Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü tarafından 'Çınaraltı Gençlik Söyleşileri' kapsamında "Asırlardır Sönmeyen Kandiller - Padişahların akıl hocaları" konulu program gerçekleşti. Bilecik Şeyh Edebali Kültür ve Kongre Merkezi'nde 1 Kasım Salı günü saat:19:00'da düzenlenen programa konuşmacı olarak Türk Tarihçi Yazar Yavuz Bahadıroğlu katıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşımızın okunmasıyla başlayan program daha sonra Kur'an-ı Kerim tilavetiyle sürdü. Ardından protokol konuşmalarıyla süren programda ilk olarak Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü İdari İşler Daire Başkanı Duran Özdemir kürsüye geldi.
Daire Başkanı Özdemir, kredi ve yurtlar genel müdürlüğünün ülkemizin değerlerini bu tür programlarla gençlerle buluşturduğunu ifade ederek, genel müdürlüğün çalışamlarından bahsetti. 15 Temmuz gecesi yaşanan darbe girişiminde ise gençlerin hainlere karşı dik duruşundan dolayı gurur duyduğunu ifade eden Daire Başkanı Özdemir, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç'ın ve Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürü Sinan Aksu'nun selamlarını iletti.
Daire Başkanı Özdemir'in ardından Belediye Başkanı Selim Yağcı konuştu. Başkan Yağcı, ilimizin kuruluşun ve kurtuluşun beşiği, kardeşlik hamurunun karıldığı topraklar olduğunu ifade ederek: "Bu topraklar üzerinde yaşamanın, hizmet etmenin ve bir arada olmanın gururunu yaşıyoruz. Bu topraklar bir çok sultanı ağırlamış. Şeyh Edebali'nin diyarında hizmet edebilmenin gururunu yaşıyoruz." dedi. Yağcı konuşmasının devamında ise gençlere seslenerek, "Geçmişimizi iyi bilmemiz lazım ki geleceğe sağlam basalım. Osmanlıyı tanımak için Şeyh Edebali'yi bilmek lazım." dedi. Yağcı konuşmasının sonunda ise programı düzenleyen Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğüne, Türk Tarihçi Yazar Yavuz Bahadıroğlu'na katılımlarından dolayı teşekkür etti.
Başkan Yağcı'nın ardından Vali Süleyman Elban konuştu. Vali Elban, çocukluk ve gençlik döneminde Türk Tarihçi Yazar Yavuz Bahadıroğlu'nun yazdıklarını okuyarak geçirdiğini ifade etti. Bir çok büyük şehirde bu tür etkinliklere faaliyetlere ulaşmanın, katılmanın çok güç olduğuna vurgu yaparak: "Bu tür faaliyetleri ilimize getiren başta bakanımız olmak üzere Kredi Yurtlar yetkililerine teşekkür ediyoruz. Güzel bir sohbet olacak. Teşekkür ediyorum" dedi.
Konuşmaların ardından Çınaraltı Gençlik Sohbetleri ile ilgili sinevizyon gösterimi izlenildi. Ardından Ramazan Yumru tarafından kum sanatı gösterimi büyük ilgiyle takip edildi. Kum sanatı gösterisinin ardından Türk Tarihçi Yazar Yavuz Bahadıroğlu "Asırlardır Sönmeyen Kandiller" konulu konferansını verdi.
Tarihe yön veren padişahların akıl hocaları Şeyh Edebali, Akşemseddin, Mimar Sinan, Aziz Mahmud Hüdai, Hacı Bayram Veli, Ebu Suud Efendi, Zenbilli Ali Efendi ve Molla Fenari'yi anlatan Türk Tarihçi Yazar Yavuz Bahadıroğlu: "Dostlar, iki tür insan vardır. Hepimiz dünyaya gelir belli bir müddet yaşar ölürüz. Ama pek çoğumuz dünyanın bir çok yerinde ayak izi bırakırız. Ama sadece bazı insanlar, özel insanlar yüreklerde, yürek izi bırakılar. Bahsettiğimiz bu insanlar yüreklerimizde iz bırakan insanlardır." dedi.
Bahadıroğlu şöyle konuştu: "Bilecik'te nereye baksanız Şeyh Edebali'nin izini görürsünüz. Ben bu bölge insanımızda, bütün insanlarımızda Şeyh Edebali'nin yürek izini görürüm. Dostlar, iki tür insan vardır. Hepimiz dünyaya gelir belli bir müddet yaşar ölürüz. Ama pek çoğumuz dünyanın bir çok yerinde ayak izi bırakırız. Ama sadece bazı insanlar, özel insanlar yüreklerde, yürek izi bırakılar. Bahsettiğimiz bu insanlar yüreklerimizde iz bırakan insanlardır. İşte Osmanlı devleti, o; insanı yaşat üzerine devleti yaşatmanın şartı olarak ileri sürdüğü Şeyh Edebali Hazretlerinin "İnsanı yaşat" formulü üzerine kendini inşa etti ve hangi inançtan olursa olsun bünyesindeki tabiri caizse 42 buçuk milleti barışçıl bir şekilde çatışmasız bir şekilde bir arada tuttu. Ne kendini dayattı, ne asimile etti, ne inancını dayattı. İnsana hizmet mantığı, hiçbirşeye zorlamama mantığı bugün Kosova ve Bosna dediğimiz Avrupanın böğründe iki Müslüman devlet doğurdu. İşte tamda bunun için gençler dinde zorlama yoktur. İnsanlara baskı yoktur, şiddet yoktur, işkence yoktur. İnsana insanca muamele etmek vardır. Bu temeller Hz. Yesevi'den Hz. Mevlana'dan itibaren Şeyh Edebali'ye geçen silsile içinde şimdiye kadar devam ederek geldi." dedi. Bahadıroğlu'nun konferansının ardından hediye takdimiyle sona erdi.