’lardan, %5’lere, anne ölümleri ise %65’lerden %15’lere düştü. Merkezi Hastane Randevu Sistemi devreye girdi. Farklı konularda çözüm bulunan diğer konularda bir hayli fazla oldu.
Bu bilgilerle hafızamıza tazelemiş olduk. Gelelim şimdi geldiğimiz duruma.
Geçtiğimiz hafta Bilecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden vatandaşın çektiği dertleri “Hastane yeni, anlayış eski!” başlığı ile gündeme getirmiştik. Hastaneye gitmek isteyen vatandaşların randevu almakta yaşadığı sıkıntı her geçen gün artarak devam etmekte. Öncelikli grupta bulunan 65 yaş üstü vatandaşlar buna dahil.
Yeni hastane yapıldığında il dışına gitmekten kurtulacağını sanan vatandaş sukutu hayale uğradı. Yeni hastane, yeni doktor bir de yeni yönetim oluşmasına rağmen dertler bitmek bir yana çığ gibi büyüyor.
Bahse konu haberimizde Bilecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ni ele almış ve aynı sıkıntısının Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi’nde de olduğunu vurgulamıştık. Sıkıntılar Bilecik il merkezinden ibaret de değil. İlçelerimizde de durum farklı değil. Bozüyük’ten de onlarca dert geliyor gazetemize. Özellikle geçtiğimiz gün yaptığımız bir görüşme var ki, içler acısı bir hal. Vatandaş yöneticilere derdini anlatmaya gittiğim de yöneticiler “İlgili doktordan bu gün onuncu şikayetçisiniz, fakat bizim yapabilecek bir şeyimiz yok” cevabını almış.
Siyasilere ulaşıp yöneticilerden torpille sıra alındığını duyuyoruz. Siyasetçilerimize göre yöneticiler çok iyi ve çok başarılılar. Hatta telefonları ikinci sefer bile çalmasına müsaade etmeden hemen “Buyur Başkanım” diye açılıyormuş. Siyasetçilere ulaşamayan vatandaşımız ne yapacak? Ne yaparsa yapsın anlayışı hakim olmuş.
Manşet haberimizden sonra hemen hemen her karşılaştığımız vatandaşlar, konu hakkındaki haberimizi tebrik ediyorlar ve bir düzelme olacak mı diye merak ediyorlar. Eskiden devlette haberlerimize karşı cevaplar gelirdi. Valilik kanalıyla soruşturmalar yapılır, soruşturmanın sonucunu da ilgili gazeteye bildirir ve gereken ikazın yapıldığı, bundan sonra işleyişin nasıl yapılacağını kamuoyuna duyurulurdu. Siyaseten de gerekli araştırmalar yapılır, ilgili yöneticilerin kulağı çekilir, üç maymun oynanmazdı.
Yazımızın giriş bölümünde yazdığımız Ak Parti’nin en başarılı alanlarından bir tanesi sağlık demiştik ya, şimdi geldiğimiz durum maalesef böyle. Yukarıda iktidarın yaptığı başarıların ardından “Ama” diye devam eden ve dert yanarak kurduğumuz cümlelerin öncesi de heba oluyor.
Bu sorunlar çözüm noktası iktidar partisidir. Ak Parti vatandaşın sorunlarına derman olarak bunca yıl iktidar kalmayı başardı. Kulak tıkamaya başladığı andan itibaren, oylarındaki düşüş devam ediyor. İlgililerin ve siyasilerin bu vurdum duymaz tavrı devam ederse, vatandaş sandıktan ağır bir bedel ödetir. Bu acı tablo da en çok partisi için gece gündüz demeden çalışan, varını yoğunu partisi için mücadele eden insanlar üzülecektir.
Yiğidi gül ağlatır, gam öldürürmüş, Ak Parti’yi de sağlık güldürdü, sağlıksız anlayış bitirecek.